Uzun zamandır elim klavyeye gidip yazamıyordum, malum, sokak röportajları ve diğer çalışmalar nedeniyle yazmaya fırsat olmuyordu. En son yazımı yine Mustafa Bozbey hakkında 20 Şubat'ta, bir önceki yazımı da 26 Eylül 2023'de T1 Tramvayı hakkında yazmışım.

Konumuz yine Bursa ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey!

Bazıları bize laf çakıyor, "AKP'li belediye başkanlarını eleştiriyordunuz, Bozbey'i de eleştirsenize" diye...

E o zaman Bozbey’i eleştirmeyelim de taşa mı dönelim(!)

Elbette eleştireceğiz, eleştiriyoruz!

Oy verdik, Bursa’yı 5 yıllığına kendisine emanet ettik, Mustafa Bozbey babamızın oğlu değil sonuçta, kaldı ki babamızın oğlu da olsa yanlışa yanlış, doğruya doğru diyemedikten sonra…

En azından malum kesimin seçmeni gibi olmadığımıza göre, eksiklerini yanlışlarını görmezden gelecek değiliz!

Evet, ülkeyi tek başına yöneten, ağzından çıkan her sözün ayet gibi değer gördüğü, astığı astık kestiği kestik seviyesine ramak kalmış Erdoğan diktasının baskısı tüm CHP’li belediyelerin başında demoklesin kılıcı gibi sallanırken elbette rahat çalışamadıklarını görmezden gelmiyoruz.

Amma velakin bu irili ufaklı, şehir içi çevresel düzenlemeleri ve hatta bazı caydırıcı kararlar almalarına engel olmamalı...

Sonuçta çok sayıda ses getirici sosyal, kültürel ve sanatsal etkinlikler yapabiliyorlar!

O zaman ben de bir Bursalı ve Bursa sevdalısı olarak sorarım:

“Göreve geldiğiniz bir buçuk yıllık süre içerisinde, çevre düzenleme konularında Park ve Bahçeler Müdürlüğü, önceki belediye yönetimi döneminde yapılan bazı çalışmaları artık neden yapmaz oldu. Özellikle Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde, sağlı-sollu ve orta refüjün bakımı yapılmıyor, palmiyeleri ışıklandırsın diye konulmuş aydınlatmaların bir çoğu ya çalınmış ya da parçalanmış. Bir buçuk yıldır hiçbir bakım ve düzenleme yapılmamış.

Sadece o da değil hem Süluki Camii önü hem de tarihi Büyükşehir Belediye binasının Atatürk Caddesi tarafına bakan ve sergi alanı olarak kullanılan alana birileri güvercinler yesin diye düzenli olarak ekmek parçalarını sulandırıp atıyor. Bu konuyla ilgili bizzat ben şahsen kendim defalarca ihbar hattınıza şikayet ettiğim halde önüne geçilemedi. Düşünsenize, Bursa’yı gezmekte olan bir turistsiniz, Osmanlı’nın ilk başkenti ve sözde Avrupa şehri bir kentin göbeğinde kuşlara atılmış küflü ekmek yığını ve o yığın bir süre sonra kokmaya çevreyi kirletmeye başlıyor!

Siz olsanız ne düşünürsünüz?

Sevap işlediğini zanneden halkımız farkında olmadan çevreyi kirleterek şehrine ihanet ediyor!

Bir de yere izmarit ve çöp atma durumu var ki, Sn Bozbey ve Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri bu konuda neden kıllarını kımıldatmaz anlamış değilim.

Biliyorsunuz, yaptığım sokak röportajları sırasında yere çöp ve izmarit atanları sürekli uyarıyorum ve bu nedenle saldırıya bile uğradım!

Başta Sn Mustafa Bozbey olmak üzere CHP İl Başkanı Sn Nihat Yeşiltaş ve bir çok meclis üyesinden “yere çöp atanlara ceza uygulansın” önerimi nedense kulak arkası ettiler, her halde Bozbey’e 4-5 defa bu durumu bizzat anımsatmama rağmen “he he” diyerek konuyu geçiştirmekten başka bir şey yapmadı.

Hala bekliyorum bakalım Bozbey ve CHP yönetimi yere çöp atanları görmezlikten gelmeye ne zamana kadar devam edecekler!

Çevre bu durumdayken toplu taşımalarda özellikle otobüslerin içi çok mu iyi!

AKP zamanındaki sorun aynen devam ediyor. Merak ediyorum BURULAŞ’ta bu otobüslerin içini temizleyecek ayrı birim yok mu?

Özellikle ayakta bekleyen yolcuların tutunabilecekleri üstteki kolçaklar leş gibi, temizletmek kimsenin aklına gelmez mi?

BURULAŞ’ın yeni müdürü Fahrettin Beşli Beye de söylediğim halde, Terminal’den Kent Meydanı’na gelen T2 Tramvayı'nın çalışma saatleri bir türlü uzatılamadı. Hadi, hattı T1’e entegre etmelerini geçtim de arkadaş saat 10.40’ta seferlerin bitirilmesinin mantığı nedir? AKP dönemindeyken de bu durumu yazmıştım, CHP gelince Fahrettin Beye bizzat söylediğim halde sonuç değişmedi.

Açıkçası bundan sonra da değişeceğine dair umudum kalmadı, sokak röportajlarında “Bunların da onlardan bir farkı yok” diyen Bursalılar'ın halklı çıktıklarını düşünmeye başlıyorum.

Bu arada son söz olarak, son orman yangınlarında, özellikle Gürsu Belediyesi Başkanı Sn Mustafa Işık’ın Mustafa Bozbey’i haksız yere eleştirdiğini de anımsatmak isterim. Yangınlar başladığında Bulgaristan’da olan Bozbey, haberi alır almaz zaten koşup gelmiş.

Başka ne yapaydı ya, Bulgaristan’dan hortum tutup yangını söndürmeye mi çalışacaktı. Orman yangını çıkacağını nereden bilebilirdi, esas Işık, Bozbey’e laf çakmaya çalışacağına bağlı olduğu kendi partisinin bunca yıldır orman yangınlarıyla ilgili neden gerekli önlemleri almadığını sorgulasın, tabi maçası yiyorsa!

Neyse, bu eleştirilerimi “ya bunlar da dert mi” diyenler olabilir ama atalarımızın “aslan yattığı yerden belli olur” şeklinde çok güzel sözleri var.

Ben yaşadığım şehrin düzenli, çağdaş ve temiz olmasını isterim, madem Sn Bozbey “Gülümseyin Bursa’dasınız” diyor, ben de gülümsemek istiyorum, zaten yanan ormanlarımız, katledilen doğamız ciğerlerimizi yeterince yakmışken çirkinlikleri görüp acı acı gülmek istemiyorum.