Futbola Bursaspor altyapısında başlayan, çeşitli amatör takımlarda futbol oynadıktan sonra, teknik adamlık ve yöneticilik yapan, 2016 yılında yeşil beyazlı kulübe başkan adayı olan iş insanı Burhan Ilgın, Bavul Haber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ilgın, Bursaspor kulübünde yöneticilik ve başkanlık yapan birçok isimlerin kendi reklamlarını yaparak ceplerini doldurduklarını söyledi. Türk sporuna önemli kramponlar kazandıran Vakıfköy’ün yeniden keşfedilmesi gerektiğini, kaostan, borçtan kurtulmanın yolunun altyapılarda olduğunu vurguladı. Bursaspor’un yeniden , Mesut, Ersel,  Vahit,  Haluk Sinan, Sedat 3,  Okan, ve Sercan gibi yıldızlar örnek alındığı takdirde ülke futboluna damga vuracağını kaydetti.

Bursaspor neden bu hale geldi?

2016 yılında Bursaspor kulübü başkanlık adaylık sürecinde, “ayağını yorgana göre uzatmak gerekir” diye bir atasözü kullandılar. Bu aile hayatında da böyle, iş hayatında da. Sizin gücünüz, maddi imkanınız, gelir- gideriniz bellidir. Ona göre hareket etmezseniz, evinizi, arabanızı alacaklarınızı, vereceklerinizi gücünüze göre belirlemezseniz aile yapınız ve iş hayatınız bozulur. Bursaspor’daki yapı bundan dolayı bozulmuştur. Bursaspor kuruluşunun amacının dışına çıkmıştır. Bununla beraber Türk futbolu da amacının dışına çıkmıştır. Bursaspor 5 tane amatör kulübün birleşmesiyle 1963 yılında kuruldu. Amaç neydi? Bursa’daki gençlerin, çocukların futbol oynamasıydı. Ülke futbolu kalkınsın, örnek alınır bir hale gelmesiydi. Şimdi Türk futbolu olarak, başta bütün illerimizdeki kulüplerimiz bunun dışına çıktılar. Galatasaray kulübü geçtiğimiz sene 11 tane yabancı ile şampiyon oldu. Bu Galatasaray’lık değildir ki! Ben her zaman söylerim. Benim Bursaspor 11 yabancı ile şampiyon olsun, ben Bursaspor’u bırakırım. Biz yıllarca, küçüklüğümüzden beri stadyumu tıklım tıklım doldurmamızın sebebi Bursasporluk ruhudur, bu kalmadı.

Başarı nedir?

Başarı bence şampiyonluk değildir, Galatasaray’ın yaptığı gibi komple şampiyonluk değildir. Başarı Bursalı gençleri yetiştirebilmektir. Rahmetli Mesut’ları, Ersel’leri, Sinan’ları, Vahit’leri, Ergun’ları, Haluk’ları, Sedat 3’leri, Sercan’ları biz yetiştirmeyi bıraktık. Kendi bünyende yıldız yetiştirmek başarıdır. Bunları yetiştirirsek Bursa ‘ya ve Türk futboluna kazandırırsak başarı yakalanır, yoksa havanda su dövmeye, borç bataklığında yüzmeye devam ederiz. Buradan nereye geleceğim; yapılan yanlış, hesapsız kitapsız transferler, transferlerin fos çıkması, bunlardan para kazanamamak kulübü içten içe çürüttü, bataklığın içine itti. Bu şekilde hareket etmenin tek sebebi kötü yönetimdir. Taraftarlarımıza, yöneticilere neden para harcamıyorsunuz, vermiyorsunuz diye kızmayın, neden kulübü kötü yönetiyorsunuz diye kızın diyorum. Kulübümüz yıllardır, kısa dönemde, yanlış ve kötü yönetilmiştir. Bursaspor buraya bu sebeplerden dolayı gelmiştir.

Biraz daha açar mısınız, nasıl hamleler bu süreci oluşturdu?

Mesela şampiyonluk olduk. Şampiyonluk olunca çıtamız yükseldi. Çıta olmaması lazımdı. O gün 6-7 Bursalı gencimiz, şampiyonluğa katkısı olan yabancı futbolcular, Ivankov gibi, Batalla gibi, Ergiç ve Zapotocny gibi futbolcularımız vardı, komple biz bunları dışladık. Ne yaptık, yeni ekip kurduk. O şampiyon olduğumuz 2010’daki takım o sene şampiyonluk üzere kurulmadı. Birlik beraberlik, bir aidiyet duygusuyla bütün kent birleşti ve o takım şampiyon oldu. Ama ondan sonraki sene o takım dağıtıldı. Şampiyonluk üzere bir takım kuruldu ama şampiyon olamadı. Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın Şampiyonlar ligine gidemediği o sene bize yayıncı kuruluştan 20 milyon para da geldi. Federasyondan da gelen paralarla yeni takım kurduk ama şampiyon olamadık. En büyük hatayı orda yaptık. Bizim Batalla’mız kadro dışı kaldı, oynatılmadı. Sercan’ımız, Volkan’ımız, oynatılmadı. Ivankov gibi kalecimiz gönderildi. Hiç gerek yoktu. 55 tane transfer yapıldı o dönem. O paralar nereye gitti. İşte ondan sonra çöküş başladı. Her sene şampiyon olmak istedik. Hayır, bu yanlış. Biz her sene şampiyon olamayız. Eğer parayla, harcamalarla her sene şampiyon olacak bir takım varsa bence bu Fenerbahçe’dir. Onlarında hali ortada, bir sürü borç. Toplama takım oluşturuyorlar, olmaz. Temeller çürük. Bu sene yine hoyratça transfer yapıyorlar.

Şampiyonluk sonrası kadronun yüksek fiyatla satılmasının, gitmesinin sebebi ne?

Bunun sebebini size söyleyeyim, menajerler. Onlar sadece bunun ticari boyutunu düşünüyorlar. Hiçbirisi Bursalı gençliğini, Türk gençliğini düşünmüyor. Hepsi para kazanma derdinde. Göz boyuyorlar. Merhum İbrahim Yazıcı’dan sonra gelen yöneticiler bu işin mutfağından gelmedikleri, kendiişlerinde gösterdikleri performansı, ciddiyeti Bursaspor’a göstermedikleri için paralar heba oldu. Bu paralar harcandığında hesap soran yok, hesap veren yok. Üst üste yapılan sık sık kongreler, denetimdeki gevşeklik ve bozukluk bunu getiriyor. Ama biz kendi içimizde bunun tedbirini alırsak başta taraftarımız, basınımız bu işe bilinçli bakarsa, bunlar izah edilirse, öze dönersek, yıllar önce nasıl ki Trabzon Trabzonlu gençlerle 4 sene şampiyonluk yaşadıysa, biz de kendi kimliğimize bürünerek başarıları yakalayabiliriz. Fotoğrafa baktığımızda Türk futbolunda yani tüm kulüplerimizde altyapıdan kopmadan dolayı sıkıntı yaşanıyor. Birileri bir yerlere oturmuş, Türk futbolunu yönetiyorlar. Sezon başında şampiyonu belirliyorlar. Sonra ne oluyor, Avrupa arenasına çıktığımızda gruplara kalmadan evimize dönüyoruz. Biz önce Bursa gençliğine sahip çıkmalıyız. Biz Bursa’yı yönetemiyoruz, Ankara’da federasyonu yönetmeye talip oluyoruz. Altyapılarımızda 10 yıl boyunca yetişen çocuklarımız, A takıma alınmıyor. Biz önce şuna karar vermeliyiz; takıma göre mi hoca bulacağız yoksa hocaya göre mi takım kuracağız. Bence takıma göre hoca bulmalıyız. Böylelikle altyapılardaki evlatlarımıza sahip çıkmış, aynı zamanda üst yapıya kazandırarak, Türk futbolunda kıskanılan seviyeyi yakalamış oluruz. Yıllardır yanlış yapılıyor, hocaya göre takım kuruluyor, teknik adam kendini riske atmıyor, yabancı transferler yapıyor. Hem kulüp borç bataklığına itiliyor, hem de altyapılardan yıldız futbolcu çıkmıyor.

Çözüm altyapı mı?

Bizler kesinlikle reform yapmak zorundayız, üretmek zorundayız. Vakıfköy üretim merkezimizdir, cevherin farkına varmalıyız. Artık örnek alınan futbolcularımız yok.  Mesut'lar, Ersel’ler, Vahit’ler,  Haluk'lar, Sedat’lar, Eser’ler, Feridun’lar, Sercan’lar, Okan’lar yok. Bursa’da birçok hemşerimiz o dönemlerde doğan çocuklarına  Mesut, Ersel, Sedat, Vahit ismini verdi. Neden? Bu isimler efsane olduğu için. Eğer biz kendi özümüze dönmezsek, yerimizde saymaya, patinaj yapmaya, birilerinin kulübün üzerinden PR yapmasına izin vermiş oluruz.

Kulüp personeli maaşlarını alamıyor, çözüm nedir?

Bursaspor kulüp personelinin aylardır maaşları ödenmiyor. Sizin aracılığınızla başkan adayı Erkan Kamat’a seslenmek istiyorum. Bir yerde huzurun olmasını istiyorsanız, çalıştırdığınız emekçilerin maaşını zamanında ödeyeceksiniz. Geçmiş dönemin hatalarını telafi etmek, Kamat ve arkadaşlarının üzerine düşen bir görevdir. Futbolcular yaptıkları sözleşmeler neticesinde ellerine belli miktarda rakamlar geçmiştir. Ama kulüp personeli perişan durumda, bu insanlar çok büyük rakamlarla burada çalışmıyor. Dolayısıyla kulüpte çalışanların maaşlarının acilen ödenmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde bu insanların yüzleri gülecek, hayır duaları alınacak. Mutlu olacaklar. Gerekirse kampanya başlatalım, ben de bu süreçte öncü olayım. Ama sıkıntıyı mutlaka ortadan kaldıralım. Takımımız da maçlara duayla çıksın, ahlar, vahlar ortadan kalksın. Benim kendilerinden ricam, personelin biriken alacaklarını bütçelerinden ödemeleri yönünde.

Başarı nasıl gelecek?

Tamam, hepimiz Bursaspor’un süper lige çıkmasını istiyoruz, başarılı olmasını ama buraya çıkmak için yine harcamalar yapılacak, yeni transferler yapılacak. Geçen seneye göre kıyaslama yapınca değişen bir şey olmayacağını düşünüyorum. O yüzden; sezon başında alt yapıdan alınan 6-7 tane gencimiz var. Bunlara sahip çıkılsın mesajım var. Yeni seçilecek arkadaşlardan yıldız futbolcu transferi istemiyorum, yıldızları kendileri yetiştirsin istiyorum. Yani Bursalı kardeşlerimizden, gençlerden yıldızlar yetişmesini istiyorum. Buradan yola çıkarak Özlüce ve Vakıfköy’ün ayrılması, hep bizim aleyhimize dönmüştür. Özlüce’nin tekrar Vakıfköy’e dönmesini istiyorum. Vakıfköy’deki gençlerimizin, oradaki abileriyle buluşmasını, görmesini, başının okşanarak yukarı taşıyacak mesajları onlardan almasını istiyorum. Biz de alt yapıda futbol oynarken Bursaspor’da üst yapıda oynayan kaptan Sedat abimiz gibi diğerleri vardı. Biz onları kendimize idol kabul ediyorduk; yaşantısıyla futboluyla, her şeyiyle örnek aldığımız futbolculardı. Özlüce ne zaman kuruldu, üst yapı ne zaman ayrıldı, bence bizim çöküşümüz o zaman başladı. Çünkü A takımın antrenörü antrenman bittiğinde futbolcular dahil hepsi dağılıyor. Oysa Vakıfköy’de bu antrenmanlar yapılmış olsaydı üst yapı antrenörü nereye gidecek, boş zamanlarında alt yapıdaki gençlerimizi seyredecek. Örneğin alt yapıdaki 10 gencimiz Özlüce’ye kampa gönderiliyor, kimisi torpilli kimisi bilinçli kimisi bilinçsiz, üst yapı antrenörü seyrediyor onları. Belki çocuk iyi ama kötü performans sergiliyor orda. Ama bir futbolcuyu üst yapıdaki antrenör devamlı, sık sık kendi arkadaşları içindeki antrenmanlarını seyrederse diyecek ki Ahmet, Mehmet veya her kimse Pazartesi, Salı veya Perşembe idmanına gelsin. Orada, üst yapıda, kendi seçtiği gencin sahiplenmesi başkadır, başkalarının torpiliyle veya bilinçli olarak kendi meziyetiyle gönderilen çocuğun değerlendirilmesi çok farklıdır.

Futbolcu tesislerde nasıl vakit geçirecek?

Bu sefer sene başında belki de 10 çocuğumuz yerine sene sonuna kadar bu 30 gencimiz üst yapıya gidip gelebilecek. Ve bunların içinden belki de 2-3 yerine 5-6 tane gencimiz üst yapıda yerini alacaktır. Yani üst ve alt yapıdaki kopukluğu gidermemiz lazım. Bu Vakıfköy’deki tesislerin değişmesi, entegre bir tesis haline gelmesi, futbolun yapılanması, futbolcuların tesislerde vakit geçirmesi bakımından Vakıfköy komple bir projeyle elden geçmesi gerekiyor. Bundan 10 sene sonrasını düşünerek bir planlama yapılmalı. Futbolcu kardeşlerimizin orada kalmalarını, nasıl vakit geçireceklerini, eşleriyle beraber orada bulunabilecekleri ortam oluşturmamız lazım. Orası bizim için nimettir, bunu iyi değerlendirmeliyiz. Biz buraya ne kadar önem verirsek, bu konularda ne kadar hassas olursak, oradan o kadar değerli gençleri yetiştirebiliriz. Çünkü onların başında olacağız. Ama öteki türlü bir kulüp başkanımız, bir kulüp antrenörümüz veya sorumlu kardeşimiz oraya gitmiyor. Zaten kafasında böyle bir şey yok. Hep transferler yaparak başarı endeksli planlama yapıldığı için kimse Bursalı gençlerini veya Türk futbolunun geleceğini düşünmüyor. Biz bunları yapmak, Türk futbolunda yetişen gençleri bulamıyoruz. Avrupa’da çeşitli kulüplerde oynayan gençlerimiz var, o kardeşlerimizi getirip takımlarımızda, milli takımında oynatmak zorunda kalıyoruz. Sonra ülke futbolu neden bu hale geldi diyoruz. Kendi elimizle, altyapıları hantallaştırıyor, aidiyet duygusunu ortadan kaldırıyoruz.

Editör: Haber Merkezi