Yerel seçimlerin ardından BŞ Belediye Başkanlığı’nı kazanamayan Mustafa Bozbey’in Nilüfer Belediyesi’nde ki koltuğuna yardımcısı Turgay Erdem oturmuştu…

Erdem başkan seçildikten sonra, bir süre Bozbey’in kurduğu ekiple işlerini yürüttü. Mart’ta yapılan seçimlerin ardından 9 ay geçti…

9 ayda neler olur neler, en azından çocuk olur(!)

Turgay Erdem, bu süre içerisinde (haklı olarak) kendi ekibini kurmaya, bazı müdürlükleri değiştirmeye başladı.

Bunlardan biri de Güney Özkılıç, başarıyla yürüttüğü Kültür Şube Müdürlüğü’nden alındı…

Güney, yetenekli, başarılı ve çok etkili, entelektüel, üretken bir isim olmasına rağmen görevden alınmasına kimse anlam veremedi.

Nitekim Özkılıç’ı İstanbul Küçük Çekmece Belediyesi kaptı ve aynı pozisyona atadı…

Özkılıç’tan boşalan koltuğa henüz kimsenin atanmaması ise bir hayli ilginç.

Nilüfer Belediyesi’nin bugüne kadar kültür ve sanata verdiği destek ortada… Bunu kimse inkâr edemez.

Bu ortamı yaratan da kuşkusuz Mustafa Bozbey’in anlayışıydı. Bozbey gittikten sonra yeni başkan Turgay Erdem’in ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyoruz ama açıkçası kafalarda soru işaretleri oluşuyor.

Özellikle Güney Özkılıç gibi bir değeri bir çırpıda harcamasının anlamsızlığı dururken, şimdi de amatör sanatçılara ve tiyatro gruplarına sanatlarını icra etmek için ücretsiz sağladığı hizmeti durdurduğunu öğrendim.

Biz de Tiyatro İnSanat olarak, birçok kez Nilüfer Belediyesi’nin bize sunduğu fırsattan yararlanmış ve oyunlarımızı sahneleme imkânı bulmuştuk.

Bu sezon için hazırladığımız “İçerdekiler” oyunu için dilekçe ile yaptığımız başvuruya “Artık devlet kurumları ve derneklerden de salon tahsis kullanım bedeli alınacaktır. Bu bedel günlük salon kullanımı 500 TL’dir” yanıtını aldık.

Yanıtı okuyunca, “Nilüfer Belediyesi de Ak Partili belediyelere benzemeye başladı” diye düşündüm.

Çünkü onlar da böyle yapıyorlar…

Ha, bir de Mudanya Belediyesi var ki, onların bize yaşattıklarını daha önce bu köşede yazmıştım.

Biz amatör bir tiyatro grubuyuz. Ne kazanıyoruz ki, günlük 500 TL salona verelim…

Öyle anlaşılıyor ki, Bursa’da sadece Nilüfer Belediyesi’nin Bozbey döneminde sağlanan özgür sanat yapma ortamında biz amatörlere hayat hakkı, sanat yapma fırsatı kalmıyor.

Gerçi, Nilüfer Belediyesi’nde görev yapan arkadaşlarımdan bu durumun, yani “salon tahsis kullanım bedeli”nin neden uygulanmaya başladığını öğrendim ama…

Yine de, “salonlar çok hor kullanılıyor, salonda oyun oynayan gruplar tesise zarar veriyor, bu nedenle artık kimseye ücretsiz vermeyeceğiz, bir bedeli olacak!” uygulaması bana makul ve mantıklı gelmedi.

O zaman, salon için para ödeyen gruplar, “madem parasını verdik istediğimizi yaparız, istediğimiz gibi kullanırız” düşüncesine kapılmayacaklar mı?

Bence çözüm, salon/sahne vs vs tahsis edilen okul, grup, dernek veya vakıflardan bir taahhütname alınabilir, kısa bir sözleşme yapılabilir ve salona verilecek zararın kullanıcıdan karşılanması koşuluyla bu hizmet sağlanmaya devam edilebilirdi…

Ama bunu yapmak yerine sadece “para karşılığı salon vermek” sanki Nilüfer Belediyesi’nin paraya ihtiyacı varmış da bu nedenle böyle bir uygulamaya gidildiği izlenimi yaratıyor.

Ve daha da kafa karıştırıcı olan ise “acaba Turgay Erdem, Mustafa Bozbey’i aratıyor mu?” sorusunu akıllara getirmesi…

Bence hepsinden daha üzücü olan ise bu algının yerleşecek olması…

İşte bu olursa, Turgay bey ne yaparsa yapsın, Ak Partililerden bir farkı yok, dedirtmeye başlayacak ki, o zaman "çalsın sazlar oynasın kızlar(!)"

..bu imajı düzeltmek için uğraş dur!

Tabi, imajının zedeleneceğini düşünmüyorsa, yapacak bir şey yok, başarı ve bol şans dilemekten başka...