Dünyanın ve Türkiye’nin başına bela olan korona virüsü can almaya devam ederken insanlar da kendilerince önlem almaya çalışıyor.

Kimi evden dışarı çıkmıyor kimi de mecburiyetten dışarıya çıkanlar maske bulabilirse maske takıp çıkıyor. Önce maskeler dağıtılacak denildi sonra tanzim satış yapılacak denildi ancak son noktayı Cumhurbaşkanı koydu ve maskeler bedava PTT aracılığıyla dağıtılmaya başlandı. Her zaman seçim döneminde evlere kahvesinden çayına kolonyasından tabak çanağa kadar her türlü siyasi malzeme olsun diye bir şey dağıtan partiler ortalıkta görünmüyor.

Halbuki bu süreçte mecliste temsil yetkisi olan partiler hiç olmazsa Türkiye geneli değil de bazı kesimlere maske ve bir şişe kolonya dağıtabilirdi.

Elbette bu siyasi partilerin mutlaka sanayici ve holding çevreleri var onlara bile bir rica veya öncülük etse maske ve bir şişe kolonya verebilirdi. Neden bu millet hep seçimlerde hatırlanır. Neden siyasiler ekstra yardım çağrılarından başka bu millete yarım maaşını bağışlamıyor.

Asgari ücretle çalışan bir sürü insan bile valiliklere dilekçe verip bu vebayı bertaraf etmek için gönüllü çalışmak için müracaat etti. Bu zor günlerde 2 liralık maskenin 5- 10 lira olduğu bu günlerde insanlara maske tedarikini yeterince yapan partiler milletin gönlüne taht kurardı. Yani bir şişe kolonya ile bir maskenin yıllarca hatırı kalabilirdi.

***

Bir haber deyip geçmeyin bir haber yapılır gönüller kazanılır bir haber de yapılır yalan dolan kokar. Tecrübeli ve yıllarını gazeteciliğe veren Hüseyin Tüccar mahallesinde şahit olduğu bir olayı köşesinde yazarak evine ekmek götüremeyecek bir çocuğun hikayesine dokunarak onlara el uzatan ve onları unutan insanları harekete geçirdi. Bu haberi yaptığı için Sayın Tüccar’a ve Bavul Haberden Bilal Kayaaltı ağabeye çok teşekkür ediyorum. Gazeteci, vicdan ve vefa denilince sizler akıllara geliyorsunuz. Kaleminiz tükenmesin...