Cami bahçesini çocuklarıyla temizleyen anne ve Diyanet’in memurları!

Allah’ın seçilmiş kuluydu Hazreti Peygamber.

Eylem adamıydı; duruşuyla, oturuşuyla, komşularıyla olan münasebetleri, çocuklara, gençlere olan davranışlarıyla örnek bir insandı.

Direnişin, kuşanışın aydınlık kapısıydı.

Söyledikleriyle, yaptıkları bir biriyle örtüşüyordu.

Her ne kadar doğduğu şehrin kibirlileri tarafından inkar edilse de, Mekke’yi feth ettikten sonra hakikat anlaşıldı.

Çevreye olan duyarlılığı ile öne çıktı; fidan dikti, ağaç kesmedi, yere tükürmedi, çöp atmadı. Namaz kıldırdığı mescidi süpürdü, bakımını yaptı, alkışlanacak bir babaydı.

Şimdi onun temsilcileri olduğunu iddia edenler sadece slogan atıyorlar;  örnek davranışlarına, projelerine şahit olamıyoruz.

Kimlerden bahsettiğimi sanırım anladınız, içlerinde cemaatini kuşatan, şaşkınlık geçirten imam ve müezzinler olsa da, sayıları gittikçe azalıyor. Zaten, Diyanet’in namaz kıldırma memurları, örnek verdikleri, hatırlattıkları Hz. Peygamber’in eylemlerini gerçekleştirmiş olsalardı, bu ülkenin şehirlerini betonlaştırmaya kimin gücü yeterdi?

Yaylalar, ovalar talan edilebilir miydi?

Köylü, çiftçi doğduğu toprakları para kazanamadığı için terk eder miydi?

Evlat ana- babayı, ana- babalar da evlatlarını, etrafındakilerini ulu orta vahşice katledebilir miydi?

Organize suç örgütü lideri sayılmadan önce rabia işareti yapan Mafya Sedat Peker’e itibar eden olur muydu?

600 yıllık Tayakadın Cami önüne yapılan Bursa Ticaret Borsa binasına, bu ibadethanede görevli imam karşı çıkar, isyan ederdi, cemaatini ayağa kaldırır,  tarihin önünü açıyoruz algısı oluşturan Alinur Aktaş’ın, Mustafa Dündar’ın ezberini bozardı. Ama nerede öyle din adamı? Kalk ve gör halimizi Sütçü imam!

Dolayısıyla örgütlü ve bilinçli halk külyutmaz, bilinçli olur, Kamil!

Daha onlarca örnek verilebilir ama anlayan anladı.

***

Geçtiğimiz Cuma günü, Osmangazi ilçemize bağlı Reyhan Mahallesi Bekirdede sokaktaki Zafranlık Camii’ne yolum düştü.

Mescit, 2012 yılında aslına uygun olarak restore edildi, ibadete açıldı.

Küçük bir avlusu var. Bahçe kapısından içeri girdiğimde, iki hanımefendi ve etrafta koşturan yaşları 5 ile 7 arasında çocuklar dikkatimi çekti. Genç olan kadının kucağında bebek de vardı.

Şadırvanda biraz vakit geçirdim, o sırada bebeğine ninniler söyleyen genç anne, diğer iki çocuğuna şu tarihi sözleri sarf etti:

“Çocuklar siz Allah’tan ödül almak, cami gönüllüsü olmak ister misiniz?  Çevre temizliği yaparak Allah size puan verecek ve sizi çok sevecek. Böylelikle cenneti hak edenlerden olalım.

Şimdi hep birlikte bahçede temizlik yapalım, yere düşen yaprakları çöp kutusuna atalım. Allah da bizi ödüllendirsin.”

Yaklaşık 40 metre kare büyüklükteki caminin bahçesini görevli imam kaç kez süpürmüştür biliyorum ama o iki masum ve annesi bahçeyi birkaç dakika içinde temizlediler.

Bilgili ve bilinçli olduğu her halinden belli olan başı açık genç kadının sözleri öyle büyülü ve etkiliydi ki, adeta dondum kaldım.

Hanımefendiye, gazeteci olduğumu yaptığı eylemin hakikaten alkışlanması gerektiğini ve çocukların fotoğrafını çekip haber yapmak istediğimi teklif ettiğimde, üç çocuk annesi kadın bana, “Ben çocuklarıma, siz bu camiye geldiğiniz için veya gösteriş olsun diye hitap etmedim. Çocuklarıma hem örnek oluyor, hem de çevreye duyarlı olmalarını hatırlatıyorum. Camiyi, caminin bahçesini, aynı zamanda Bursa’yı Allah’ın birer evi olarak bilmeleri gerektiği düşüncesindeyim.”

Şimdi…

Kaç cami görevlisinin çocuklarla, mahalliyle, gençlerle böyle diyalog kurduğuna şahit oldunuz?

Söyleyin ne olur.

Sadece Mustafa Basrık isminde bir imam hatibi hatırlıyorum, herkesin parmakla gösterdiği…

Hatırladığım başka bir şey ise,

3 yıl önce görevli olduğu camiye 100 metre uzaklıkta 20-25 yıllık ağaçları çevre düzenlemesi adı altında kesen hainlere ses çıkarmayan, dut yemiş bülbüle dönen bir imam, bir hafta sonra eline tutuşturulan hutbede fidan dikmenin faziletinden bahsedince; o namaz kıldırma memurunu minberden yaka paça indirmeyi düşünmüştüm.

Ulu Cami’de, Muradiye’de, Hamzabey’de, Yeşil ve Emirsultan gibi mabetlerde görev almak için güvercin taklaları atmayı akıl edenler,

Siyasiler, şunlar bunlar görsün düşüncesiyle toplantılarda, basın açıklamalarında boy gösterenler, politika yapmayı kendilerine görev kabul edenler, mahallesinin sokaklarını tıpkı Hz. Peygamber’in Mekke sokaklarını süpürdüğü, temizlediği gibi, mahalle sakinleri ve gençlere örnek olmak için çevre temizliği yaptıklarına şahit oldunuz mu?

Bir keresinde camiye yalın ayak girenleri uyarmasını söylediğim mıymıntı bir hoca efendi bana, “onlar şafi mezhebinden” diyecek kadar aklını yitirmişti. Şimdi ise o imam, her hafta Cuma günü cemaatini, camiye seccadelerini getirmeleri, cami girişine koydukları paket kağıtlarını seccade yapmalarını, maskelerini çıkarmamalarını ve hijyen kurallarına uymalarını istiyor.

Buradan, Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer’de görev yapan, aynı zamanda Bursa Müftüsü İzani Turan Hocama çağrıda bulunuyorum.

Pandemi sona erdiğinde görevli memurlarınızın; komşularını, esnafı, gençleri ve çocukları kucaklayan adımlar atmalarını tavsiye edin, hatta biraz daha abartalım “emredin”.

O üç çocuklu annenin, evlatlarına cami bahçesinde temizlik yapmaları için aklından diline düşürdüğü cümleleri hatırlatın. Belki ölü toprağından bu eylemler sayesinde kurtuluruz.

Bu arada,

Ne hikmettir bilmiyorum, 40 yıldır İsrail kahrolsun diye slogan atılır, dua edilir ama bir türlü şu Siyonistler kahrolmuyor!

Neden acaba?

***

BİR SÖZ

Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma namaz ve niyazına bakma aklına ve doğruluğuna bak.

HZ Ömer