Bundan 20 yıl önce market işletmeciliğini yaptığımız dükkanın mülk sahibi kirasını almaya geldiğinde dilinden düşürmediği şu cümleyi “esnaf duman oldu yedi şamarı bakkalı, manavı, berberi, kasabı” şimdi çok daha iyi anlıyorum.

Buradan bir şeyler karalamak çok basit çünkü artık vatandaş en doğal haber alma hakkı olan “gazeteciye” güvenmiyor.

Bir gazeteci olarak değil bir esnaf çocuğu ve bir vatandaş olarak bazı şeylere dikkati çekmek istiyorum. Eskiden babamın işlettiği bizim de okul çıkışlarında yardımına gittiğimiz marketimizde bir ürünün fiyatını değiştirdiğimizde müşteriye ne cevap vereceğiz diye düşünürdük. 5-10 kuruş zammı bile vatandaş hazmedemiyordu.

Bugün tek seferde bir paket çayın fiyatına 3-5 lirandan fazla zam yapılıyor . Çay her Türk vatandaşın vazgeçilmez içeceğidir. Sabahleyin hani memur emekçi ve işçi maaşlarına yapılacak zamlar konuşulduğunda ilk hesaplamaya gidilen simidin yanındaki çaydan bahsediyorum.

***

Artık simit ve çay ikilisi lüks oldu. -Mutsuz insanlar çoğaldı Mutsuz insan gördüğümüzde yanına gider derdini paylaşırdık. Şimdi çevremizde ailemiz ve akrabalarımız arasında o kadar çok mutsuz insan var ki hangi birinin derdini paylaşalım. Ev hanımı, çocuk , baba, memur ve aklınıza gelecek her kesim ve meslekten insan gün geçtikçe umutsuz, mutsuz ve karamsar oluyor. Asgari ücret geçinmek için yetmiyor.

Her şeye zam geliyor mazereti hazır, dolar zamlandı ancak memur ve işçi maaşına yapılan zam günlerce konuşuluyor ve hak teslim edilmiyor. Çiftçiler mutsuz umutsuz. Gübre, mazot , tohum, su ve elektriğe zam geliyor eli nasır tutmuş binbir meşakkatle ürünü yetiştiren milletin efendisi köylü Hasan amcanın ürününe zam gelmiyor.

Yazın tarlasında çalıştırdığı çocuğunu kışın büyükşehirlere çalışmaya gönderiyor. Zaten sattığı ürünün de çoğunun parasını peşin almıyor. Yani anlayacağınız çiftçi mutsuz. Nasıl mutlu olalım ki.

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP) günlük tutulan verilere göre İcra Dairelerindeki İcra (Esas) ve İflas Dosya Sayıları 20 milyona dayandı.

***

2000 yılında kentlerde 44 milyon kişi yaşarken, kent nüfusu 2009 yılında 54 milyona yükseldi. Bunun nedeni sadece nüfus artışı değil. Köyden kente göç var. •Köyde üretici olan, tüketimini genelde kendi karşılayan nüfus, şehre işsiz ve tüketici olarak geliyor. Önce işsizlerin sayısı artıyor. Sonra tüketici sayısı artıyor.

İşsiz sayısı 4 milyon 202 bine ulaştı. Karşılıksız çek sayısı ise yüzde 22 artışla 505 bin adede çıktı Türkiye’de geçen yıl evlenen çift sayısı 553 bin 202, boşanan çift sayısı ise 142 bin 448 oldu. Evlenen çiftlerin sayısı 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,9 azalırken, boşanan çiftlerin sayısı yüzde 10,9 artış gösterdi. 2019 yılının ağustos ayında 49 kadın öldürüldü.

TÜİK verilerine göre, Türkiye'de cinsel istismara maruz kalan çocuk sayısı her geçen gün artıyor. 2014 yılında 74 bin 64 olan istismar mağduru çocuk sayısı 2016 yılında 83 bin 552'ye yükseldi.

11milyon öğrenci okulu bıraktı Geçim sıkıntısı nedeniyle 5 yılda 1 milyon 155 bin üniversite öğrencisi okulu bıraktığı belirtildi. Sadece 2017-2018 döneminde üniversiteyi bırakan öğrenci Sayısı önceki yıllara göre yüzde 92.2 artarak 408 bini aştı.

Evet değerli dostlar bu iç karartıcı tablo yazılsa böyle sayfalar dolusu acı gerçekler ortaya çıkar. Duygusal değil gerçekçi, günü değil geleceğimizi kurtarmalıyız...