Acaba, ülke olarak yumuşak söylemlerle uyutuluyor muyuz ?

Ekonomideki bozulma hayatı pahalandırıyor, el yakan fiyatlar etiketler yerinde durmuyor.

  1. bir soru ama ne yapayım, haftalardır zihnimi işgal ediyor.

Artan fiyatlara yetişmek mümkün değil, dur diyen yok, tepki gösteren yok!

Bu günkü tabloya bakarak, gerçekte hayat pahalılığından yetkililerin habersiz olduklarını düşünüyorum!

Durumun vahametinin farkında değiller.

Çözüm bulması gerekenlerin gerçek durumdan habersiz oldukları besbelli!

Bugün bir haberde aynen şöyle geçiyor, başlıca çay, şeker, un, tuz gibi bazı gıda maddelerinde fiyat belirlenip sabit satış olacağı söyleniyor, eğer doğruysa iyide olur. Ama sanmıyorum.

Avrupa ülkeleriyle mukayese ediyorlar, hayretler içinde izliyorum. AKP milletvekili şöyle diyor “Bakın Avrupa'daki domatesin fiyatı 500 lira” Şaşkın, şaşkın dinledim, güldüm ağlanacak halimize. Ülkelerin, insanların gelir durumları ne seviyede? Asgari ücreti 4 bin 256 TL ve emeklilerinin önemli bir bölümünün maaşı 2 bin 500 lira. Oralarda asgari ücret bizimkinin yaklaşık 7-8 katı; fert başına milli gelirleri de bizleri utandıracak kadar yüksek. Buyurun konuşalım, mukayese ettikleri ülkelerin emeklisi dünya turuna çıkıyor, vekile sormazlar mı bizim emekli neden bir yere gidemiyor?

Yetkililerin “Bu ay olmasa bir sonraki ay enflasyonu da düşüreceğiz” açıklamaları gerçekle örtüşmüyor.

Galiba sorunun ciddiyetinden haberdar olunmadığı için yaşanıyor bu tutarsızlıklar…

Çözüm aramadılar, aradılarsa bile sorunun nereden kaynaklandığını doğru tespit edemedikleri için buldukları çözüm işe yaramadı.

Daha kötüsü şu, çare olarak sarıldıkları formüller hem işe yaramadı ve durumu daha da kötüleştirdi, hem de insanların ülke ekonomisine güvenini sildi süpürdü.

Sadece ekonomiye de değil, ekonomi alanında sorumluluk taşıyanlara da güven yok oldu.

Çare bulunamayınca üst perdeden iddialı konuşmalarla ortalık yatıştırılmaya çalışılıyor.

Mesela şu cümleler dün kamuoyuyla paylaşıldı: “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma kararından geri adım atmadık, atmayacağız.”

Peki, bugün ne durumdayız?

Türkiye 2020 yılına kadar G-20 adı verilen dünyanın en büyük ekonomilerine sahip 20 ülke arasında yer alıyordu (çoğu kez de 17’nci sırada). Ancak IMF’nin sunduğu 170 ülkeye ait GSYH verilerine dayanılarak yakınlarda yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye ekonomisi artık bu konumda değil. 0,8 trilyon dolarlık bir GSYH ve dünya ekonomisi içinde binde 8’lik bir pay ile bu yıl 21’nci sıraya gerilemiş durumda. Buna karşılık komşumuz İran 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklükle 17’nci sırada yer alıyor.

Benim kanaatim, ülkemizde ekonomiyle ilgili kararları alan kişilerin konuyla uzaktan yakından haberi yok.

Zümrütte, elmasta, pırlanta da ÖTV yoksa, çekirdek, şeker, un, çay, bisküvi, yağ diğer gıda ürünlerinde varsa.

Fakiri, fukarayı düşünen yok demektir.

Varsa ikna olmak istiyorum.

Gösterin hünerinizi!

Aklımızla dalga geçmeyin!