Sanayi atıkları başta olmak üzere, çevre bilincinin oluşmaması, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'yi tehdit ediyor. Marmara Denizi'nin Tekirdağ, İzmit, Yalova ve özellikle  Gemlik sahillerinde deniz salyası (müsilaj) kaynaklı beyaz tabaka endişe meydana getirdi.  Yaşanan ürkütücü manzarayla ilgili  yazılı açıklamada bulunan DOĞADER, "Marmara Denizi’ni kaplayan beyaz tabaka bugünün sorunu değil, biriken kirlilik Marmara Denizi’nin ölüm fermanını hazırladı" ifadesini kullandı.

Yapılan yazılı açıklamada şu hususlra dikkat çekildi: 

"Marmara Denizi’ni kaplayan beyaz tabaka bugünün sorunu değil, biriken kirlilik Marmara Denizi’nin ölüm fermanını hazırladı.



Marmara Denizi’ni mart ayının başından bu yana kaplayan beyaz tabaka ile ilgili olarak bugün Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada yaşanan olayın doğal, ekolojik bir süreç olduğu vurgusu yapıldı. Yapılan açıklama her ne kadar sürecin ekolojik olduğunu vurgulasa da başta Gemlik Körfezi olmak üzere Marmara Denizi’ndeki canlılığı etkilediği aşikardır. 

Uzmanlara göre yaşanan plankton patlamalarının en önemli sebepleri küresel ısınmanın da etkisiyle bu yıl Marmara Denizi’nde su sıcaklığının düşmemesi ve Marmara Bölgesi’nde sanayi ve evsel atıkların arıtılmadan Marmara Denizi’ne bırakılması olarak gösteriliyor. Her yıl kısa sürede sona eren plankton patlamalarının bu yıl aylar sürmesi Marmara Denizi’nin bölgenin biriken kirliliğini artık taşıyamaz hale geldiğini gözler önüne seriyor. 

DOĞADER olarak uzmanların ve bilimsel çalışmaların ışığında şunu belirtmekte fayda var, aşırı plankton patlamaları olarak bilinen müsilajın(deniz salyası-karı) Marmara’yı kaplamasının asıl sebebi, Türkiye’nin hem en yoğun nüfusuna hem de en büyük sanayi bölgelerine sahip şehirleri olan Kocaeli, Gebze, Yalova, Bursa ve İstanbul ile Trakya bölgesinin Marmara Denizi’ni atıkları için deşarj yeri olarak kullanmasıdır. 

Türkiye nüfusunun üçte birine ev sahipliği yapan Marmara Bölgesi hem evsel hem de sanayi atıklarıyla Marmara Denizi’ni bölgenin foseptiği haline getirmiştir. Bir an önce bölgedeki aşırı sanayileşme ve kentleşmeye uygun arıtma tesislerinin kurulması ve Marmara Denizi’ni kirletecek her türlü atığın sadece biyolojik değil kimyasal arıtmaya da tabi tutulması gerekmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler Marmara Denizi’ndeki yaşamı bu denli tehdit eden kirliliğe dair bir an önce somut adımlar atmalıdır."

Editör: Haber Merkezi