Depremde yıkılan binaların içindeki dairelerde inleyenlerin feryadı arşa yükselirken, yağma, ölü soyuculuğu, hırsızlık popüler oldu!

Rüşvet al, haram ye, yolsuzluğa bulaş,  paraları hüplet, çürük bina yap, her sene 10 milyon değerinde otomobillerini yenile, sonra işçine devlet mekanizmasını çalıştıran iktidarın belirlediği asgari ücreti layık gör, zina yap, eşini kandır, çocuklarının hayallerini yık!

Süte su karıştır.

Hindi etinden tas kebabı yap, kuzu eti diye sat.

Bozuk tavuk etlerini çamaşır suyuyla yıka, büyük indirim pankartlarıyla vatandaşa kakala.

Lahmacuna çokça soğan, domates kat, bol etli diye sat!

At etini, dana eti diye sat!

Çiçek yağına, zeytinyağı etiketi yapıştırıp vatandaşı kandır.

Tavuk kemiklerini öğüt, salam yapıp sat.

Sosise kanatlı eti, yabancı doku ve iç organ karıştır.

Tereyağına margarin, kaşar peynirine patates karıştır.

Gramajda hile yap.

Ruhsat alıp, şehrin siluetini bozacak şekilde yüksek bina dikip kente tecavüz et, böyle hayasızlığı umursamayan belediye reisiyle umreye, yetmedi hacca git.

Bursa ovasında çoğalan dikey mimari tarlalarını seyret.

Tarihin önüne pimapenden giriş kapısına sus!

Gözünün önünde her türlü alçaklık yapılırken sus, gözlerini yum, kulaklarını tıka!

Sorgulama, araştırma, şüphelenme gereği duymadan, “Recep Tayyip Erdoğan ölürse şükür namazı kıldıracağım” diyen Diyanet’in maaşlı namaz kıldırma memuru olan ahlaksızı, internet sitelerinde, gazetelerde ağırla, el üstünde tut, itibar kazandır. Sonra git AK Parti’nin Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden reklam al!

Meşrebin, cemaatin, hocan, şeyhin veya her kimse eleştirildiğinde kaşlarını çat, eleştirene küfret, hatta yumruk at ama Allah’ın uyarılarına ölü taklidi yap.

Naylon faturacı sahte şeyh şarlatanın ipliğini pazara çıkarmamak için gayret göster.

Solculuk, demokratlık, özgürlük, dürüstlük algısı oluştur, canının istediğine karşı çıkıp, yoldaşın, arkadaşın alçaklık yapınca görmezden gel, kendi PR’ni yap!

Ağaç kes, zeytin ağacı yok et, tarım arazilerinin talanını alkışla, yere çöp at, molozları ormana dök, piknik yaptığın yerde çevre temizliği yapma, komşuna selam verme, akrabalarını bayramlarda bile ziyaret etme, bayramı tatile çevir.

Özel okulunda, dershanede çalıştırdığın eğitimcilere düşük ücret ver.

Anne ve baban yaşlanınca, onları huzuru evi denilen utanmazlığa tık!

Mezarlıklarda yolsuzluk yapan adamı görevinden al ama hala daire başkanı maaşı vermeye devam et!

Öldüğünde yakınların, sağlığında yaptığın bunca numaraya, taklaya rağmen, kabir azabı çekmemen, kul hakkından kurtulma, ahiret günü hesaba çekilmemen duygusuyla üç harfli marketlerden gofret, bisküvi alıp, lokma dağıtınca, günahlarından arınma zavallılığına kapılıorsun ama.

Buradaki hakimi, savcıyı ayarlıyor, araya adamlar sokup, puştluklarını kapatıyorsun ama “tek ve asıl yargıcı” lokmayla kandıramayacaksın, Kamil!