Tarım ve hayvancılıkla ilgili her gün yeni sözler, projeler ortaya atılıyor.

Bu işin öncülüğünü de hükümet yapıyor.

Şehirlerin betonlaşmasından yakınılıyor, adeta tersine göçle ilgili teşvikler bir biri ardına açıklanıyor.

Gelin görün ki, söylenenle yapılan örtüşmediği için kentler acayip şekilde betonlaşıyor.

Doğanbey Toki’nin kara bulutları hala ruhumuzu incitmeye devam ederken, eski adı Yalova, yenisi ise her nedense İstanbul caddesi üzerinde,Panayır mevkiinde yükselmiş olan ucubeler, güzelim şehrimize bir kere daha gözyaşı döktürdü.Bursa’nın nasıl vizyonsuzlaştırıldığının fotoğrafını kocaman bir heyula gibi orta yere serdi.

***

Başka bir mevzu ise sanayi şehri algısıyla kentimizde ayak basacağımız toprakların hızla azaltılması.

Baktığımızda,

Bir sürü sanayi bölgesi, iki büyük otomotiv devi Bursa’mız ekonomisine güç katıyor. İhracatta da kıskandıran adımlar sayesinde bir hayli yol alınmış durumda.

Şimdi yapılmasını istediğimiz…

‘Elimizde kalan bir avuç ova toprağı da tarıma hizmet etsin’diyoruz.

***

Dün…

Kitabın ortasından konuşan, Bursa’ya özellikle tarım alanında katkı için elini taşın altına koyan, eğitime destek verirken bile toprağın yüzü gülsün diye çaba sarf eden Bursa Ticaret Borsa Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı’yla beraberdik. 

Yönetim kurulu arkadaşlarının sunumu ve Matlı’nın araya girerek yaptıkları ve yapacakları projelerle ilgili bilgiler vermesi dikkat çekiciydi.

Örneğin, TOBB’liğinin gümrük kapılarının yenilenmesinde üstlendikleri rol,  modernizasyonuyla ilgili olağanüstü çaba çok önemli.

Aslında gümrükler özelleştirilmesi gereken yerler olarak da görülebilir. Çünkü onca yenilemeye rağmen hala sıkışıklık, saatlerce sıra bekleme hala devam ediyor.

Yukarıda da işaret ettiğim gibi, toprak bizim için kocaman bir değer, buradan yola çıkarak Özer Matlı, tarım alanlarına sahip çıkmak zorunda olduğumuzu bir kere daha hatırlattı.

Eğer birileri saçma sapan adımlar atmazsa Bursa’ya değer katacak. Tabiri caiz ise pamuklara sararak büyütmemiz gereken Hürriyet Mahallesi’ndeki eski Bursalıların Ziraat mektebi olarak bildiği, Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Ticaret Borsası adeta üs kurmuş.

***

Ne üssü diye soracak olursanız?

Burada okuyan gençlere, tarım ve hayvancılık konusunda da eğitim veriliyor.

Ticaret BorsasıAbdülhamit’in eserine sahip çıkarak, öğrenciler topraktan kopmasın, tarımla iç içe yaşasınlar, değerini bilsinler diye ‘her türlü destek’ size helal olsun demiş.

Hızla betonlaşan, sokağa adımını attığında asfalta basan gençler, bu okulda olağanüstü işler yaparak, gelecekte tarımın ve toprağın yüzünü güldüren insanlar olarak yetişirken; çevresinde yaşayanlara da ‘yeter artık’, evlerinizi betonlaştırma didinişindeki zehirlenmişlere dur deme bilinciyle hareket ettiklerini de belirtmiş olalım.

Bitmedi, Ticaret Borsası, Cezaevi’ndeki hükümlü ve tutukluların gün yüzü görmelerini sağlayan projeye desteklerini esirgememiş, hapishanenin etrafındaki atıl durumda olan topraklar tarım alanına dönüştürülmesine de destek vermiş.

Özer Matlı ve ekibinin Bursa’mıza değer katan projeleri, toprağın yüzünü güldüren adımları, ülkemiz adına da sevindirici bir gelişme.

Buradan yola çıkarak; önerilere, tavsiyelere ve eleştirilere açık olduğunu açıkça söyleyenBaşkan Matlı’nın,Bursalılık bilinciyle ilgili duruşu, “tek amacımız ‘vatanımızdaki yanlışları’ düzeltmek olmalı” çıkışının altını çizmek gerekiyor.

***

BİR SÖZ

  

Gelen güzel, karşılayan güzel.

Refik Özen