Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BBC Türkçe’nin haberine göre, gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme dair önemli açıklamalar yapan önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun yapılandırdığı bütün kurumların CHP’ye yönelik bir kampanya başlatacaklarını öne sürdü. Erdoğan’ın kendini tasfiyeye hazırlandığını iddia etti.

Salgın sonrası normalleşme adımlarına ilişkin soruya Kılıçdaroğlu şu cevabı verdi: “Benim düşüncem, bilim kurulunun bu konudaki uyarılarına siyaset kurumunun tamamen uyması. Çünkü biz siyasetçiler, en azından ben kendim hekim değilim.

Normalleşmeden sonra bana gelen ilk şey AVM’lerin açılması. Virüsün yayılması açısından son derece riskli bir ortam yaratır. Çünkü oradaki havalandırma sistemi kapalı bir alanda kalınması, virüsün daha da yaygınlaşabileceğine yönelik olup, riskli olabilir.

Ama tabi bilmiyorum. Bu bana geldi. Normalde Bilim Kurulu üyelerinin bunu düşünmeleri gerektiğini ifade ettim.”

‘İşsizlik ve yoksulluk geliyor ancak iktidarın stratejisi yok’

CHP lideri maske dağıtımının önce yasaklanıp sonra izin verilmesine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “Şimdi bu süreçte en temel eksiklik, devleti yönetenlerin bir stratejilerinin olmamasıdır.

Böyle bir olay ortaya çıktıktan sonra ve Avrupa’ya yayıldıktan sonra Türkiye’nin oturup kendisine bir strateji çizmesi gerekirdi.

Sağlık’ta var mıydı? Evet vardı. 2019’da hazırlanan bir rapor var. O da Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi üzerine. ‘Yapacaksınız‘ denmiş. Oturmuşlar 229 sayfalık bir pandemi raporu hazırlamışlar.

Böyle bir olay çıktığında sağlık açısından nelerin olacağı belli. Şimdi bu tablo ortaya çıktığında ikinci konu nedir? İkinci konu ciddi bir işsizlik ortaya çıkacak.

Bu konuda bir strateji var mı? Yok.

Üçüncü konu işsizlikle beraber yoksulluk çıkacak. İhtiyaç sahibi aileler kitleler halinde artacak. Bunla ilgili bir strateji var mı? Bunla ilgili de bir strateji yok.

Dolayısıyla deneme sınama yöntemiyle sorunlar aşılmaya çalışılıyor. Sağlık tamam. Ama sağlık dışında, ekonomik ve sosyal hayatta deneme ve sınama yöntemiyle yola çıkıldı.”

‘Darbelerden en çok zarar gören CHP’

Erken seçim ihtimali hakkındaki düşünceleri sorulan Kılıçdaroğlu şu cevabı verdi: “Hayır. Bizim gördüğümüz tabloyu Erdoğan’ın görmemesi mümkün değil. Nasıl kaybettiğini, sözlerinin ağırlığının toplum nezdinde olmadığını o da görüyor aslında. Tabandaki erimeyi o da görüyor.

Bu erimenin önüne geçmesi lazım. Bunun için de bir sanal düşman yaratılması lazım. Düşman olarak da CHP’yi görüyor.

CHP olarak biz demokrasi aleyhine ne söyledik? Hiçbir şey. Kaldı ki bütün darbelerden en çok zararı gören CHP’dir. CHP’nin genel başkanları hapse atıldı darbelerde.

CHP’nin mal varlıklarına el konuldu. Dolayısıyla darbelerden en çok zarar gören parti biziz.

Erdoğan yaygın medya kanalıyla, kendisinin demokrat olduğunu, demokrasiyi savunduğunu, CHP’nin demokrasiye karşı olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Ama sıradan vatandaş bunların hiçbirisine itibar etmiyor. O da görüyor, bunların hiçbirisinin doğru olmadığını.

‘Belediye başkanlarımız tarih yazıyorlar’

CHP genel başkanı CHP’li belediyelerin performansına ve iktidarın CHP’li belediyelere yaklaşımına ilişkin soruyu şöyle cevapladı: “Belediye başkanlarımızın performansı gerçekten çok iyi. Gerçekten tam bir tarih yazıyorlar. Buna yürekten inanıyorum. Belli aralıklarla, haftada bir bilgi alıyoruz ayrıca.

Aslında yapılan engellemeler sadece tepki topladı, kamuoyundan. Ama belediye başkanlarımız kendi imkanlarıyla o engelleri aştılar. Bazı yatırımları askıya aldılar. Dolayısıyla öncelik insandı ve bizim belediyelerimiz olan yerlerde ‘hiçbir çocuk yatağa aç girmesin’ taahhüdü vardı ve o taahhüdü de bu zor dönemde yerine getirdiler.

Vatandaşlar (iktidarın belediye kampanyalarını engellemesinden) rahatsız, kamuoyu onu doğru bulmuyor. Ordaki sorun şu aslında, Erdoğan, ta en başından beri, ‘CHP iktidar olursa, yardımlar kesilir’ diyordu. 81 ilde, ilçede bütün partilileri bunu söylüyordu.

CHP geldi baktılar hiç de yardımlar kesilmiyor, tam tersine artıyor, daha iyi yapılıyor. Üstelik yoksulluk da teşhir edilmiyor.

‘Sosyal devlet anlayışı ön plana çıkacak’

Salgının sonrası nasıl bir dünya düzeni beklediği sorulan CHP lideri, sosyal devlet vurgusu yaparak şunları söyledi: “Bana göre daha güçlü bir sosyal devlet anlayışının, kaçınılmaz olarak ön plana çıkacağını yaşanan olaylar bize gösterdi. Örneğin Trump’ın, her aileye 2 bin dolar, yoksullara şu kadar yardım, iş dünyasına üstelik karşılıksız yardım yapması, bir anlamda sosyal devletin Trump tarafından bile kabul edildiğini gösteriyor.

Eğer sosyal devleti biz kurumsallaştırabilirsek, bu aile yardımları sigortası dahil olmak üzere dokuz sigorta dalını hayata geçirebilirsek, kişinin doğumundan ölümüne kadar bütün bir süreci sosyal güvence altına almış olacağız.

Bu süreçte üzerinde durulması gereken temel noktalardan birisi de gelişmiş ülkelerin sorumluluğudur.“

Editör: Haber Merkezi