Devlet baba mı, anne mi?

Bence hem ana hem baba.

Yani evladına hizmet eden, üşüdüğünde sırtındaki ceketle, mantoyla örten.

Açım diyeni duyan, iş istiyorum diyene imkanlar oluşturandır, devlet.

Yani şikayet makamı değil, çözüm ve merhamet makamıdır.

Büyük şair Necip Fazıl Kısakürek’in devrin hokkabaz kılıklı, devlet içine çöreklenmiş çatık kaşlı memurları tarif ederken, ‘müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'! Çatık kaş… Hükûmet dedikleri zat’ ifadelerini boşuna söylememiş.

Şimdilerde de bu tiplere rastlıyoruz; liyakatsiz, Ahmet’in, Adem’in, Atilla’nın ricasıyla devletin farklı kademelerinde görevlendirilenlere.

***

Hatırlarsınız, Denizli Valisi Ali Fuat Atik, esnaf ziyaretleri sırasında uyardığı lokanta ustasına sinirlenerek işletmenin kapatılmasını istemiş, sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüyünce, ‘tutum ve yaklaşımım’ başlığıyla özür açıklaması yapmıştı.

Tutum çok önemlidir Abidin, çok!

Geçtiğimiz cumartesi İnegöl’de oturduğu apartmanın en üst katındaki dairesinin cayır cayır yanışını izlerken, İnegöl Emniyet Müdürlüğü’ndeki görevli polis memurları kendisinden önce kimlik istemiş, ardından da tüm varlığı yok olan adama, maske takmadığı için cezayı yapıştırdıklarıyla ilgili haberleri okuduk.

Eğer bu olay doğruysa, çok yazık.

Evet, polis görevini yapacak, vatandaşın kurallara, yasalara uyması için uyarıda bulunacak. Gerekirse cezayı kesecek.

Ama karakoldaki polise, farklı şubelerde çalışan teşkilat mensuplarına örnek olması gerekenler amirleri ve müdürler olduğunu da işaret etmek isterim.

Mesela, İnegöl Emniyet Müdürü Erdoğan Baydemir, ilçede tebdili kıyafetle sigara ve maske denetimi yapmış, uyarıları dikkate almayanlara para cezası kesilmesini emretmişti.

Müdür Beyin bu tutumuna eyvallah ama emrindeki görevlilerin; dairesi yanan, malı kül olan vatandaşa ‘sen nasıl maske takmıyorsun’ diyerek para cezasını yapıştırmaları, insanı alevlerin içinde üşütüyor!

Örnek vermek gerekirse, Emniyet Müdürü Baydemir, İnegöl’ün farklı bir semtinde, caddesinde bir an maskesiz gördüğü AK Parti ilçe Başkanına ceza kesebilir mi?

Veya Alper Taban’a, sayın başkan maskeniz burnunuzun altında diyebilir mi?

Sadece iki örnek verdim!

Yanlış anlaşılmasın sadece örnek.

Evet, kurallar uygulansın, başımızdaki bela büyük ama evi yanıyor adamın bayım, evi!

Burada size düşen görev, adama ceza kesmek değil, maske uzatmaktır!

Yani bu ve buna benzer hadiselerde biraz daha esnek, yapıcı olmak gerekmiyor mu?

Çatık kaşla hareket, ederek, milleti devletten soğutmaya kimsenin hakkı yok.

Hakkı olmadığını da Denizli Valisi’nde gördük, önce kalpleri kırdı, sonra tamir etmeye çalıştı.

Hiçbir zaman unutulmasın ki, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın tamir edilen şey eskisi gibi olmaz, izi kalabilir!

Bu arada, ciddiyetsiz  faniler yüzünden dizlerimizi dövüyoruz, devletin farklı kademelerinde görevlendirilenler de liyakat arayın, ilçe başkanı, yönetim kurulu üyesi, hademesi ve bekçisi fırçalıyor da!

Tabi İnegöl Kaymakamı, yaşanan olayla ilgili mağdur vatandaşa ceza kesilmediğini açıklamış.

Hakikaten şapka çıkarmak gerekiyor, olayın üzerinde 25 saat geçiyor, Kaymakam Bey lütfedip ceza kesmedik diyor.

Ah liyakat, ah!