Bursa’nın Orhaneli İlçesi Göynükbelen Mahallesi’nde 27 Temmuz 2018 tarihinde haciz işlemi sırsında saldırıya uğrayan ve borçlu aile bireyi tarafından yanağından ısırılan ve bıçaklı saldırıya maruz kalan Avukat Cüneyt Bülent Şeker, sosyal medyada kendisine yönelik eleştirilere tepki gösterdi. ‘ŞİDDETİ ALKIŞLIYORLAR’ Şeker, Bursa Adalet Sarayı önünde yaptığı basın açıklamasında, toplumda haciz işleminden dolayı borçlu için mağdur algısı yaratıldığını, oysa alacaklı yönünden empati yapılmadığına dikkat çekti. Şeker, “Mesele haczin yapılıp yapılmaması değil. Konumuz Türk toplumunda şiddetin artmasıdır. Bana yapılan saldırıyı alkışlayanlar aslında kendilerine yapılacak şiddeti alkışlamış oluyorlar” dedi. ‘CİNAYETLERİ ALACAK VERECEK SORUNU KÖRÜKLÜYOR’ Saldırgan hapis cezası aldığı davayla ilgili olarak basında ve sosyal medyada yer alan avukatlara yönelik eleştirilerin, görevi sırasında öldürülen avukatların arkasından da yapıldığını vurgulayan Şeker, şöyle konuştu: “Gösterilen tepkinin haciz yapılmasına ilişkin olduğu anlaşılıyor. Ama borçlu isen elbette alacaklı hakkını isteyecek. Borçlunun kapısına avukat, polis, icra memuru gelmesin de mafya mı gelsin? Yaşadığım olay şaka değildir. Ülkemizde mafya, alacak tahsili ile güçlendi, ihalelerle beslendi ve sonunda siyasete etki eder hale geldi. Bu devletin otoritesini sarsan, vatandaşın aleyhine bir durumdur. Günümüzde cinayetlerin büyük çoğunluğu alacak verecek sorunları nedeniyle işlenmektedir. İcra memuru ve avukat çoğunlukla tarafları yumuşatır ve orta noktada buluşmaya ikna eder. Haczin kalkması veya alacak tahsilinin ertelenmesi de ekonomik sorunları artırır, piyasayı bozar. Olayın daha vahim yanı ise saldırının aslında avukata ya da icra memuruna değil doğrudan hukuk düzenine, yargıya, devlet otoritesine yönelik olmasıdır. O yüzden avukatlara yönelik saldırıların hakim ya da savcılara yapılmış gibi değerlendirilmesi gerekmektedir” şeklinde ifadeler kullandı.