Sanayi, kültür ve turizm şehri Bursa’da son aylarda mezarlıklar tartışma konusu oldu.

Dar gelirli vatandaş, annesi, babası, evladı, kardeşi, ağabeyi vefat ettiğinde yasını bile tutamıyor.

Çünkü onları mezarlıklarda bekleyen yüklü miktarda bir fatura var!

Hani hayattayken, yaka silkeledikleri, bela okudukları, haram ettikleri elektrik, doğalgaz, su faturalarının bir benzeri, dünya değiştirdiklerinde yakınlarının karşısına mezarlıklarda çıkıyor.

Şöyle ki,

Şehir merkezindeki mezarlıklar dolduğu için gariban halk kentin doğusundaki Turan Köy ile batı yakada yeni hizmete giren Hasköy mezarlığına yönlendiriliyorlar.

Ama görünen o ki, rüşvet mezarlıklara kadar uzanmış durumda. Parayı bastıran,  adamını bulan cenazesini istediği mezarlığa defnedebiliyormuş!

Örneğin Bursa Büyükşehir meclisinden çıkan kararla Hamitler mezarlığına defin yapılmıyormuş.

Sebebi ise; yer yok!

Ama 13 bin 200 TL’yi Büyükşehir’in Mezarlıklar Şube Müdürlüğü’ne yatıranlara, etraftaki beton bina manzaralı kabir ayarlandığı iddia ediliyor.

Hakikaten çok yazık, paran varsa mezar çok yakınında, mangırın yoksa garibansan, ‘canla başla’ sloganı eşliğinde yallah Hasköy’e, Turanköy’e!

Yakının, ciğer paren yaşamını yitiriyor, doya doya ağlamak, yas tutmak bile hizmet aşkı içinde olan belediyeler yüzünden tarih olmak üzere!

Allah geçinden versin, çok uzun yıllar yaşasın. Alinur Aktaş vefat etse, Hasköy’e mi defnederler, yoksa Emirsultan’a mı?

Yapılan bu muamelenin adına liyakatsizlik denir. Kentin 40 kilometre uzağındaki mezarlığa anneni, babanı bırak ve unut!

Sonrası malum işte, ruhsuz, duygusuz ol, ölümden uzaklaş!

Lafa geldi mi ecdat.

Lafa geldi mi Osmanlı.

Kısacası Bursa’da vefat eden gariban, ailesine borç bırakıyor. Ölen kurtuluyor, kalan sağlar ise yas bile tutamıyor!