Sıcaksu-Tabakhaneler bölgesinin bir bölümünde yürütülmek istenen toplu konut projesine CHP Bursa tepki gösterdi. CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca’nın basın açıklamasına; eski Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve CHP Bursa Mileltvekili Yüksel Özkan da katıldı.

“ TARİHE VE BURSA’YA İHANET EDİLİYOR”

Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı kararı Bursa'nın tarihine de geleceğine de ihanet olarak gören CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, ranta açılan bölgenin kentin çok önemli bölgesi olduğunu ve geçmiş dönem belediye başkanlarından Hikmet Şahin döneminden başlamak kaydıyla Recep Altepe döneminden de bugüne kadar gelen uzun uğraşlarla, kamulaştırmalarla 109 dönümlük bir alan oluşturulduğunu aktardı.

Karaca, “Osmanlı'dan kalan birçok eserler restore edip ayağa kaldıran bir siyasal anlayışın yerel yöneticileri, karşıdaki Kaplıca'nın karşısına gelip burayı TOKİ konutları yapacaklar. Vicdana sığıyor mu? Bunların rant hırsı, vizyonsuzluğu çapsızlığı Bursa’yı yaşanmaz hale getirdi” dedi.

“ BURSA’YA ZARAR VERMEYİN”

Büyükşehir belediyesinin ilk seçimde ehil ellere devredileceğini söyleyen Karaca, “Ehil ellere çok yakın bir dönemde görev verilecek ama giderayak Bursa’ya zarar vermeyin. Hiçbir makam kimseye tapulu değil. Yarın siz de göğsünüzü gere gere Heykel’de, Altıparmak’ta çıkın, yürüyün. İnsanlar size saygılı olsunlar, şu eseri de başkan bıraktı desinler” çağrısı yaptı. Karaca sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi burası 107 dönüm. Hiçbir şekilde, bozulmadan, aslına uygun yatırımcı aradık, bulamadık gibi serzenişler oluyor. Adam, 107 dönüm çok büyük, bunun birçok seçeneği olur. İşte bu teknik konu, birçok seçenek de vardır. Burası projeye uygun olarak yaşama geçirilir. Bursa, tekrar termal kent kimliğine kavuşur. Ben çocuktum, hatırlıyorum mahallede, kimin böyle hali vakti yerinde ise ‘Şunlar Bursa'ya gitmiş’ diye günlerce konuşulurdu. Bursa çekim merkezi idi, cazibeydi. Çekirge'deki otellerimize günler öncesinden rezervasyonlar yapılırdı. Türkiye’nin her yerinden hatta yurtdışından bile termal turizm için Bursa'ya gelenler olurdu.

“ZEMİN SICAK SU, FAZLA KAT KALDIRMAYACAĞINI BİLİYORLAR”

Fakat bırakın Almanya'yı, Çek Cumhuriyeti'ni, Avusturya'yı, dağın hemen arkasındaki illerimizde bile termal kaynağı olan yerler, turizm termal yatırım için ayrılıyor. Kütahya’da benzer yerler var. Yanı başımızdaki kentlerde benzer yerler var. Bir tek Bursa'ya geldiğimizde rant gözlerini bürüyor. ‘Hazır arsası, hazır kazandırılmış alan var, burayı TOKİ konut yapsın…’ Bu kadar sevimsiz, bu kadar anlayışsız olunabilir mi? ‘Burayı Doğanbey yapmayacağız, merak etmeyin’ diyorlar. Güler misiniz, ağlar mısınız? Doğanbey’i sanki biz yaptık! Zaten buranın zemini Doğanbey olmaya müsait olsa anında yaparlar. Zemin sıcak su, yani burasının daha fazla kat kaldırmayacağını biliyorlar. Eğer 20-25 kat, 30 kat, burası da kaldırsa hiç acımazlar, beton dikerler. Çünkü her zaman şu vardır. Ülkede özellikle son dönemde yaptıklarının en önemli iş nedir? Ranttır, betondur, doğa katliamıdır. İşte işte bakın burada da benzer bir tablo var. Bulunduğumuz yer çok önemli bir yer. Burası çok önemli. Sıcak su havzası. Bu bölge projeye uygun olarak devam etmelidir.”

“ BURSA’DAN AFYON’A GİDİYORLAR”

Yıllardır, çok uzun yıllardır Bursa gerçekten hem kaplıca kenti, banyolarıyla ünlü sıcak su kenti olarak anılıyordu. Nereye kaptırdık biz? Afyon’a kaptırdık değil mi? Şimdi herkes Bursa’dan Afyon’a gidiyor, Kütahya’da çalışmalar var. Aslında sadece Bursa’nın bu tarafı değil, diğer tarafını da değerlendirdiğimizde özellikle dağ yöresi için dahil olmak üzere kaplıca turizmi son derece önemlidir.

Bursa, kimliğini git gide kaybeden bir kenttir, halen de kaybediyor. Bursa sadece sanayi kenti değildir. Bursa, tarihi özelliklerini de taşıyan ve üstünde barındıran, yüzyıllardır bu kentin içerisinde var olan bir anlayıştır. Bursa sadece sanayi kenti değil, kültür kentidir, tarım kentidir. Dağı var, denizi var her yönüyle bir turizm kentidir. Onun için özellikle bu alanın biraz önce de sayın İl Başkanımın da dediği gibi yine Bursa’nın yüzyıllardır gelenek halinde herkesin bildiği yeşili, yeşil Bursa’yı görürsünüz. Yeşil Bursa’da banyolara gidiyoruz, ‘kaplıca’ denmez ‘banyo’ denir ağırlıkla öyle kullanılırdı; ‘banyolara gidiyoruz’ ama kaplıca turizmi hakikaten çok önemli. Kaybettik mi? Evet, kaybettik maalesef. Tekrar geri kazanabilir miyiz? Kesinlikle geri kazanabiliriz. Ama bilim insanlarına, onların doğrultusunda, onların hazırlayacağı projeler doğrultusunda, programlar doğrultusunda, bilimin ışığında kaplıca turizmi yine Bursa’da öne çıkabilir. Yurt dışından ve yurt içinden birçok insanımız Bursa’ya bu amaçla gelebilir, esnafımıza ve çevre halkımıza katkı sağlayabilir. Çünkü sadece Bursa’yı sanayi kenti olarak değerlendirdiğimizde buraya turist bekleyemeyiz arkadaşlar.”

Editör: Haber Merkezi