Şu bir gerçek ki, ölüm elbette her birimiz için kaçınılmaz finali. Sevdiğimiz insanları arkamızda bir anda bırakıp gitmek, hayalleri yarıda bırakmak, düşündükçe insanı kederlendiriyor. Trafik kazası, intihar, cinayet gibi durumları elbette öngörmek olanaksızdır. Dolayısıyla bu tip ölümler için biyolojik anlamda doğal bir kronolojiden söz etmek mantık dışıdır. Hastalık sonucunda ortaya çıkan ölümlerin ise belirtileri ortalama 3 ay öncesinden başlar, işte belirtileri.

KİMSEYİ GÖRMEK İSTEMEZ

Sosyal ortamlardan uzaklaşırlar, kişi ölümünü hissetmeye başladığı zaman kendini sosyal ortamdan yavaş yavaş izole etmeye başlar. Bir nevi çevresinden kopar, yalnızlaşır. Bunu bizzat kendisi talep eder. Dünyevi unsurlardan hiçbir şekilde keyif almaz. Kimseyi görmek istemez, hiçbir şey için heyecan duymaz. Hatta bu süreçte kendisini ziyaret etmek isteyen kişileri dahi geri çevirebilir. Bu kişiler aile yakınları bile olsa fark etmez. Es kaza bir şekilde iletişim geçebilirse bile bu iletişim düşündüğünüz gibi verimli geçmeyecektir. Bu konuşmalarda sizinle göz teması kurmaktan kaçabilir ya da sorularınıza zorlama cevaplar verebilirler.

GENÇLİK YILLARINA DÖNMEK İSTER

Kaçınılmaz süreçte olanlar yaşamları üzerine düşünürler, diğer yandan kendi yaşamları üzerine de düşünürler. Yaşam boyunca dahil oldukları hatıraları akıllarından geçirirler. Ne tarz bir hayat yaşadıklarını değerlendirirler. Pişmanlıklar bu devrede açığa çıkar. Gençlik yıllarına dönmek için o an her şeyi verebilirler, ama bu olanaksızdır, hatırladıkları büyük bir acı verir.

AÇLIK HİSSİ AZALIR

Ölümle karşılaşacak olan fani de, iştahında azalma meydana gelir. Bu nedenle ciddi kilo kayıpları ortaya çıkmaya başlar. Bedenin yavaşlaması enerjinin düşmesi olağandır. Dilediği tek şey bol bol uyumaktır. Geçmişte ona tat veren pek çok eylem o süreçte haz vermemeye başlar. Vücut kimyasında çok önemli değişimler oluşur. Hisleri azalır, açlık ve susuzluk hissi azalır. Yemek yemediklerinde bunun eksikliğini çok hissetmezler. Ölüme ortalama 15 gün kaldığında bu karamsarlık hissi daha da yoğunlaşır.

KAN BASINCI DÜŞER, TIRNAKLARI SOLGUNLAŞIR

Gerçeklik algısı değişen ölüme yakın kişiler, halüsinasyonlar görmeye başlayabilir. O mekanda yer almayan insanlarla ve hatta genelde ölmüş kişilerle hayali konuşmalar yaparlar. Bu süreçte vücut sıcaklığı genel anlamda düşer. Ayrıca kan basıncında da düşmeler gerçekleşir. Nabzı ise düzensizleşmeye başlar. Terleme miktarları hızla artar. Deri rengi dolaşım sebebi ile değişime uğrar. Özellikle dudak ya da tırnak kısımları daha da solgunlaşmaya başlar. Solunum kişiyi yorar ve sık sık öksürmeye başlar. Bu durum onu konuşamayacak düzeye getirebilir. Ölüme saatler kaldığında son bir enerji hamlesi gelebilir. Kişi bir anda yatağından fırlayıp dostlarıyla, ailesiyle konuşmak isteyebilir. Onlarla beraber yemek yeme isteği ortaya çıkabilir. Anlık bu enerji artışı ölen kişinin son fiziksel eylemleri olarak değerlendirilebilir

Editör: Haber Merkezi