Vatandaş geçinemediği için bankalara borçlanıyor ve ödeyemiyor. Kriz, gittikçe derinleşiyor.
Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla 2 milyonu aşkın kişi kredi veya kredi kartı borcunu ödeyemediği için varlık yönetim şirketlerinin takibine girdi. Takipteki bireysel borç tutarı ise 79 milyar TL’ye ulaştı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Finansal İstikrar Raporu, bireysel borçlanma eğilimlerindeki kırılgan tabloyu bir kez daha ortaya koydu. 2024 yılı başında 47 milyar TL olan varlık yönetim şirketlerinin portföyündeki bireysel alacaklar, yıl sonunda 62 milyar TL’ye, 2025’in ilk çeyreğinde ise 79 milyar TL’ye çıktı. Toplam 2 milyon 76 bin kişinin borcu artık bankalar yerine bu şirketler tarafından tahsil edilmeye çalışılıyor.
BDDK: YÜZDE 93 ARTTI
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan son verilere göre, bankacılık sektöründeki toplam takipteki alacak miktarı son bir yılda yüzde 93 artarak 407 milyar 376 milyon TL’ye ulaştı. Bu artışın büyük bölümü bireysel borçlardan kaynaklanıyor. Tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarının oluşturduğu takipteki alacak tutarı 172 milyar 96 milyon TL’ye çıktı. Bu kalemdeki yıllık artış oranı ise yüzde 166,7 olarak kaydedildi.
ALACAKLAR BANKALAR TARAFINDAN DÜŞÜK BEDELLE DEVREDİLİYOR
BirGün'de yer alan habere göre, kredi tahsilatındaki risklerin artması nedeniyle bankalar, gecikmiş bireysel alacaklarını hızla varlık yönetim şirketlerine devrediyor. Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan bildirimlere göre, 2025 yılı başından bu yana gerçekleşen bazı büyük çaplı satışlar şöyle:
Yapı Kredi Bankası, 1,77 milyar TL tutarındaki tahsili gecikmiş alacağını 429,5 milyon TL’ye varlık yönetim şirketlerine devretti.
DenizBank, toplam 525 milyon TL değerinde üç kredi portföyünü farklı şirketlere sattı.
Garanti BBVA, Şubat ayında 2,9 milyar TL'lik borç portföyünü 603 milyon TL karşılığında elden çıkardı.
Akbank, toplam 1,5 milyar TL tutarındaki bireysel alacağını portföy satışı yoluyla devretti.
SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL
Ekonomistler, takipteki alacaklardaki hızlı yükselişin hem hanehalkı finansal dengesi hem de bankacılık sistemi açısından önemli bir risk unsuru oluşturduğuna dikkat çekiyor. Hızla artan faiz oranları ve gelirlerdeki reel düşüş, borç ödeme kapasitesini zayıflatırken, düşük bedellerle yapılan portföy satışları bankaların tahsil kabiliyetini de tartışmalı hale getiriyor.
