Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin (BUSİAD) pandemi nedeniyle online düzenlediği Çekirge Toplantısı’nın bu ayki konuğu Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu oldu. Dolar ve Euro’nun önlenemez yükselişi karşısında ekonomi yönetiminin önlem alması gerektiğine dikkat çeken Aslanoğlu, merkezin faiz politikasını gözden geçirmesi gerektiğini işaret eti.

‘ELİMİZDEKİ KONTROL ARACI AZALDI’

Prof. Dr. Aslanoğlu, pandeminin dünya ve Türkiye ekonomisi üzerinde yarattığı tahribatı anlattığı konuşmasında, döviz kurlarındaki artışa karşı Merkez Bankası’nın 19 Kasım’daki Para Politikası Kurulu toplantısında, hatta daha da erken toplanarak, güçlü bir faiz artışı kararı vermesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Aslanoğlu, Merkez Bankası’nın döviz rezervinin olmamasının, doğrudan satışla dövize müdahale edememesine neden olduğunu ifade ederek, “Elinizdeki kontrol aracı azalmış oluyor, bir faiz kalıyor. TL’yi cazip kılmaya çalışmamız gerekiyor. Onu da kullanmazsak sorun yaşanıyor. Faizi kullanmanın da büyümeye olumsuz etkisi oluyor.” dedi.

Prof. Dr. Aslanoğlu şunları ifade etti: “Döviz rezervimizin olmaması, kurdaki istikrar ve büyüme açısından olumsuz etkileri var. Uzun vadede ülkenin yatırım yapılabilir olmaması riskini artırır. O yüzden, bu dönüşümü bizim biraz tasarruf ederek, daha az tüketerek, çok üreterek ve olabildiğince ihracat yaparak, rezervleri gerçek bir gelirle kapattığımız o değişime dönüşüme ihtiyacımız var.Bu yılın ilk 8 ayında 26 milyar dolar cari açık verdik. 5 milyar dolar sermaye çıkışı oldu. Net hata noksanda da, 8 milyar dolar eksi verdik. Bu bavul ticareti ve turizm hesaplamalarında beklentilerin aşağısında kalmasını anlatır. Toplam, 39 milyar dolar yapar. Bu, Merkez Bankası’nın rezervlerinin azalması demektir. Bir de buna, yerleşiklerin döviz tevdiat hesaplarındaki 25 milyar doları eklersek 64 milyar dolar yapar. Döviz az bile artmış.Türkiye’den para çıkışını azaltmamız ve döviz tevdiat hesaplarını azaltmak gerekir. Bunu nasıl sağlarız? Ne olursa bunlar olur? TL’nin cazibesini güçlü görürsek bu olur. Merkez Bankası’nın faizi 7-8 puan artırmasıyla bu mümkün. Döviz tevdiat hesapları o zaman bozulabilir, para çıkışı da durabilir” ifadelerine yer verdi.

CARİ AÇIKSIZ BÜYÜME...

Türkiye’nin cari açık vermeden büyümesinin mümkün olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Prof. Dr. Aslanoğlu, “İthalat faturasının, özellikle enerji ithalat faturasının azaltılması, mümkünse sıfırlaması gerekir. Dünya, yüzde 85 fosil yakıtla üretim yapıyor. Bu gelecek yıllarda yüzde 20-30’lara inebilir. Türkiye’nin rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji ile üretim yapması cari açık açısından önemli olacak. Bir de teknolojik üretim yaparsak olabilir. Yeni bir modele ihtiyacımız var. Bir de turizmde hak ettiğimiz geliri alamıyoruz. Alırsak hem büyürüz hem de cari açık vermeyiz” diye konuştu.

DÜNYADAKİ DURUM...

Dünya ekonomisine de değinen Prof. Dr. Aslanoğlu, pandemide iyimser senaryonun gerçekleşmediğini ifade ederek, “Ekonomiler önümüzdeki dönemi için karantina ve izolasyondan dolayı olumlu bir görüntü vermiyor” dedi.

“İmalat sanayinde satın alma yöneticileri endeksinde sert düşüş ve sonrasında bir çıkış görülüyor” diyen Prof. Dr. Aslanoğlu, hizmet sektöründe durumun böyle olmadığını söyledi. Aslanoğlu, “Hizmet ve imalatı birlikte değerlendirirsek, 100 birimden başlayan düşüşü 70 birime çıkarabiliyor. Bu nedenle çıkışın V mi, W mi yoksa yükselen ayağı imalat, düşen ayağı hizmet olan K mı olacağı belirsizliğini koruyor” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi