Argoda Geber asıl manası ise öl anlamında olan geber kelimesini neden böyle irdeledim ona hep beraber bakalım değerli okurlar.

İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür yardımcısı görevinde bulunda Nail Noğay, geçtiğimiz gün bir basın kuruluşuna konuşarak“ Çocuklarımız aç, nasıl evde kalalım şimdi ben dilenmekten çöpten yiyecek toplamaktan geliyorum” diyen roman kadına Twitter’dan “Geber” yanıtını vermişti.

Böyle önemli bir görevde bulunan ki görevi de ben açım, muhtacım diyen kişilerin sorunlarını çözmekle yükümlü şahıs vergisiyle maaşını aldığı ve ben açım diyen vatandaşa geber diye alçalıyor. Olayın bence vahim yanı da başkanlığın yaptığı açıklama.

***

Açıklamada gelen tepkiler üzerine görevden alındı deniliyor. Yani sosyal medaya ve gelen tepkiler olmazsa demek ki bu zat görevine devam edecekti Bakanlıktan beklenen “ milettin hizmetinde olmayan böyle bir terbiye yoksununun bu görevde kalmasına izin veremeyiz” olmalıydı.

Bu denli önemli göreve bu kibir abidesi kişinin de nasıl getirildiği de ayrıca üzerinde durulacak bir husus. İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı Nail Noğay için tek dileğim açlıkla imtihan olması.

Sosyal yapılar, kurum ve kuruluşlar söz konusu olunca işin içerisine yöneten-yönetilen ilişkisi girmektedir. Bu açıdan bakıldığında her insanın hem yöneten hem de yönetilen rolünden bahsedebiliriz. Peygamber Efendimiz "Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur.

***

Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkar efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur..." (Buhari, Cuma 11) diyerek bu duruma işaret etmiştir. Ayet-i Kerime'de yönetici konumunda olanlara şöyle denilmektedir: "Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor..." (Nisa, 4/58) Ayet-i kerimeden anlıyoruz ki yönetenler iş dağılımını ehliyet ve hakkaniyeti gözeterek yapmalı ve adaletten şaşmamalıdır. Biraz da dini açıdan bir iki örnek vermemin nedeni de bu tip insanların kendilerini Müslümanların en takvalısı olarak lanse etmeleri.

Zaten İslam’a ve insanlığa en büyük zararı bu tipler vermekte. Halk içinde makama, paraya, şöhrete erip de adam olamamış kişilere söylenen bir söz ve hikaye ile yazımı sonlandırmak istiyorum. Bir baba oğlunun huyunu, kişiliğini beğenmez ve ona yeri geldikçe “Sen adam olmazsın,” dermiş. Böylece yıllar geçmiş, çocuk okumuş, etmiş ve sonunda paşa olmuş. Emrindeki adamlarından iki kişiyi de babasını alıp getirmeleri için göndermiş.

Bu adamlar babasının kapısına varmışlar, “Paşa hazretleri sizi getirmemizi emretti!” deyip, babasını aldıkları gibi, oğlunun makamına getirmişler. Oğlu da babasını karşısında görünce, babasını haksız çıkardığını göstermenin rahatlığıyla gururla konuşmuş: “Bak sen bana ‘adam olamazsın’ derdin; ama ben paşa oldum” demiş.Babası, oğlunun omzundaki yıldızları, üstündeki sırmaları, belindeki kılıcı şöyle bir süzdükten sonra, başını sallamış ve şöyle demiş: “Oğlum ben sana ‘adam olamazsın’ dedim, ‘paşa olamazsın’ demedim ki!.. Sen adam olsaydın, babanı böyle yaka paça ayağına getirtmez, kalkar kendin gelirdin.”Çocuk paşa olmuş fakat bu yaptığıyla insanların diline de düşmüş.