Bundan 30 yıl önce askerlik yapanlar bilir…

Bir birlerini tanımayan tertipler, eğitimin haricinde, mutfakta çalışmaktan, paspas, çöp ve daha birçok gereksiz işten kurtulduklarında, sivil hayatlarıyla ilgili sohbet eder, kenardan, köşeden yapmadıklarını da ekleyerek, kendilerine gizem katmaya çalışırlardı.

Zaten muhabbet, askerliğin vazgeçilmezidir.

Sonuç itibariyle, anlatmak ve dinlemek burada parayla değil, hele ufukta demlik çay ve yanında beli ince bardaklar olunca, hüzünlü anlar ortaya çıkardı.

***

Neyse, asıl mevzumuza dönelim.

Geçen hafta Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Habertürk’te Eren Eğilmez’e konuk oldu.

Aktaş anlattı, gazeteci Eğilmez dinledi; soru sordu, yanıtlarını aldı.

Nasıl olsa Eğilmez Bursa’yı bilmiyor!

Yalova yolundaki Alkadras cezaevini andıran utanç binalarını, İzmir yolu üzerindekilerini de sormayacağı için Aktaş rahattı.

Sohbet şu havada geçti de diyebiliriz, ‘anlat anlat, heyecanlı oluyor, gülüm!’

Şimdi gelelim Alinur Aktaş’ın Eren Eğilmez’e verdiği başlıklara:

“Bursa yeşille özdeşleşmiş bir şehir,

Uludağ 4 mevsim turizme açılabilecek çok önemli bir yer.

Bursa’da tarih ve yeşil yeniden gün yüzüne çıkıyor.

Bursa’nın görselini bozan binaları yıkıyoruz!

Yüksek yapılar şehirlerin vizyonudur!

Şehri açmak, rahatlatmak için yıkıyoruz.

Hanlar Bölgesi’nin etrafını açıyoruz!

Bursa her yıl 60 bin göç alıyor!”

Daha fazlası da var ama sanırım anlaşıldı.

Düşünsenize bir belediye başkanı şehrin her yıl 60 bin göç almasıyla övünüyor, akıl alır gibi değil!

Anadolu’nun hızla insansızlaşmasına, Keles, Orhaneli, Harmancık ve Büyükorhan’ın ıssızlaşmasına kahredeceğine, ‘büyüyoruz demek’ daha mantıklı tabi Kamil!

Aktaş, göreve geldikten sonra Uludağ’da Dört Mevsim Uludağ Çalıştay’ı yapılmış, dönemin Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu da programa katılmış, kısa süre içinde zirveyi yılın 12 ayı turizme açılacağıyla ilgili çalışmaları başlattıklarını söylemişti.

Hani bir laf vardır ya, ‘konuştuklarımız aramızda kalsın’ diye.

Uludağ Bof Otel’de konuşulanlar, orada kaldı.

Tek bir adım atılmış değil; kâğıt üzerinde yapılan Alan Başkanlığı’nın haricinde.

Peki, kerameti kendisinde saklı Aktaş’ın tasarrufu var mı Uludağ için?

Olmaz mı?

Var ama konuşmak daha kolay, ne gerek pratik icraata!

Belediye meclis toplantısında gıkı çıkmayan muhalefete parmak salladın mı, her şey yoluna giriveriyor!

Dönelim muhabbeti bol Habertürk canlısına!

Büyükşehir Belediye Başkanımız Eğilmez’e, Hanlar Bölgesi’nin etrafını açtıklarını söylüyor.

Nasıl olsa Eren Bey Bursa’yı bilmiyor ya, anlat gitsin!

Mesela…

Yıkılan 3 kamu binası var ortada ve bu binalara çürük raporu alarak yıkım izni veriliyor. Sahi bu arada, hak sahiplerinin yürütmeyi durdurma davaları açtıklarını neden söylesin ki!

‘Hanlar Bölgesi’nin etrafını açıyoruz, tarihi ortaya çıkarıyoruz’ diyen Aktaş’a Eğilmez, şehrimizi bilmediği için sormuyor; keşke bilmiş olsa da sorsa!

Kıymetli başkan, naçizane olarak şimdi ben sorsam; Hanlar Bölgesi’nin etrafını açıyorum diyorsunuz, Şehreküstü’ndeki Diyanet’in diktiği beton ucubeye neden sesiniz çıkmadı?

Tarihi ortaya çıkarıyoruz diyorsunuz ya başkan, 600 yıllık geçmişi olan Tayakadın Cami önüne yapılan Bursa Ticaret Borsa idari binası yapılırken, siz Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı değil miydiniz?

Pirinç Han’a gözyaşı döktüren Zafer Plaza’nın devamı YKM, proje dışına itilirken, siz Medine’de hurma bahçelerini mi geziyordunuz?

Bu arada, ‘Bursa’da trafik iki yılda sorun olmaktan çıkacak’ demişti Aktaş, akşam saat 17’den sonra Acemler’den Yıldırım’a gitmek isteyenler, mide krampı geçirmeye devam ediyorlar.

Bilmiyor işte Eren Eğilmez, bilse mutlaka sorardı!

Koskoca Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Sağlık İşleri Daire Başkanı koltuğuna oturtulan, sağlıktan anlamayan, sağlıkçı olmayan Mehmet Fidan’in nereden bilsin gazeteci Eğilmez!

Keşke bilseydi, keşke.

Nasıldı o, ‘ah asker ocağı, ah.’

***

Son olarak

En Bursa yazarı Yüksel Baysal, bugünkü yazısında “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’da kaybettiklerini İstanbul’da aramaya başladı. Anketlerde yüzde 35’lere düştüğü ortaya çıkınca ulusal-yaygın televizyonlarda boy gösterip, algıyı tersine çevirmeye çalışıyor” demiş.

Yüksel ağabey biraz merhametli davranmış. Aktaş’ın asıl derdi, Beştepe’ye kendisini göstermek, algıyı bu yöne çevirmek. Yoksa Bursa’da trafik sorunu devam ediyormuş, dikey mimari kadim şehrin ciğerini yakıyormuş, kimin umurunda!