ÇGD, basın emekçilerinin işsiz kalmasıyla birlikte, medyada yaşanan siyasallaşmaya tepki gösterdi.

Ülke genelinde basına yönelik baskılarla; basın kuruluşlarının meslek ilkelerini ayaklar altına aldığı dolu dolu bir süreci geride bırakıldığına dikkat çekilirken, şu ifadelere yer verildi: 

"Türkiye’de gazeteci olmak ve gazeteci kalabilmek zor, hatta çok zor…

Yaşadığımız olumsuz gidişatın artık son aşamasındayız.

Sizin için öneriyoruz.

Bir yandan mesleğimizi siyasi iktidarların emrinde bir faaliyete dönüştürmeyi amaçlayan medya patronlarıyla diğer yandan da faturasının “ekonomik krize” kesildiği bir daralmayla mücadele ederken biz:

Tünelden önceki son çıkışta, her geçen gün yeni bir haberle nefes alamaz noktaya getirildik…

Son bir hafta içerisinde yaşanan gelişmeler ise yaşadıklarımızın, yaşanacak olanların, daha da beterlerin somutlaşmış örneği.

Önce Hürriyet gazetesinin tarihinde bugüne kadar görülmemiş bir şekilde; bir grup çalışanın işine son verdiğini öğrendik. Gazetecilere işten çıkarıldıkları, evlerine posta yoluyla gönderilen tebligatla haber verildi. Yine basın meslek ilkelerini koruma bilinciyle görev yapan gazeteci Faruk Bildirici’nin RTÜK üyeliğine son verildi.

Ülke genelinde basına yönelik baskılarla; basın kuruluşlarının meslek ilkelerini ayaklar altına aldığı dolu dolu bir süreci geride bırakırken, dün de Bursa’nın amiral gemisi Olay Medya’nın televizyon ve radyo çalışanlarının son kez yayın yaptığını öğrendik “sosyal medyadan!!!”

Söylem o ya…

Yüzlerce gazeteciye ev sahipliği yapmış, bir nevi medya okulu olarak işlev görmüş Olay TV, son yıllarda yaşanan krizler karşısında(!) ayakta kalmayı başaramadı.

Cavit Çağlar tarafından 19 Aralık 1994'te kurulan Olay TV, tam 25 yıllık yayın hayatına 31 Ekim 2019 itibarıyla son verdi.

Bursa’da muhabirinden editörüne, kameramanından KJ operatörüne 35 emekçinin işine son verildi.

Sessiz sedasız yaşanılan bir karartma gecesiydi…

Önce görüntü gitti…

Sonra ses ve logo…

Olay TV ekranları artık kapkaranlık… Simsiyah…

Öyle büyük laflar etmeye gerek yok!

Hepimiz biliyoruz ki yaşananlar, bir yayıncılık kültürü, anlayışı ve sorumluluğunun yok edilmesinin sonucudur.

Büyük özveri ve heyecanla gecesini gündüzüne katarak çalışan basın emekçilerinin emeklerinin üzerinde büyüyen Olay TV, Bursalıların beklediği sorumluluğu hiçe sayarken, yaşanılan dönüşüm güvencesiz istihdam biçimiyle taçlandı ve fatura emekçilere kesildi ve sonlandı.

Oysa ki gazetecilik, hakikat arayışıdır.

İnandırıcılığını ve itibarını kaybetmiş bir medyanın ne topluma ne de insanlığa hiçbir faydası yoktur.

Kriz bahane edilerek basın emekçilerinin işten çıkarıldığı bir dönemde söyleyecek başka söz kalmış mıdır?

Hepiniz oradaydınız… Hepimiz oradaydık…"

Editör: Haber Merkezi