Yıllarca “yumurta kolesterol sebebidir” diye yanlış bilgiyle yaşadık. Bu saçmalıktan dolayı “yumurtadan özür diliyoruz” diyordu, ülkemizin en başarılı kalp damar cerrahlarından Prof. Dr. Bingür Sönmez.

Demek ki bazı bilgiler yanlış aktarılabiliyormuş, sağlık gibi çok önemli bir alanda bile hayatı öneme haiz yanlışlar olduğuna göre, başta tarih olmak üzere nice yanlış bilgilerin günümüze gelmesi kaçınılmaz.

Televizyonda bu kalp cerrahini izlerken hocanın Sarıkamış faciası ile ilgili bir sivil toplum örgütünün yöneticisi olduğunu ve Sarıkamış olayıyla ilgili tarihi araştırmalar yapıp, günümüze aktarılan birçok bilginin yanlış olduğunu söylerken, konu birdenbire rahmetli İsmet İnönü’ye geldi.

O ortamda bulunan bir abimiz, (bu zat emekli imam olup askerliğini dönemin başbakanı İnönü’nün pembe köşkünde koruma inzibat çavuş olarak yapmış) rahmetli İsmet paşanın eşi Mevhibe hanımın, her sabah kendi eliyle hazırladığı çay ve kahvaltıyı askerlere ikramını anlatarak, hayrete mucip bir olayı nakletti.

***

Bir gün bu hoca namaz kılarken karakol komutanı pembe köşkten sorumlu yarbayın mobbingine maruz kalıyor. Dili döndüğünce hoca meramını anlatmaya çalışıyor ama nafile. Derken bu olayın üzerinden bir iki gün sonra İnönü çavuşa sorar. Çavuş bir isteğin var mı? Çavuş da cevaben, ‘paşam bu karakol komutanını değiştirirseniz çok iyi olur’ der.

İnönü neden, niçin diye hiç sormaz. Bir iki gün sonra karakol komutanı gönderilir. Yerine gelen yarbayın ilk işlerinden biri hocamızı çağırıp her gün akşamleyin yarım saat askerlere manevi bilgiler aktarmasını söyler. Tabi biz hiç duymadığımız veya tahmin edemeyeceğimiz bu olayları düşünürken bir an Lozan aklımıza geldi.

Okurları bilgilendirmek için kitap araştırırken, tarihçi yazar Sinan Meydan’a ait ‘Panzehir gerçeğe çağrı’ isimli kitabına ulaştım ve hakikaten kitabın ismiyle müsemma tam bir gerçeğe çağrı manifestosu olarak iki kez okudum.

***

Evvela kronolojik olarak Lozan’a atfedilen sözde başarısızlık veya yenilgi konularından biri olan 12 adaların Lozan’da kaybedildiği yalanı. Yazar buna cevaben 12 adaların, Trablusgarp Savaşı'ndan sonra 1912 yılında imzalanan UŞİ anlaşmasıyla 12 adaların İtalyanlardan geri alınmak üzere verildiğini, fakat İtalyanların sözünde durmayıp adaları geri vermediği gibi bu 12 adaları ikinci dünya savaşında Yunanlılara vermiştir. Bu önemli bir bilgi Lozan’ın UŞİ semtinde imzalandığı için bu isim veriliyor. Buradaki yanılgı, bu anlaşma ile ikinci Lozan anlaşması diyebileceğimiz 24 Temmuz 1923’te imzalanan anlaşmanın karıştırılmasıdır.

Lozan’ın 143 tane maddesinde ve eklerinde hiçbir şekilde bir süre (yani yüzyıllık) sınırı konulmamıştır. Yani Lozan Türkiye Cumhuriyetinin tapusudur. Türkiye Cumhuriyet var oldukça devam edecektir. Lozan’la bizim işletilmeyen madenlerimizin ve yeraltı zenginliklerimizin 2023'ten sonra (yüzyıl bittikten sonra ) işletmeye başlayacağımız ‘yalanı.’ Bununla ilgili yazar 1925 yılında çıkartılan maden, petrol işletmeleri ile ilgili kanun 1936 yılında kurulan maden tetkik araştırma enstitüsünün kurulmasını örnek gösterir. Lozan’da Atatürk'ün İsmet İnönü’ye iki talimatı vardır.1. Kapitülasyonlar kalkacak, 2. Ermenistan kurulmayacak.

***

Bu ikisini de Lozan’da, Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir basari kazanmıştır. Bunda bizi Lozan’da temsil eden Rahmetli İnönü’nün dirayeti çok önemliydi. Öyle ki emperyalist devletler Lozan’ın Kasım'da başlayan ilk görüşmelerinde bir manifesto koyarlar ve bunu imzalayın derler. İşte İnönü içinde kapitülasyonların devamını isteyen bu belgeyi imzalamaz ve görüşmeleri kesip ülkemize döner. Gazeteciler bunu İnönü’ye sorduklarında ‘emperyalizmin dayatmasına karşı çıkmak için terk ettik, Kurtuluş savaşını boşa yapmadık’ der.

Lozan görüşmelerinde İsmet İnönü değil de başka birisi olsaydı Allah muhafaza yeniden bir savaş ve tamamen yok oluş kaçınılmaz olurdu diye bir tespiti var yazarın. Lakin İnönü’nün kararlı, inatçı, onurlu duruşunun arkasında Mustafa Kemal Atatürk'ün stratejik dehası yatmaktadır. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir tarihî sözüne ilaveten ordular, ilk hedefiniz Selanik’tir Yunanistan’dır diye bir talimat vermesinden korkan emperyalistler, emellerine ulaşamamışlardır.

Kitapta tüm Lozan belgelerinin çözümlemeleri olduğu gibi yanlış aktarılan (kasıtlı veya kasıtsız) bilgilere müthiş bir isyan ve belgeli doğru bilgiler bulacaksınız. Netice; Lozan zafer mi? Yenilgi mi? diye bakarsak, yazara göre ve ben de derim ki iyi ki Lozan yapılmış. Bu vatan kurtarılmış ve bu mıh gibi emperyalistlerin alnının ortasına çakılmış.

Not: İnönü’nün pembe köşkünde koruma inzibat çavuş olarak görev yapan hocamız Yıldırım külliyesin de akşamları hatıralarını gençlerle paylaşmakta.