Sahi neydi İstanbul’da kıyameti koparma derecesine getiren olay. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2010 yılında şehrin birçok noktasındaki yol kenarlarına, emisyon ve gürültü bariyeri amaçlı dikey bahçeler yapmaya başladı.

Rengarenk çiçeklerle kaplanan duvar bahçelerde zaman zaman İstanbul’u anlatan manzaralar da resmedildi. Yol kenarlarındaki gri duvarları rengarenk birer bahçeye çeviren proje çok sevildi. Ancak Ekrem İmamoğlu yönetimi, ‘ekolojik yararı kısıtlı, ekonomik yükü ağır’ gerekçesiyle dikey bahçelerden vazgeçti. Bazı yerlerde sökülen duvar bahçelerin yerine grafiti çalışmaları yapıldı.

***

Projenin ismi ‘Konuşan Duvarlar Projesi’ olarak açıklandı. Bu uygulama için bir kaşık suda fırtına koparanlar oldu. Bu yapılanlara da en çok karşı çıkan siyasilerdi. Kim bu siyasiler dikey mimari yapıldığında gıkı çıkmayanlar. di. 2011-2020 yılları arasında dikey bahçelerin alımı için 22 milyon lira, bakım tutarı içinse 68 milyon lira ödendi.

Bu projenin toplam maliyetinin 90 milyon 759 bin lira olduğu, duvar bahçelere bugünkü fiyatlarla toplamda yaklaşık 180 milyon lira ödendiğini ve bu parayla 1 milyon metrekarelik yeşil alan imal edilebileceğini öne sürüldü.

Şimdi bu maliyeti ortadan kaldıran kişi yeşili katlediyor diye eleştiriliyor. Kaz dağlarında, Karadeniz’de ve ülkenin pek çok yetinde maden için kesilen yok edilen yeşil için neden ses çıkarmadınız. Cumhurbaşkanının yatay mimari yatay mimari telkinini hiçe sayan bugün yol kenarındaki yeşili savunuyor. Cumhurbaşkanının yatay mimariye eğilin sözünü yatay bahçeye eğilin diye anlayanlar biraz izan... biraz insaf...

***

Bursa ve İstanbul’da yükselen dikey mimarinin şehrin nedenli tarihi dokusuna zarar verdiğini biliyoruz. Şimdi de bunun telafisi için çalışmalara başlanacağını da çok iyi biliyoruz. Yazık değil mi milli sermayeye neden önce çok katlıya izin verip sonra yıkma kararı alıyorsunuz. Doğa o kadar küstü ki size artık diktiğiniz fidanlar bile kuruyor. İstanbul’da yol kenarındaki yeşilliği kaldıran ekibe sitem edip eleştirmenden önce kendi yaptıklarınıza bir bakın.

Yüksek yapılarla kendi betona boğacaksın sonra da üç beş metrekare yeşilin lafını edeceksin. Biliyoruz İstanbul’u kaybetmenin seçim yenilgisinin acısı var. Bu acı böyle dindirilmez insanların sorunlarına eğilin, cumhurbaşkanının halka inin yatay mimariye eğilin telkinine uyun. Siz muhalefet belediyelerini eleştirdikçe belediye, oy ve taban kaybediyorsunuz.