Ekonomik kriz toplumun tüm kesimlerini tedirgin etmeye devam ediyor. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen “23. Avrasya Ekonomi Zirvesi”ne katıldı. Pandemi nedeniyle video konferans şeklinde gerçekleşen zirvenin “Küreselleşmekte Yeni Güç Dengeleri ve Koronavirüs Sonrasında Yeni Dengelerin Işığında Saygı ve Yönetişim” konusunun ele alındığı ‘Çağdaş Bilge İnsanlar Platformu’ Oturumu’na bir video mesaj ile katılan Gül, dünyanın son yıllarda yüzleştiği en önemli krizlerden biriyle karşı karşıya olunduğunun altını çizdi.

'EĞİTİM SAĞLIK KONULARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ'

Gül, “Tarihin de bize gösterdiği gibi krizler aynı zamanda sistemsel hataları anlamamız ve onları düzeltmemiz için de bize büyük fırsatlar vermektedir. Biz de bu salgının bize yaşattıklarından gerekli dersleri çıkartarak küresel, uluslararası ve ekonomik sistemdeki eksikleri gidermeli, eğitim ve sağlık konuları gözden geçirilmeli, küresel sorunlarla müşterek mücadele edebilmek için daha güçlü bir kurumsal altyapıyı kurmalı, sağlık ve eğitim sistemlerimizi dayanışma içerisinde güçlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

'Kİ SORUN ÇOK ÖNEMLİ'

Soğuk Savaş bittiği zaman küreselleşmenin hızlı teknolojik gelişmelerle birlikte zaferini ilan ettiğini dile getiren Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak aradan geçen zaman bize gösterdi ki küreselleşme de kendi içerisinde birçok sorunlar yaşıyor. Bu sorunların içerisinde özellikle iki tanesi öne çıktı. Bunlardan birisi küreselleşmenin nimetlerinden toplumun belirli kesiminin faydalanması ve diğerlerinin faydalanmaması. Öyle ki gelir dağılımında bu çok ortaya çıktı. Büyük gelir dağılımı farkları, insanların vicdanını, adalet duygusunu rahatsız etmeye başladı. Bunun neticesinde de dünyada yeni tip politik bir tarz ortaya çıktı: Popülist söylemler, popülist siyaset tarzı ve bütün bu zafiyetleri istismara yönelik siyaset yapma. İkincisi de küreselleşmeyle birlikte ortaya çıkan ve ülkelerin tek başlarına çözmeye muktedir olmadığı terör, sınır aşan suçlar, örgütlü suçlar, salgın hastalıklar gibi sorunlarla kollektif bir şekilde mücadele etme imkanının ve altyapısının çok sınırlı olduğu da ortaya çıktı. Bu iki zaaf öyle oldu ki bazıları sanki küreselleşmenin sonu geldi, küreselleşme bitti, tekrar dünya içine kapanacak, tekrar sınırlar, duvarlar örülecek ve bu böyle gitmez düşüncesi dile getirmeye başladı.  Ben doğrusu bu fikirde değilim."

Editör: Haber Merkezi