Bazı büyükşehir belediyelerinin başlattığı bağış ve yardım kampanyaları tartışması hala devam ediyor.

Siyasiler, hukukçular, gazeteciler yazılı ve görsel basında konuyu ısrarla gündemde tutmaya özen gösteriyorlar.

Yasal mıdır, değil midir?

Konunun ıçinde bir tartışma konusu da bağış ile yardım arasındaki farklılık.

Belediyelerin bağış alma ve sosyal yardım ifa etme yetkisine ilişkin düzenlemeler 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda yer almaktadır.

Söz konusu kanunun 15 nci maddesinde " Belediyenin yetkileri ve imtiyazları" arasında bağış kabul etmek de sayılmıştır.

Diğer yandan kanunun belediyenin gelirleri başlıklı 59 uncu maddesinde de bağış gelirleri belediyenin gelirleri arasında sayılmıştır.

Buna parelel olarak aynı kanunda 60 nci madde de bugünlerdeki tartışma için önemlidir.

"Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar ile şartlı bağışlarla ilgili yapılacak harcamalarda belediyenin giderleri arasında sayılmıştır.

Yapilan bağışın şartlı ve şartsız şekline de söz konusu kanunda işaret edilmiştir.

Şartsız bağışları kabul etmek belediye başkanının yetkisinde iken şartlı bağışların kabulü için meclis kararı gerekmektedir.

Diğer açıdan baktığımızda kanunun 14 ncü maddesinde sosyal hizmet ve yardım belediyenin görevleri ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. Kanuna göre bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanma yetkisi belediye başkanına aittir.

Buradan yola çıkarsak;

Belediyeye yapılan bağışın sadece koronavirüs salgını kapsamındaki tedbirlerden etkilenen kişilere harcanması şartına bağlı olarak yapılan şartlı bağışların nasıl harcanacağı ile ilgili düzenleme ise 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yer almaktadır.

Söz konusu kanuna göre;

- Kamu yararına kullanılmak üzere kamu idarelerine yapılan şartlı bağış ve yardımlar, idarenin üst yöneticisi (belediyelerde belediye başkanı) tarafından uygun görülmesi halinde, bütçede açılacak bir tertibe gelir ve şart kılındığı amaca harcanmak üzere açılacak bir tertibe ödenek kaydedilir. Bu ödenekten amaç dışında başka bir tertibe aktarma yapılamaz.

- Bu ödeneklerden malî yılsonuna kadar harcanmamış olan tutarlar, bağış ve yardımın amacı gerçekleşinceye kadar ertesi yıl bütçesine devir olunarak ödenek kaydedilir.

- Bağış ve yardımlar, kullanılmadığı veya amaç dışı kullanıldığı için geri istenildiği takdirde, bütçeye gider kaydıyla ilgilisine geri verilir. Şartlı bağış ve yardımın zamanında kullanılmaması nedeniyle doğacak zararlar ile amaç dışı kullanım nedeniyle yapılan harcamalar sorumluluğu tespit edilenlere ödettirilir.

Yardım toplama düzenlemesi

Birey ve kurumların yardım toplayabilmesine ilişkin düzenleme ise 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda yer almaktadır.

Söz konusu kanuna göre;

- Kamu yararına uygun olarak, amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya destek olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilirler.

- Yardım isteğe bağlıdır. Kişi ve kuruluşlar yardımda bulunmaya zorlanamaz.

- Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan (yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisi, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamı) izin almadan yardım toplayamazlar.

Yukarıda irdelenen mevzuat hükümlerine göre belediyelerin şartlı veya şartsız bağış toplama ve bunları sosyal yardımlar için kullanma yetki ve görevi bulunmakla birlikte yardım toplaması yetkili makamın (vali, kaymakam) iznine bağlı bulunmaktadır.

Bu noktada tartışmanın düğümü vatandaşların yardıma muhtaç kişiler için büyükşehir belediyelerine yaptıkları ayni ve nakdi ödemelerin bağış mı yoksa yardım mı olduğu noktasında bulunmaktadır.

Görünen odur ki bu kanun maddesi ve içeriği günlerce tartışılır. Herkes kendince yorumlar ve tartışma bitmez.

Mevzuatın dışında ifâde etmek gerekirse;

Önemli olan yapılan yardım ve bağışların ( hangi makama yapılırsa yapılsın) gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşması ve şeffaflık içermesidir.

Zira her yönden zor günler geçiriyoruz.

Nasıl ki tüm dünya devlet ve hükümetleri aylar sonra karşılarına çıkacak enflasyon korkusunu düşünmeden günü kurtarmak için para basıyorsa, milletimizde derdine derman olması için yardımın nereden geldiğine bakmıyor.

Günlük siyaset ve oy hesabı yapmanın zamanı değildir.

Kim yaparsa yanlış yapar.

İster genelde ister yerelde.

Türk Milleti bunu unutmaz.

Unutulmasın ki birliğe, beraberliğe, dayanışmaya her zamankinden daha çok muhtacız.

Bütün farklılıklarımıza rağmen.