Dünyayı kasıp kavuran virüs tabir-i caizse aklımızı başımıza getirdi.

Vehbi Koç kadar zengin olan da, asgari ücrette çalışan da, mecburi olarak eve tıkandı. Virüs sebebiyle hayatını kaybedenler arasında iki yakası bir araya gelemeyen emekli de var milyon dolarları olan işadamları da.

Bilenler bilir, İslamiyet'in özeti; 'Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker'dir. Yani; 'İyiliği tavsiye etmek ve kötülükten men etmek'tir ki; bu her Mü'minin en mühim vazifesidir.

***

Bir âlimin ifade ettiği gibi 'Cennet ucuz, cehennem lüzumsuz değildir' düsturunu da unutmamak lazım.

Sadece Namaz kılıp, oruç tutarak cennete gidilmeyeceğini, bir başkasının derdiyle dertlenilmesi gerektiğini artık ezberlememiz şart oldu.

Ortada bir yara, dert varken çareyi sadece başkalarında görmek alışkanlığımızı bitirmemiz lazım. Büyüklerin dediğine göre; Cenab-ı Hakk, sadaka veren zengini seviyor, ama sadaka veren fakiri daha çok seviyor.

Demem o ki; Müslümanlığın sadece bir unvan olmadığını göstermenin tam vakti.

Yüzbinler işini ve aşını kaybetti. İnsanlar kiralarını ödeyemez, ekmeğini alamaz hale geldi.

Bakkallarda akşamdan kalan ekmeği alabilmek için fırın arabalarının yolunu dört gözle bekleyen çocuktan Bursa'da yaşayan Müslümanlar olarak hepimiz mesulüz.

***

Ötekileştirmenin ayyuka çıktığı, farklı düşünenlerin birbirlerine tahammül edemediği günleri yaşıyoruz. Ama şimdi farklılıkların değil, birlikteliğin konuşulacağı günlere geçtik. Kâinatın efendisi Hz. Muhammed Mustafa'nın (SAV) buyurduğu gibi, 'Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir'.

Dört başı mamur sofralarımızda çoluk çocuğumuzla hoş sohbetler ederken birileri yiyecek ekmek bulamıyor. Cenab-ı Hakk bunun hesabını hepimizden soracaktır. Çünkü Allah ihmal etmez, mühlet verir. Zalime mühlet verir ki acaba insafa gelir mi; mazluma da mühlet verir ki; acaba sabredebilir mi?

Bir rivayete göre, cennetle müjdelenen Hz. Ömer'in kurtuluşu yetim bir kız çocuğunun başını okşaması olmuş. Yaptığınız ve yapacağınız iyilikleri lütfen küçümsemeyin. Sakın 'Çok günahkârım, Allah beni affetmez' yanılgısına düşmeyin. Allah'ın Rahmet ve Merhameti sonsuzdur. Kimin cennete kimin cehenneme gideceğini sadece Allah bilir.

***

Bir yandan virüs salgını sebebiyle zora düşmüş insanlara el uzatırken diğer yandan da 'Allah' deyip kurtulmanın derdine düşelim.

Velhasıl; Müslümanlık ve 'dindarlığımız'ı göstermenin tam da zamanı.

İster 'Biz bize yeteriz'e destek olun ister bir garibanın faturasını ödeyin, çayını-yumurtasını alın. Yeter ki yapmak isteyin.

Siz sıcak yuvanızın camından Nisan yağmuru izlerken birilerinin gözü ağlamaktan kurumuş olabilir. "Atı alan Üsküdar'ı geçti" misali zora düşmüş insanlara önce biz koşalım. Çünkü Cenab-ı Hakk, insana ömür verdiği müddetçe rızkını da verecektir. Dara düşen insanlar, elbette karnını doyuracaktır ama önemli olan onların kursağından geçenleri bizim almamız, onların derdiyle dertlenmemizdir.

Allah, yardım edeni sever, ama gizli yardım edeni daha çok sever.

Müslümanlığın tribünü olmaz, dilde Müslümanlık cennet için sökmez.

Vesselam...