Vicdan, merhamet ve ahlak pazarda, markette satılmıyor.

Eğer bu üç önemli değer insanda yoksa hastanelerin otel konforunda olmasının hiçbir önemi olmaz.

Cenaze hizmetleri cennet vadeli yapılsa da kıymeti yok!

Geçtiğimiz gün 66 yaşındaki kalp hastası Güllü Gülfidan, muayene için geldiği Bursa Şehir Hastanesi’nin bahçesinde fenalaşıp yere yığılıyor. Kadının o halini görenler, hastanede görevli olan hemşirelere, doktorlara, hatta güvenlik görevlileri ve polislere yaşanan dramı söylemelerine rağmen, kimsenin kılı bile kımıldamıyor!

Çevredeki vatandaşlar, kadın yere yığıldığında nefes aldığını söylüyorlar.

Geli görün ki, yardım edin feryadına rağmen acil servisten bir tane sağlıkçı, olay yerine gelmiyor.

Ambulans çağrılması gerektiğini söylüyorlar!

Neymiş efendim sağlıkta çağ atlamışız, hastane bahçesinde yatan kadın için hastaneye ambulans çağrılan bir devirdeyiz, çağ atlasak ne olur, takla atlasak ne!

Yaklaşık 1 saat sonra çağrılan sağlık ekibi betonun üzerinde yatan kadına müdahale ediyor ama nafile, Gülfidan anne maalesef ölmüş!

Kadıncağız yerde yatarken güvenlik görevlileri önlem almasını biliyor ama içlerinden birisi de kalkıp otel konforundaki hastaneden doktoru nasıl ikna ederim de getiririm diye düşünemiyor!

Liyakat olmadı mı uzaya gitsen ne olur gülüm!

***

Şimdi Sağlık Bakanlığı sorumsuzca davranan sözde sağlıkçılar ve hastane personeli hakkında soruşturma başlatmış.

Bayram geçti ki kardeş, kına aramana gerek yok!

Neymiş efendim ihbar üzerine hastanenin ‘Mavi kod’ ekibi olay yerine gelmişmiş!

Aradan 30 dakika geçtikten sonra!

Vicdan olmadıktan sonra mavi, kırmızı para etmiyor.

İnsanın çürütüldüğü bir süreçten geçiyoruz, hastane bahçesinde muayene olmak için bekleyen kadın fenalaşıyor, yere düşüyor. Hekimlere feryat figan haber salan yurttaşları tınlayan yok.

Ama Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, “benim sorumlusu olduğum bir hastanede böyle skandal yaşandı, demek ki personelim görevini gerektiği gibi yapamamış. O zaman ben de istifa etmem gerekir” diye aklından bile geçirmiyor.

Nasıl olsa,

Ölenin yakınları hakkını aramasını bilmez, sorumlu, bilinçli yurttaşalar da değiller zaten, soruşturmayla, araştırmayla avuturuz insanları olur biter!

Reza Zarrab denilen kara paracının eski eşi Ebru Gündeş’e plaket veren, sosyal mesafe kurallarını unutan Alinur Aktaş’a sağlık müdürü Yavuzyılmaz ne diyebilir ki!

Düşünce bu, zihniyet bu!

Armut, elma, ayva vs çürüse gübre oluyor ama insan çürüdü mü çöküş başlıyor…

Nereden tutarsan elinde kalan bir bürokrasi, torpilsiz işlerin yürümediği bir ülke!

***

Yaşları 4,7 ve 11 olan üç çocuğunu öldüren bir imam!

Annesinin kolundan bilezikleri almak için anasını katleden evlatlar!

Babasını paramparça yapan çocuklar!

Bir yanda ise,

Suriyelilerin Türkiye’ye getirilmesinde rol oynayan AK Parti iktidarına tepki gösterenler.

Diğer yanda da, rutubetli bodrum kat daireleri yıllarca kiraya veremeyen, mülteciler kiracı adayı olunca da yüksek bedel sevinci yaşayıp güvercin gibi takla atan müsveddeler!

Sonra…

Hastanenin bahçesinde yüzükoyun yatan bir anne için ambulansın çağrıldığı, adına adalet ve kalkınma denilen, vicdani, cüzdani bir süreçten geçiyoruz!

Artık çimentodan kurt çıkıyor anne!

Rahmetli babacığım, ‘buralarda kendimi yabancı hissetmeye başladım, ciğeri beş kuruş etmeyenler, riyakarlar, dalkavuklar itibar görüyor, samimiyet kayboldu, resmen çürüyoruz oğlum’ diyordu.

Şimdi daha iyi anlaşılıyor, ahir zamandaki kahır günlerinin ne demek olduğu!