Bazı sorunlar; söylemekle, açıklama yapmakla çözülmüyor.

Mesela, sıvasız hanelerde yaşanan dramı anlamak için o sokaklara uğramak gerekiyor.

Allah uzun ömür versin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kibar bir adam.

Kibir, onun mahallesine uğramamış, olduğu gibi biri.

Ama yanındakiler sanırım bakan Selçuk’u yanlış yönlendirmekte bir hayli maharetliler.

Neden diyecek olursanız; okullar açıldıktan hemen sonra çocuklara uzaktan eğitim vermek için bilgisayar, tablet ve akıllı telefonla irtibat kurarak, engeller aşılacaktı.

Ama gelin görün ki sıvasız hanelerdeki engel, öyle kolay kolay aşılacak bir şey değil.

Ayda 2 bin 340 lirayla geçinen, 4 evladının 3’ü okuyan baba,  bilgisayar ve tablete nasıl para ayırabilir.

Dün akşam 7 çocuğu okuyan, karton toplayarak geçimini sağlayan bir babanın dramını izlemiştim. Evde bilgisayar yok, sadece ekranı çatlamış akıllı telefonu var. Çocuklar EBA’yla bu camı çatlamış telefon aracılığı ile irtibat kuruyor. Ders yaparlarken bir birleriyle tartışıyorlar.

Ya köylerde ikamet edenlere baktığımızda; birçoğu telefonla görüşme yapmada zorluk yaşıyor, internet hak getire.

Telefon sadece pencerenin kenarında veya yüksek bir tepede çektiği için oralara çıkıp ders çalışan çocukların psikolojisi ne durumdadır diye aklından geçiren var mı acaba? 

Büyülü, süslü kısacası algı operasyonu yapan gsm şirketleri de, vatandaştan yüksek fatura bedeli almaktan başka ne işe yarıyorlar?

Uzaktan eğitimmiş.

Paran varsa her şey yakın, yoksa çöpten topladığın kartonların üzerine bilgisayar, tablet ve akıllı telefon resmi çizmeye devam et Abidin!

Kısacası sıvasız hanelerin adedi artıyor ama hala tebeşirden tablete geçtik diye artistlik yapan kibirli siyasetçiler, feryatların yükseldiği sokaklarda neler olup bittiğinden haberleri bile yok.

Varsa yoksa sosyal medyadan tribünlere oynamak.

Zaten, Ahmet duruyor da, Eba’dan ziyade bütçesi yetmediği için evladına bilgisayar alamayan kederli babalar nerede haberimiz yok!