Yaklaşık on sene olmuştur sanırım belki daha da fazla. O zaman da bahse konu yerde manzara aynı idi, meydanın neredeyse bütün taşları kırık ya da yerinde yoktu. O zamanlar özellikle yağmur yağdığında, insanlar yürürken, kırık taşları fark edemediklerinden üzerlerine çamurlu su sıçrıyordu, bu çamurlu sudan binlerce Bursa'lı vatandaşımız nasibini almıştır.

Durum hala içler acısı: bahsettiğimiz  adı meydan olan alanın karoları, kaplama taşlarının durumu içler acısı ! Şu an daha fazla kırık var, ve artık boşluklar çukur halini almış durumda. Neredeyse  her gün bu meydanda yürüyen insanların yaralandığını haberlerini alıyoruz. Meydan değil adeta Survivor programında kurulmuş bubi tuzağı gibi bir platform...

Tarih ve Turizm şehrimiz Bursamızın ortasına rant uğruna hançer gibi saplanan adına Kent Meydanı dediğimiz yer, her gün on binlerin yürüyerek geçtiği, işlerin kesiştiği bir noktadan, her fırsatta reklamı yapılan ancak meydandan eser olmayan ticari bir alandan  bahsediyorum.

On yıl önce bu konuda basın açıklaması yaparak kamuoyunun dikkatini çekmek istemiştik, belki sorumlular duyar da Bursalılarımıza layık güzel bir hizmet yapılır diye düşündük. O günlerde de bugün olduğu gibi Kent Meydanı ticaret alanının kaldırımlarının sahibini, sorumlusunu bulamamıştık. 

Eğer birileri sahiplenseydi, sorumluluğunu bilseydi o günün kırık karoları bugün çukur haline gelmezdi. Evet on yılı aşkın bir süreden sonra tekrara soruyoruz : Kent Meydanı’nın dış kısmındaki geniş kaldırımların sahibi kim, sorumlusu kim ? Neden kimse bu içler acısı durumu düzeltmiyor, düzeltmek istemiyor?

Kaldırım döşeme işlerini rant kapısı haline getiren yöneticilerimize soruyorum : Bursa’da insana verilen önem bu mudur? Neden işleri hakkıyla yaptırmıyorsunuz? İhaleleri yandaşlara vererek onların semirmesine vesile oluyorsunuz da, Bursa halkına neden önem vermiyorsunuz? Bir kaldırım taşı kadar da mı Bursalıların önemi yok?

Evet biz  yaşanabilir bir Bursa adına takip etmeye ve uyarmaya devam edeceğiz, umarız “Halka Hizmet Hakk’a Hizmettir” ilkesini hatırlayan yöneticiler çıkar da, bir on yıl daha aynı sıkıntıları çekmeyiz !