3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bir kez daha basının özgürlüğü sorgulandı ya da şöyle belirteyim hatırlanmış oldu.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde kapkara bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye'nin dünya basın endeksi sıralamasında 180 ülke içinde 154'üncü sırada yer aldığını açıkladı.

Türkiye, Çin'den sonra en çok tutuklu gazetecinin bulunduğu ülke. Bir milletin gören gözü duyan kulağı ve hisseden vicdanı olan basın en güzide yerde yer alması gerekirken maalesef bugün basın emekçileri yazdıklarından dolayı işinden edilip bazıları da cezaevinde. Ülkemiz bunu halletmiyor. Vatandaşların en doğal hakkı olan haber alma özgürlüğü kısıtlanmamalı.

***

Geçmiş dönem hükümetlere bakıldığında çok az örneğine rastladığımız gazetecileri engelleme onları cezaevine hapsetme olaylarını görürüz. Bugün bir hükümet yetkilisine bırakın yazarkasa fırlatmak onun aleyhinde 80 karakteri geçmeyecek bir tweet ayın hemen gözaltına alınır hakkınızda işlem başlatılır. Neden kendinden emin yaptığı icraatlarla övünen bir hükümet eleştiriyi tahammül edemez.

Diyelim ki hükümet ve yetkilileri hakkında iftira veya Aslı astarı olmayan bir iddia ortaya atıldı bunu yanlamayacak o haberi yapanım bir dahaki seferde böyle bir iftira atmaması için farklı müeyyideler uygulanabilir.

***

Bir gazete hedef gösterdi diye devlet hemen harekete geçip yargısız infaz da yapmamalı. 2019 yılı verilerine göre 11 bin 157 gazeteci iş bulamıyor. 2003-2018 arasında 12 bin gazeteci yargılandı.

Tutuklu gazeteci sayısı ise 91. Sadece 2019’da 59 gazeteciye 200 yıl ceza kesildi. “Basın ve ifade özgürlüğü; bireyin fikir beyan etmesi ve bilgi edinebilmesinin, kamusal çıkar çerçevesinde halkın doğruları öğrenebilmesinin, tüm toplumda geniş bir denetimin mümkün olmasının ve dolayısıyla eşit bireyler olarak birlikte yaşayabilmemizin temeli, teminatıdır.” Basının üzerinde hâkimiyet kurup,halkın gören gözünü bağlayan, konuşan dilini susturan, duyan kulağını kapatanların; halk adına üstlenilen denetleme ve gözcülük görevini engelleyenlerin tek arzusu, kendi düzenlerinin sürmesidir.

Basına ilişkin kara listelerde maalesef sıra başı olan ülkemizde ne yazık ki gazetecilere yönelik baskılar bilerek, isteyerek, kasten, örgütlü şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu örgütlü baskılara bakıldığında şöyle bir acı tablo çıkıyor karşımıza.

***

  1. KANALLARINA CEZA YAĞDI -İLAN KESME CEZASI ALDI BAŞINI GİTTİ -GAZETECİLER SALDIRIYA UĞRADI, GAZETE BİNALARI KURŞUNLANDI...

Türkiye'nin Nisan ayı basın raporu şöyle:

* Bir gazeteci tutuklandı, 11 gazeteci için toplam 137 yıla kadar hapis cezası istendi.

* Üç gazeteci gözaltına alındı, 10 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı.

* Antalya ve İzmir'de iki gazeteci saldırıya uğradı, Kocaeli'de bir gazete binası kurşunlandı.

* 18 haber sitesi erişime kapatıldı, bir haber için 273 internet bağlantısı engellendi.

* Bir televizyonun yayınını durduruldu, üç televizyon ve bir radyoya üst sınırdan para cezalarının yanı sıra 14 programa durdurma cezası verildi.

BASIN ÖZGÜRSE HALK ÖZGüRDÜR, BASIN ÖZGÜRSE ÜLKE ÖZGÜRDÜR. ...