Üç yıl önce hakkında ‘naylon fatura düzenlemek’ suçundan kesinleşmiş hapis kararı olan, yurt dışına çıkarken yakalanıp Metris Cezaevi’ne konulan, Osmangazi Belediyesi’ne ait Karabaş-i Veli Kültür Merkezi’ni devleti zarara uğratmasına rağmen kullanmasına göz yumulan Mustafa Özbağ, bir kez daha gündeme geldi.

Bursa’da gündemi belirleyen haberleriyle dikkati çeken Şehir Gazetesi, sahte şeyh Özbağ’ı bir kez daha ele aldı.

Gazetenin yazı işleri müdürü Al Paslan Yıldız, bugünkü yazısında Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın yaşanan naylon fatura hadisesine rağmen Mustafa Özbağ’a tahsis edilen kamu kurumu olan kültür merkezinin sözleşmesinin iptal edilmemesine dikkat çekti.

Yıldız, Özbağ’ın Dündar ve ekibi tarafından korunmasını yazarken, şu çarpıcı tespiti yaptı: ‘Oysa tekkelerde temiz insanlar olur. Muhterem zatların yüz kızartıcı suçlarla ilgisi olmaz. Naylon faturadan ceza almaz’ şeklinde haklı eleştirileri getirdi.

Karabaş-i Veli Kültür Merkezi’nin kirli işlere bulaşmış bir kişide tutulmasına kimse anlam veremezken, kamuoyu, naylon faturadan cezaevinde yatmış olan Mustafa Özbağ’ın Osmangazi Belediyesi’nin üzerinde kendisini pazarlamasına tepki gösteriyor.

Gazeteci Alpaslan Yıldız’da yaşanan bu utanca neden göz yumulduğunu ifade eden yazısında,‘Böylesi önemli bir mekanı istismar ettiği de gün gibi ortadayken Osmangazi Belediyesi neden bu zatta tutmaya devam eder? Buna anlam verebilen var mı?’ sorusunu soruyor.

İşte Yıldız’ın bugünkü yazısı:

“Osmangazi Belediyesi tarafından Recep Altepe döneminde yeniden ayağa kaldırılmıştı Karabaşı Veli

Tekkesi…

Tasavvuf kültürüne yönelik hizmet vermek üzere. Sonrasında Buranın başına Mustafa Özbağ isminde

bir kişi getirildi.

Çok muhterem bir zat kisvesi altında böylesi önemli bir yapıya çöreklendi. Sonra bir baktık ki bu

muhterem zat naylon faturacıymış meğer.

Yüz kızartıcı suçtan sabıkalı olan Mustafa Özbağ’a yapılan tahsis normal şartlarda iptal edilmeliydi.

Ancak yıllardır Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ve ekibi tarafından korunuyor. Kollanıyor

ve ip oynatmaya devam ediyor.

Oysa tekkelerde temiz insanlar olur. Muhterem zatların yüz kızartıcı suçlarla ilgisi olmaz. Naylon

faturadan ceza almaz.

Böylesi önemli bir mekanı istismar ettiği de gün gibi ortadayken Osmangazi Belediyesi neden bu zatta

tutmaya devam eder? Buna anlam verebilen var mı?

Muhterem zat (!) oldukça da uyanık. Hiçbir tanıtım ve reklam fırsatını da kaçırmıyor.

Utancından yerin 7 kat altına girmesi gerekirken, yine ortalarda dolanıyor yine müritlerine ahkam

kesiyor.

Bir ara Atatürk’le konuşmuşğu bile var (!)

Hasılı Barış Pınarı Harekatı ile Suriye’nin kuzeyinde destan yazan kahraman Mehmetçiklerimize

yönelik başlatılan selam gönder kampanyasını da es geçmemiş nayloncu muhterem zatı muhterem.

Almış çocukları da yanına onları da alet etmiş kirli ticaretine selam gönderiyor askere.

Bu durumu değil Bursa’da Türkiye’de bilmeyen yok. Kayıtlara geçmliş yüz kızartıcı suç sabıkasına

rağmen Osmangazi Belediyesi’nin yüzü kızarmıyor ve işe devam ettiriyor.

Ancak Anadolu Ajansı’nın sık sık bu nayloncu şeyhin reklamını yapması düşündürüyor insanı.

Ama tasavvufu, dini, insanların iyi niyetini inancını istismar ediyor, çoluk çocuğu kullanarak kendi

pr’ını yapıyor ve kamunun kurumları da bu kadar hassas bir yerle ilgili bu olumsuzlukları yok sayarak

güzelleme yapıyor.

Yüz kızartıcı suçtan sabıkalı bir kişinin dinle tasavvufla ilgili bir noktada sorumlu olması kadar garabet

bir durum olabilir mi?

Bu arkadaş olmasa tasavvuf olmayacak, sema gösterileri olmayacak sanırsın…

Biri çıksın bu durumu bize anlatsın…”

Bu arada Şehir Gazetesi, Mustafa Özbağ’ın yurt dışına çıkarken yakalanıp Metris Cezaevi’ne gönderildiğini Bursa’da yazan gazete olmuştu.

https://sehirmedya.com/yazarlar/nayloncu-sahte-seyh

Bavulhaber.

Editör: Haber Merkezi