Muhafazakar camianın yakından tanıdığı Dilipak, habervakti.com’da kaleme aldığı köşe yazısında, “Ben seçimlerde kime oy vereceğimi bilmiyorum, ama kime vermeyeceğini biliyorum” ifadelerini kullandı.

Dilipak şöyle devam etti:

CoVID’çilere, yani GreatResetçilere, yani iklimci, gıdacı, (kimi kastettiğimi biliyorsunuz. Sentetik etçilere yani) 5G’cilere, Trans Humanizmcilere, fahişe ve türevlerine, toplumsal cinsiyetçilere, 6284 kırmızı çizgisi olanlara yani İstanbul sözleşmesini savunanlara, beni mahkemeye verenlere oy vermeyeceğim. Siz kime verirseniz verin, ama unutmayalım ki, oy vereceklerimizin yaptıklarından biz de hesaba çekileceğiz. Bana sorarsanız, OYUN’u görmeden OY’unu verme!

“Ya öbür taraf kazanırsa” derseniz, sonuçta bu da, hayır da olsa, şer de olsa bir KADER’dir. Hem değil mi ki, “Allah bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir” Hem değil mi ki, “Bugün kendi aramızda tartışıp durduğumuz şeylerin hakikati bize öbür dünyada gösterilecektir”. Bu dünyadaki sonu, benim için sadece İmtihanın şeklini belirleyen bir imtihandır. Bu zor bir sınavda olabilir. Değil mi ki, biz Allah’ın ipine tutunursak, o bizim işimizi kolaylaştıracaktır. Değil mi ki, O’nun kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yok. Allah, aklımızdan, kalbimizden geçenleri bilmektedir. Kapalı kapılar arkasında, ya da şifreli telefonlarla fısıldaşarak konuştuklarımızı duymaktadır. Kader, kader, ah kader.. Ey Rahman, Ey Rahim, ey Muktedir ve muntakim olan, ey ilahi takdir makamının sahibi! Tedbirim rızana ve merhametine sığınmaktır. Sebep ey!.. Selam ve dua ile.

Editör: Bilal Kayaaltı