MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de yaptığı grup konuşmasında “Terörsüz Türkiye” hedefi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) iddianamesini ele aldı.

“BİR MASA ETRAFINDA YÜZ YÜZE GELMEKTEN İMTİNA ETMEYİZ”

Bahçeli, farklı şehirlerden gelen teşkilat mensuplarına ve milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, “Terörsüz Türkiye hedefi samimi biçimde isteniyorsa İmralı’ya gitmeye ayak sürmenin anlamı yoktur” dedi. Sürecin muhataplarından biriyle doğrudan temas kurulmadan ilerleme sağlanamayacağını savunan Bahçeli, “Komisyon karar almazsa, kimse gitmezse, üç arkadaşımla kendi imkanlarımızla İmralı’ya giderim” diyerek dikkat çekici bir çıkış yaptı, “Bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem” dedi.

TRT ÇAĞRISI

Savcı Gürlek, Ekrem İmamoğlu için 2 bin 352 yıl hapis istedi
Savcı Gürlek, Ekrem İmamoğlu için 2 bin 352 yıl hapis istedi
İçeriği Görüntüle

Bahçeli’nin konuşmasında TRT’ye ilişkin çağrısı da öne çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dair açılan rüşvet ve yolsuzluk davasına ilişkin hazırlanan iddianamenin kamuoyunca şeffaf biçimde takip edilebilmesi için yargılamanın TRT başta olmak üzere tüm televizyon kanallarından canlı yayınlanması gerektiğini belirtti. “Türk milleti olan biteni görmeli, öğrenmelidir” diyen Bahçeli, bu sayede yargının güvenilirliğinin güçleneceğini ifade etti.

Bahçeli, ekonomik bağımsızlığın ancak ahlaki bir seferberlikle ve yolsuzlukların ortadan kaldırılmasıyla sağlanabileceğini belirtti. “Enflasyon düşecek, hayat pahalılığı bitecek” diyerek hükümetin ekonomik politikalarına destek verdi. Sözlerini, milli birlik ve kardeşlik vurgusuyla tamamladı: “Birliğimizi koruyacağız. Dirliğimizi koruyacağız. Beraberliğimizi koruyacağız.”

“İÇİMİZE KOR GİBİ DÜŞTÜ”

İşte Bahçeli'nin açıklamalarında öne çıkan başlıklar: Bir hafta önce hepimizi yasa boğan, göz yaşlarının sel olup akıtan elim uçak kazası yaşadık. TSK envanterine kayıtlı C-130 tipi askeri kargo uçağımız 11 Kasım tarihinde Gürcistan hava sahasında maalesef düşmüştür. 20 kahramanımız görev dönüşünde şehadete yürümüşlerdir. Bu kahraman vatan evlatlarının şerefli isimleri gönülleri kazınmış, geride bıraktıkları aileleri ise hepimizin namusuna emanet edilmiştir. Her birisinin ayrı beceri ve kabiliyeti vardı. Hepsi de yüzleri kavruk Anadolu çocuklarıydı. Tabutları sarılan şehit çocukları, dizlerine vuran şehit anaları içimize kor gibi düştü. Türk milletinin göklerdeki parlayan yıldızı oldular. 20 kahraman şehidimizin her birisine, OGM'nin Hırvatistan'da düşen uçağında şehit olan görevli pilotumuz Hasan Bahar'a rahmetler niyaz ediyorum.

C-130 tipi askeri kargo uçağımızın nasıl ve niçin düştüğü, bu elim olayın arkasındaki esrar partisi kuşkusuz aydınlanacak, bütün ihmaller kaçırılmadan incelenecektir. Talep ve beklentimiz budur. Askeri kargo uçağımızın düşmesinin kamu oyuna yansımasının hemen sonra sosyal medya vasıtasıyla yapılan yorum ve değerlendirmelerin iyi niyetten mahrum olduğu açıktır. Resmi açıklamayı öğrenme zahmetine tenezzül etmeden yayın ve yorum yapanların, oturduğu yerden bilirkişilik taslayanlar ortadadır. Arama kurtarma çalışmaları yapılıyorken bile milletimize yalan yanlış malumatlar servis edenlerin insanlıklarından şüphe duyulmalıdır. Kara günümüzde şehitlerimizin ocaklara düşen ateşinin hepimizi yaktığı dönemde spekülasyon değirmenine su taşıyanlar kuklalık yapmak dışında bir işe yaramayan utanmazlardır. "Askeri uçağımızın düştü mü yoksa düşürüldü mü" sorusunun cevabı ya da düştüyse buna neden olan amillerin nelerden ibaret olduğu, yok eğer dış bir müdahale ile düşürüldüyse elbette belirlenecek ona göre eylem planı tertip edilecektir.

Zorlu günleri devlet ve millet adına dedikodu furyasına çevirenlerin maskeleri ümit ediyorum ki indirilecektir. Kara kutunun deşifre edilmesine eş zamanlı olarak kaza heyetinin rapor formatında hazırlayacağı çalışmaların sonuçlanmasının sabırla beklemek lazımdır.

“TEMAS KURULMAYACAKSA İLERLEME NASIL OLACAK?”

Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin mi tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Terörsüz Türkiye hedefinin zemin bulması isteniyorsa İmralı'ya gidilmesine ayak sürmenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhattaplarından birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa ilerleme nasıl kaydedilecek. Hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum alırım yanıma üç arkadaşımı kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem.

"MİLLİYETSİZ MİLLİYETÇİLER HUZUR NEDEN UYKULARINIZI BU KADAR KAÇIRIYOR"

Terörsüz Türkiye terörsüz bölge hedeflerinin neresi kötüdür. Takılmış plak gibi aynı ezberleri seslendirip duranları terörün bitişi niye deliye çevirmektedir. Milliyetsiz milliyetçiler terörün sonlanmasıyla şahlanmış Türkiye'ye tomurcuk tomurcuk açmış barış ve huzur neden uykularınızı bu kadar kaçırıyor. Taviz yokken, teslimiyet yokken, gizli pazarlık yokken var demek ahlaken utanç duyulacak bir yüzsüzlük değil midir. Terörsüz Türkiye mahsurlu olduğunu ileri sürenlere sizin alternatifiniz nedir diye sormak en tabii hakkımızdır. Boşa sallayıp dolu tutmanın kurnazlığında olan marjinalleşmiş siyasilerle işimiz olmaz.

"YARGILAMA TÜM TELEVİZYONLARDAN CANLI YAYIN OLARAK GERÇEKLEŞMELİDİR"

Geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran rüşvet ve yolsuzluk davasına havi 3741 sayfalık iddianame hazırlanmış ve mahkemeye sunulmuştur. En başta CHP yönetimi olmak üzere, herkesin yargıya saygı duyması, hakim ve savcılara hakaret eden ahlaksız üsluptan sakınması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiç kimsenin ayrıcalığı ve imtiyazı yoktur.

Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte yargılanan 105’i tutuklu 407 kişinin hakkında mahkemenin ne diyeceği, nasıl bir sonuca ulaşacağı, hükmü nasıl vereceği yakında belli olacaktır. İddianamenin karalanması CHP’ye bir şey kazandırmayacak, bilakis korku ve kaygının tezahürü olarak değerlendirilecektir.

Bu meyanda olmak suretiyle bizim iki konuda samimi ve sahici beklentimiz vardır ve şunlardır. Yargılama hızla tekemmül ettirilmeli, siyasi kuşatmaya alınarak tavsamasına ve tartışılmasına daha fazla müsaade edilmemelidir. Geciken adaletin adalet olmayacağı ortadadır. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır. Daha önce de vurguladığım gibi, yargılama en başta TRT olmak üzere, tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir. Türk milleti olan biten ne varsa görüp öğrenmelidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran devasa boyutlu iddiaların mahkemede görüşülmesi ve duruşma etapların doğrudan takip edilmesi aynı zamanda hukuk ve demokrasi güvenliğimizi de destekleyecektir.