BTSO Temmuz Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, özellikle son üç yılda oluşan olağanüstü koşulların tüm dünyadaki ezberleri değiştirdiğini söyledi. Pandeminin etkisiyle bozulan arz-talep dengesinin ardından Rusya-Ukrayna savaşının belirsizlikleri artırdığını kaydeden Başkan Burkay, bunun bir sonucu olarak yüksek enflasyonun tüm dünyanın ortak sorunu haline geldiğini belirtti. Türkiye’de ise deprem felaketi başta olmak üzere yaşanan doğal afetlerin ekonomide de büyük hasara yol açtığını dile getiren Burkay, “Yaşadığımız zorlukların boyutu ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir dönemde umutsuzluğun esiri olmadık. Tarih boyunca inişleri de çıkışları da hep birlikte yaşadık. Üretimden, ihracattan, yeni istihdam alanları oluşturmaktan asla vazgeçmedik. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da ülkemizin geleceği ve refahı için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“HER KESİMİ DERİNDEN ETKİLİYOR”
Mayıs ayındaki yoğun seçim döneminin ardından ekonomi yönetiminde yaşanan değişikliklerle birlikte ‘rasyonel zemine dönüş’ sürecinin başladığına dikkati çeken Burkay, Merkez Bankası’nın para politikasındaki değişim ve faiz artışının ekonominin normalleşme sürecindeki yeni stratejisi olduğunu söyledi. “Fiyat istikrarının yeniden tesisi ve finansal istikrarın korunması ekonomimiz için en önemli konuların başında geliyor.” diyen Başkan Burkay, “Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyona karşın döviz kurlarının uzun süre sabit kalması ihracatçı firmalarımızı rekabet içinde oldukları pazarlarda zorladı. Döviz kurları son dönemde yükselişe geçse de girdi maliyetleri ve enflasyonist ortamla mücadele, ekonomimizde istikrar için temel koşuldur. Mali disiplinin sağlanması ve bütçe açığının kapatılması amacıyla son dönemde uygulanan vergi artışları hane halklarından sosyo-ekonomik hayata kadar her kesimi derinden etkilemektedir. Atılan adımlarla firmalarımızın maliyetlerinin arttığını ve enflasyon riskini tetiklediğini de unutmamalıyız.” ifadelerini kullandı.
“KÖTÜ GÜNDE DE İŞ DÜNYASININ YANINDA OLSUNLAR”
Reel sektörün iş koşullarının iyileştirilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması için kredi ve dövizli işlemlere getirilen kısıtlayıcı ve koşullu düzenlemelerin de kademeli olarak azaltılması ve kaldırılması önerisinde bulunan Burkay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Merkez Bankası’nın sıkı para politikasına geçiş sürecinde reel kesimin yatırım, üretim ve ihracat için ihtiyaç duyduğu finansmana erişiminde pozitif ayrımcılık yapılması ve istisnalar sağlaması da beklentilerimiz arasında yer alıyor. Bankalarımızın kredi süreçlerinde muhafazakâr tutumlarını sona erdirmeleri gerekiyor. Birçok firmamızın kredi talepleri maalesef hala karşılanmıyor. İyi günde olduğu gibi kötü günde de bankalarımızı daha duyarlı ve yapıcı olmaya davet ediyoruz. Reel sektör ve finans sektörü işbirliğinde Türkiye’nin yeniden hızlı bir kalkınma sürecine gireceğine inanıyoruz. Önümüzde, Türkiye Yüzyılı’na şekil verecek ekonomi politikalarının belirleneceği 5 yıllık bir süreç var. Yatırım teşvikleri, ihracat destekleri, vergi destekleri bu noktada çok önemli enstrümanlardır. Küresel ticarette yön arayışlarının olduğu bir dönemde fiyat istikrarı temelinde yükselen, finansal istikrarı koruyan, üretim-istihdam-ihracat kanalıyla büyüme stratejisini benimseyen bir anlayışla bu krizden de güçlenerek çıkacağımıza inancımız tamdır.”
BURSA BUSİNESS SCHOLL KENTTE DEĞER KATACAK
İbrahim Burkay, BTSO olarak son 10 yılda kentin ekonomi tarihine geçen 60’tan fazla makro projeyi hayata geçirdiklerini, ortak akılla yakaladıkları örnek başarıların Bursa’yı üretim, istihdam ve ihracatta yeni bir eşiğe taşıdığını kaydetti. Bu eşiğin aşılması noktasında sanayici, girişimci, tüccar, üniversite, kamu kurumları ve yerel siyasi aktörlere önemli sorumluluklar düştüğünü belirten Burkay, “BTSO olarak bu konudaki sorumluluğumuzun bilinciyle farklı iş birliği modelleri, projeler ve destek mekanizmaları geliştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’de bir ilk olarak hayata geçirdiğimiz Sektörel Konseyler, iş dünyamız, üniversite ve kamu kurumlarını aynı masa etrafında buluştururken, kenti geleceğe taşıyacak yol haritalarının oluşturulmasında da kritik bir rol üstleniyor. Geçen hafta Bursa’daki üniversitelerimizin rektörlerinin de katılımıyla, Bursa Business School’da çok önemli bir çalıştay gerçekleştirdik. Katkıları için Değerli Rektörlerimize, Konsey Başkan ve Başkan Yardımcılarımıza çok teşekkür ediyorum “ şeklinde konuştu.
TEKNOSAB VURGUSU
Türkiye’nin ilk yüksek teknoloji organize sanayi bölgesi TEKNOSAB’daki gelişmelere ilişkin de bilgiler veren Başkan Burkay, bölgedeki elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını rüzgâr ve güneş başta olmak üzere çeşitli yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılamayı amaçladıklarını ifade etti. Burkay, TEKNOSAB’daki fabrikaların çatılarının tamamını solar enerji panelleri ile donatarak, hem firmaların enerji maliyetlerini düşürmek hem de yeşil dönüşüme dâhil olarak rekabet güçlerini artırmayı hedeflediklerini belirterek, “Bu kapsamda daha önceki meclis toplantılarımızda, TEKNOSAB’daki sanayicilerimizin ortağı olduğu, bölgedeki solar enerji yatırımlarını hayata geçirecek bir şirket kurduğumuzu paylaşmıştım. Şirketimizin yönetim kurulu TEKNOSAB Müteşebbis Heyetimizin üyelerinden oluşuyor. İlk etapta hızlı karar alabilmek, yatırım teşvik belgesinden faydalanabilmek amacıyla böyle bir model belirledik. Bölgemizdeki tüm yatırımcılar ve enerji alanında yatırım yapmak isteyenler de kurduğumuz şirketin ortağı olacaklar. Enerji Konseyi Başkanımız Erol Dağlıoğlu ve ilgili meslek komitelerimiz de sürece büyük katkı sağlıyor.” dedi.
“SADECE TÜRKİYE DEĞİL, DÜNYA KONUŞACAK”
Enerji şirketinin herhangi bir kar amacı olmadığını belirten Başkan Burkay, bölgedeki sanayicilerin güneş enerjisi yatırımları için farklı şirketlerle çalışmalarının önünde de bir engel olmadığının altını çizdi. Başkan Burkay, “Burada bizim amacımız sadece elektrik üretmek değil, elektriği üreten teknolojiyi de üretmek. TEKNOSAB’da 800 MW güneş enerjisi yatırımı var. Bu yatırım tüketimin ancak yüzde 30’unu karşılıyor. Kalan yüzde 70’i ise dışarıda üreteceğiz. Bu da en az 1.5-2 GW anlamına geliyor. Bu süreçte dünyada bu işi en iyi yapan danışmanlarla birlikte çalışıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde TEKNOSAB’ı sadece Türkiye değil bütün dünya konuşacak. Yeter ki bu projeyi hayata geçirebilelim. Türkiye’nin ekonomideki dönüşümü adına Meclisimizin destekleri ile büyük adımlar atmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
BTSO MECLİSİ HATAY’I ZİYARET EDİYOR
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, Temmuz ayı meclis gündemine ilişkin yaptığı değerlendirmede BTSO’nun deprem yardım çalışmalarına değindi. Uğur, “Asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depreminin yaralarının sarılması için ülkemizin her bölgesinden, her ilinden seferberlik ruhuyla yardıma koşuldu. Depremin yaşandığı ilk andan itibaren biz de öncelikle temel ihtiyaçlar konusunda hızla aksiyon aldık. Geçici barınma sorununa çözüm oluşturmak için de Hatay’da BTSO Geçici Yaşam Alanı projemizi hayata geçirdik. Meclis Üyelerimizle birlikte inşallah burayı ziyaret edeceğiz. Böylesine kısa sürede projemizi bu noktaya getirmemizi sağlayan 55 bin üyemize ve tüm hayırseverlere bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” dedi.