Aşırı göç, plansız, çarpık büyüme ve beraberinde sanayileşme kadim şehri Bursa’yı yaşanmaz hale getirdi. Kentlerin yaşanılabilirliğini arttırmanın yolu, yeşilini, ovasını korumaktan geçtiğini söyleyen İnsan ve Akdemi Platformu Başkanı Metin Türk, Bursa’yla ilgili çok önemli projelerinin olduğunu, şehir trafiğinden, çarpık kentleşme ve tarım alanlarının küçülmesine kadar onlarca sorununa dikkat çekti. Platform olarak kadim şehre katkı koymak, proje üretmek, kent dinamiklerini çalışabilir hale getirmek için yola çıktıklarını ifade etti.

‘MUDANYA’DAN BURSA’YA GELMEK 1 SAAT SÜRÜYOR’

Başkan Metin Türk, Bursa’yla ilgili çözüm ve önerilerini şöyle sırladı: ‘İnsan ve Akademi Platformu olarak Bursa’da insan ve insana dair ne varsa gündeme getirmek istiyoruz. İnsanla ilgili ne varsa, çözüm ve öneri getiren adımlar atacağız. Bursa’nın tarihi dokusunu, kültürünü, turizmden daha fazla pay alması için çaba sarf edeceğiz. Kentimizin problemleriyle ilgilenen, yaşanılabilir şehir olması için kafa yoruyoruz. Bu bağlamda gördüğümüz bazı sıkıntılar var, yerel yönetimlerin çabaları var ama biz yine de gündeme getireceğiz. Örneğin Mudanya’dan kent merkezine gelebilmek bir saat sürüyor. Yeşili ile ünlenen şehrin durumu ortada, artık Bursa tercih edilen bir yer değil. Trafik sıkıntısını ortadan kaldıran çalışmalar yapılsa da yetersiz, çevresel problemimiz de var. Doğanbey Toki tarih şehrinin sırtına saplanan hançer olarak karşımızda. Aynı şekilde, Ankara, Yalova yolu ve Mudanya yolu üzerinde de dikey mimari göze çarpıyor, bu dikey mimariler Bursa’mıza yakışmıyor. Birçok şeye para bulunurken, şehrimizin trafik sorunu ve çarpık kentleşmeyle ilgili hüzün devam ediyor’ diye ifadeler kullandı.

‘KADİM ŞEHİR ORTAK AKILLA YÖNETİLMELİ’

Bursa’nın batısında plansız bir kentleşme meydana getirilmeye çalışıldığını belirten Türk, ‘Nilüfer’de inanılmaz bir kentsel dönüşüm söz konusu, ancak altyapısı düşünülmeden hareket edildi. Bursa adeta kentsel dönüşüm mezarlığına dönüştü. Stadyum ve karşısında inşası devam eden hastane. Bu saydıklarım, Bursa’nın paralarının buhar olduğunun göstergesidir. Milli servetin yok olması demektir. Bizler bilgi alışverişinde bulunmak, istişareler doğrultusunda, bilgi alışverişiyle şehre hizmet edilmesini istiyoruz. İnsanın yaşam kalitesinin birinci önceliğimiz olduğuna dikkat çekiyorum, biz Bursa’nın yaşanılabilir bir kent olmasını istiyoruz. Türkiye’de en borçlu belediyelerin arasında Bursa Büyükşehir 5’inci. O parti, bu parti demeden herkesin bir araya gelmesi gerekiyor. Bursa onun, bunun partisinin malı değil, Bursa hepimizin ortak değeri’ dedi.

‘SEVGİ DİLİNE İHTİYACIMIZ VAR’

30 yıl önceki Bursa’yı kartpostallarda görmekten büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Metin Türk, ‘Bizler üretime yönelmek zorundayız, bu üretimin adı asla beton olmamalı. Çeyrek asır önce Bursa herkesin kıskandığı bir şehirdi, yeşili ve bereketli ovasıyla. Üzülerek söylüyorum, kent adeta beton yığınına dönüştü. Farklı alanlara yönelmek gerekiyor. Turizm, tarım ve hayvancılık öncelikli meselemiz olmalı. Üretim bu şekilde sürdürüldüğünde kalkınma kaçınılmaz olacak. Binlerce insan işsiz, İş Kur kapısında form dolduran çaresizler var, bu sorun hepimizin sorunu. Bundan 30 yıl önce kendi kendimize yeten bir ülkeydik, niçin buğdayı, arpayı, dışarıdan ithal eder olduk, çiftçiye gübre ve mazotla destekleyemiyoruz. Bir araya gelerek çözüm üretecek yeteneğe sahibiz, ön yargılarını toprağa gömerek bu adımı atabiliriz. Turizm kentine gelen yerli ve yabancı turistler Uludağ’a teleferikle çıkarlarken kazıklanmalarını asla kabul etmiyorum. Bizler sevgi dilini kuşanmak zorundayız. Kindar bir gençlik, bir birine kibirle bakan bir toplumun kurtarılması için, yeni ve yapıcı projeler inşa etmenin yollarını aramak zorundayız’ şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi