Türk futbolunda Bursaspor gerçeği konuşuluyor…

Yani Bursaspor gerçeği derken, altyapı potansiyelinden söz ediyorum.

Daha önceki yazılarımda bu konuya değinmiştim ama bir kez daha anımsatmak istiyorum:

Geçen sezon bu gençlere şans verilseydi şu an Bursaspor ligin tozunu attırıyor olurdu.

Önceki başkan Mesut Mestan’nın beceriksizliği mi, yoksa basiretsizliği mi, ne derseniz deyin, bu gençlerin önü bir yıl gecikmeyle açıldı…

Gerçi kulüpte para olsa, transfer tahtası açılsa belki yine gençlere güvenilmeyecekti, bu durum belki “eli mahkum” ortaya çıkmış olsa da, “buna da şükür” diyerek, Bursaspor’un altyapı hazinesi, altyapı gücü vizyona çıktı ve izleyenlere parmak ısırtıyor. Muhtemelen bu çocukları ligin ikinci yarısında özgüveni ve uyumları artmış vaziyette, daha üst düzeyde görebilir, hatta şansları yaver giderse Süper Lig’e bile takımı taşıyabilirler.

Samsunspor maçında hem kaleci Ataberk’in gününde olması hem de hırslarıyla elde ettikleri galibiyetlerini kupada Süper Lig takımı Göztepe’yi deplasmanda inanılmaz bir skorla eleyerek taçlandırdılar.

Ama takımda savunma zafiyeti sezon başından bu yana ciddi anlamda sırıtıyor. Nitekim 5 gol atmalarına rağmen İzmir’de yedikleri 4 gol ve son İstanbulspor maçında elde edilen 3-3’lik sonuçla kalemizde gördüğümüz 3 gol savunmada işlerin iyi gitmediğini bir kez daha ortaya koydu. Öyle ki yediğimiz ilk gol resmen evlere şenlik. 2. gol ise Samsun maçında devleşen kaleci Ataberk’e yakışmayacak basitlikte bir goldü.

3. gole yapabilecek bir şey yoktu zira top çıkarılmayacak açıdan girdi.

3-0 olunca birçok kişi televizyonlarını kapatıp umudu kesmişti.

İlk 10 dakikada skor 2-0 olduktan sonra sosyal medyadan aynen şöyle yazdım:

“İstanbulspor iki kez geldi 10 dk'da 2-0 oldu. Buradan maç döner mi? Döner ama bu savunmayla zor. Gençlere ağabeylik yapacak, savunmayı toparlayacak deneyimli takım içi lider eksikliği çok bariz. Fark yer miyiz, toparlar mıyız, bakalım gençler ne yapacak?”

Nitekim dediğim gibi oldu, ikinci yarı fark 3’e çıktı ama enteresan şekilde gençlerin umut veren bir mücadelesi vardı. Hakemin görmediği ya da vermediği iki, en az bir penaltısı ve peş peşe attığımız 3 gol, gençlere güvenmek gerektiğini, hepsinin birer cevher olduğunu gösterdi tüm Türkiye’ye…

Maçtan sonra sosyal medya hesabımdan ise şöyle yazdım: 3-0'dan 3-3, bir de en az bir penaltımız verilmedi, müthiş bir performans. Bu takımın savunması güçlense, savunması otursa, ah otursa, izlenmeye doyulmaz...

Evet; savunmamız güçlense, takıma usta ayak bir ağabey, bir tecrübe eklense -ama takımın ahengini kolej havasını bozmayacak biri olmalı- Süper Lig’e çıkması işten bile değil…

Yoksa, Süper Lig’e çıktıktan sonra gençleri heba edip, tekrar düştükten sonra çıksan ne olur çıkmasan ne…

Fakat esas marifet Süper Lig’e çıkmak değil, orada kalıcı olmak, bu altyapı potansiyelini kullanıp yeni yetenekleri Türk Futbolu’na kazandırarak başarılar elde etmek olmalı.

İşte burada sisten kurmak çok önemli…

Kuracağınız sistem oturduktan sonra kazanan hep siz olursunuz…

Kazanç ise bazen kupalar, bazen maddi olabilir ama daima geleceği kazanırsınız.

Yetiştirdiğiniz her yetenek en büyük kazancınız olur.

Bu potansiyel Bursa’da hep vardı ama basiretsiz yöneticiler bunu görmedi ya da görmek istemedi…

Mevcut Erkan Kamat yönetimi ise hazıra konduğu potansiyeli, sistemi kurarsa Bursaspor uzun yıllar geleceğini de garanti altına almış olur.

Bunu yapmak zor mu?

Değil…

Ama kolay da değil…

Yapılması gereken, plan program ve aklı kullanmak…

İşte hem kolay, hem de zor olan bu…

Akıl bedava, kullanmak ise marifet ister…

@SuatOktySnck