T24’teki yazısında Yılmaz, “Türkiye’yi 23 yıldır tek başına yöneten Cumhurbaşkanı’nın, bir muhalefet lideri gibi “Türkiye’yi hak ettiği seviyelere ulaştıracak, irade, tecrübe, birikim ve ufuk ancak bizde vardır” sözlerini okuduğumda elimde olmadan kahkaha attım” dedi.
İşte Yılmaz’ın o yazısı:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parti teşkilatına yayınladığı bayram mesajında muhalefetin “bırakın Türkiye’yi, 3-5 belediyeyi bile yönetemediğini” söyledi.
“Eğitimden, adalete, dış politikadan, demokrasiye, tüm başlıklarda Türkiye’yi hak ettiği seviyelere ulaştıracak irade, tecrübe, birikim ve ufuk ancak bizde vardır. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nda vardır” dedi.
Doğrusunu söylemem gerekirse “Türkiye’yi hak ettiği seviyelere ulaştıracak, irade, tecrübe, birikim ve ufuk ancak bizde vardır” sözlerini okuduğumda elimde olmadan kahkaha attım.
Türkiye’yi 23 yıldır tek başına yöneten bir kişinin, bir muhalefet lideri gibi “Türkiye’yi hak ettiği seviyelere ulaştıracak, irade, tecrübe, birikim ve ufuk ancak bizde vardır” demesine başka türlü bir tepki verseydim, bayram günü yakışık almazdı.
Böyle bir “irade, tecrübe, birikim ve ufuk” sahibiydi de “Türkiye’yi hak ettiği seviyeye getirmek için” geçmiş 23 yılı neden kullanmadı da heder etti, diye de merak ettim.
Şurası tartışılmayacak bir gerçek ki Türkiye’nin en temel sorunları 23 sene önce ne idiyse bugün de aynen devam ediyor.
Hatta bazı sorunların katmerlenerek, giderek çözümü daha zor hale geldiğini bile söyleyebiliriz.
Mesela Ocak 2025 verilerine göre, Türkiye’de 15-24 yaş aralığındaki genç işsizlik oranı yüzde 14,9. Türkiye, genç işsizlik oranında 4,8 olan OECD ortalamasının üzerinde.
2000 yılında Türkiye nüfusunun en varlıklı yüzde 1’i toplam varlığın yüzde 38,1’ine sahip iken, 2014’te bu pay yüzde 54,3’e çıkmıştı.
Geçtiğimiz hafta açıklanan BDDK verilerine göre 2 milyon 100 bin Türk, bankalardaki tüm paranın yüzde 78’ine sahip.
Eğitim Reformu Girişimi’nin hesaplamalarına göre, içinde bulunduğumuz eğitim döneminde, zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitim dışında. Bu sayıya “yabancı uyruklu” olarak tanımlanan (geçici sığınmacı çocuklar) yaklaşık 454 bin 872 çocuk da eklendiğinde, toplam sayı 900 bine yaklaşıyor.
Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülke durumunda."
Yazının devamını okumak için---> https://l24.im/reGC