Yaşı 35’in üzerinde olanlar hatırlar.

Yıl 2001, ekonomik kriz toplumun bütün kesimlerini derinden etkiliyor, özellikle küçük esnaf borç bataklığında çırpınıyordu.

Türkiye’nin birçok ilinde protestolar gerçekleşiyor, ticarethane sahipleri kepenk kapatıyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de ortağı olduğu Anasol M Hükümetinin Başbakanı Bülent Ecevit’e eski başbakanlık binasının çıkışında bir esnaf yazar kasa fırlatarak “Sayın başbakanım al, ben bir esnafım” diyerek tepki göstermişti.

Aradan 20 yıl geçti, iktidarda yine Bahçeli destekli AK Parti hükümeti var.

Devletin mekanizması 20 yıldır tek parti tarafından döndürülüyor.

Yaklaşık 3 yıldır ekonomide acayiplikler olmaya başladı; önü alınamayan zamlar, asgari ücretliyi, emekliyi perişan ediyor.

Dar gelirli sayısı artıyor, insanların yüzü gülmüyor.

Bu derin çatlak, yarılma, pandemiyle birlikte adeta yanardağdan fışkıran volkana dönüştü.

Önüne ne çıkarsa yakıp, yıkıyor.

Özellikle küçük esnaf tarifi mümkün olmayan bir girdabın içinde.

İki gündür betonlaştırılan, acayip şekilde göç alan, trafiği insanı çileden çıkaran Bursa’mızdaki babadan, dededen gelen, sayıları gittikçe azalan lokantacılara ziyaretler gerçekleştirdim.

Hangi semtte, hangi ilçede olduklarını yazmıyorum.

Neden diyecek olursanız; maliyecilerin, SGK müfettişlerinin, gıda denetimcilerinin ve zabıtaların başlarına musallat edilmesinden korkuyor, ürküyorlar.

***

Malumunuzdur,

Korona yasaklarından dolayı aylarca kapalı kaldı lokantacı esnafı. Açıldılar ama masalara müşteri kabul edemediler!

Aldıkları tırışkadan destek işyeri kiralarını bile ödemeye yetmedi. Elektrik, doğalgaz ve su cabası!

Destek yerine, kredi verildi.

Hepimizin malumu, son bir yıldır gıda ürünlerine yüzde 100, yüzde 200’e varan zamlar, yağmur gibi yağmaya başladı.

Orta ölçekli ticarethane sahiplerinin yer aldığı bir semtteki lokanta 3 kap, yani çorba, pilav ve sulu yemeği 15 TL’ye satıyor. Bunun adına da tabldot deniyor. Tamamı kar olsa ne olur, yaradan aşkına!

Şimdi sıkı durun, kemerlerinizi bağlayın uçuyoruz…

Mercimeğin kilosunu yaklaşık 1 ay önce 13 TL’den alan lokantacı esnafı, kocaman bir müjdeyle sarsılmış, bakliyat satan firma kendilerine yeni fiyatın 17 lira olduğunu söylemiş!

1.75’ten aldıkları patates 3 lira olmuş.

Pirinç, fasulye ve diğerlerinin fiyatlarını aktarmaya gerek bile yok!

Sipariş isteyen müşteriye yemekleri koydukları kaplara yüzde 100 artış gelmiş.

Bu arada aldıkları her ürüne zam gelirken, lokantacı esnafı doğalgazla pişirdiği, suyla yıkadığı, yağ, salça koyarak tatlandırdığı tabldota zam yapamıyor.

Neden? Ekonomik daralma müşterileri fena şekilde etkilemiş, pandemi öncesiyle sonrası kayıp yüzde 30’u bulmuş.

Yani, esnaf evinden yemek getirmeye başlamış veya öğünü atlıyor, akşam evinde karnını doyuruyormuş!

Yaklaşık 35 yıldır tanıdığım bir lokantacıyla sohbet ederken, yanımıza gelen bir başka ticaret erbabının söylediklerini sizlerle paylaşıyorum:

“Eğer beni içeri almayacaklarını bilsem, işyerime maliyecileri, SGK’yı göndermeyeceklerini bilsem Ecevit’e yazar kasa atan esnaf gibi ben de AK Parti Bursa il binasının önüne gidip yazar kasamı atacağım ve Cumhurbaşkanım bak, ben bir esnafım diyeceğim.”

Bitmedi, lokantacı abimiz geçen yıl bin lira su faturası öderken, bu rakamın bin 750 TL’ye çıktığına dikkat çekti.

“Suyu ucuza satıyoruz, zam yapmadık, esnafın yanındayız” diyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı Allah’a havale ettiğini belirtti.

Yanı sıra, yine geçtiğimiz yıl 600 civarlarında ödedikleri elektrik faturasının, şimdi bin 100 TL’ye çıktığını anlatırken, gözyaşlarına hakim olamadı!

Böyle işte, “çalsın sazlar, oynasın kızlar” mantığı ile hareket etmeye devam eden, market, pazar fiyatları gayet makul diyerek açıklamalar yapan iktidarın pek mübarekleri,  kan kusanların, kızılcık şerbeti içtiğini sanıyor!

Evet, maliyet artışları esnafı bitkisel hayata soktu. Birçoğu nefret yüklü, psikolojisi bozulmuş durumda.

İnanın tamamına yakını boşa kürek çekiyor; vergileri, sgk primlerini ödeyemiyor. Kiraya çalışıyorlar.

Bursa’da birçok lokantanın tabldotunda et yemeği yok, olanlarda ise ya baş eti, ya da hindi var!

Kalite gün geçtikçe düşüyor.

Türkiye’nin sulu yemekte parmakla gösterilen şehri Bursa’daki lokantalar yok oluyor.

2001’le 2021’in arasında 20 koca sene geçti. O yıllarda ülkeyi başbakan yönetiyordu, şimdi Cumhurbaşkanı.

Ecevit’e ‘bir’ esnaf yazar kasa atmıştı.

Şimdi 2021 yılındayız ama

İnanın bu ülkede yeniden,

AK Parti’nin milletvekiline, belediye başkanına yazar kasa atmak için sıra bekleyen yüzlerce esnaf var!

Benden söylemesi, Kamil!