Görünen o ki, siyaset kazanı, meclis açıldıktan sonra fokurdamaya başlayacak.

Zamanında veya erken yapılacak seçimle ilgili iktidarın kendine göre hamleleri mutlaka var.

Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan Oğuzhan Asiltürk’le sık sık görüşmesi, Saadet cephesinde rahatsızlık meydana getiriyor. Buradaki amaç, Milli görüşçülerde şüphe oluşturmak; başarı elde edilir mi, bunu zaman gösterecek.

Yapılan anketlerde AK Parti’nin oy kaybettiği görülüyor.

Nedeni çok açık, dar gelirli sayısının hızla artması, pandemiyle birlikte iğneden ipliğe gelen aşırı zamlar.

İktidara dışarıdan destek veren MHP’nin anketlerdeki durumu dava vahim; baraj 7’de kalsa bile sıkıntı büyük.

Muhalefette, anketlere göre kıpırdanma var.

Yaklaşık 2 yıldır vatandaşla iç içe olan İYİ Parti, oylarını arttırdığı gözlemleniyor.

CHP’deki artış ise ittifak ortağındaki kadar olmadığı dikkatlerden kaçmıyor.

Deva ve Gelecek Partisi’ne ciddi bir teveccüh gözükmüyor.

İşin ilginç tarafı,

Halkın AK Parti’den kopuşu var ama muhalefetin oylarını ciddi şekilde arttırmadığı, veriler ortaya koyuyor.

Peki, o zaman yapılan anketler yanlış mı?

Anketlerin de yanıldığı seçimlere şahit olduk.

Şunu da unutmayalım, yurttaş, kendisine sorulan soruya, yaşanan baskıcı ortamın havasını gözeterek cevap veriyor da olabilir.

***

Öte yandan ise siyasetten yaka silken, umudunu yitirenleri de göz ardı etmemek gerekiyor.

Diğer tarafta, kararsızların oy oranın yüzde 20 civarında olduğu belirtiliyor. Bu azımsanmayacak kadar fazla!

Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidara dostlarımızla birlikte geleceğiz” sözünü yeri geldiğinde tekrarlıyor.

Dost dediği, millet ittifakı içinde olan partiler.

Geçenlerde Meral Akşener, “Türkiye’nin önünü tıkayan şahıs ben olmayacağım” demişti.

Belli ki, oyun kuralına göre oynanacak, bencillik yapılmayacak.

Seçime ortak adayla mı gidilecek, yoksa herkes kendi adayını gösterdikten sonra ikinci tura kalması mı beklenecek bilinmez.

Sahi, bir de Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu’nun atacakları adımlar da Millet İttifakı için önem arz ediyor.

Şunu bir kez daha belirtelim ki, Türk halkı her şeye rağmen cebindeki paraya bakar, ferahladı mı yaşatılanları, yaşadıklarını unutuverir.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik sıkıntıyı devletin tüm imkanlarını seferber ederek çözerse, 2018’den farklı bir tablo ortaya çıkar mı, çıkmaz mı hep birlikte göreceğiz, tabi ömrümüz varsa…

Kısacası,

Ama öyle ama böyle seçim sahtı mahalline girilirken, muhalefetin daha doğru, akılda kalıcı politikalar, projeler üretmesi gerekiyor.