Kimse kusura bakmasın ama…

Bursa’nın sloganla yönetildiğini farklı kentleri ziyaret edince bir kere daha görüyorum.

Bundan 40 yıl önce Bursaspor başta olmak üzere, üç İstanbul takımı Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve daha birçok futbol takımı yaz kampları için Uludağ’ı tercih ediyorlardı.

Son 20 yılda hem şehrimiz hem de Uludağ vizyon kaybetti.

Bir zamanlar kaplıcaları meşhurdu; şimdilerde pazarlanamaması ve yeraltındaki kaynaklarının damarları koparıldığı için turizm, turizm diye diye garipleştirildi!

Yaşadığı, doğduğu kente değer katmak isteyenler ise,

Yeşilin birçok tonundan mahrum olan, kara taşları ile meşhur 750 bin nüfuslu Afyon’u kamp merkezine dönüştürmeyi başardılar.

Durum böyle olunca da birçok takımın tercih ettiği gibi, Bursaspor da son yıllarda sezon hazırlıklarını jeotermalin merkezinde yapıyor. Yanı sıra AK Parti Bursa teşkilatları ve belediyeler de koşar adım geliyor.

Haliyle Afyon böyle cilalanırken, Bursa’da faaliyet gösteren dernekler, siadlar, daha birçok kurum için çekim merkezi oluyor.

***

Buradan yola çıkarak,

Başkanlığını bir dönem AK Parti Bursa teşkilatlarında görev yapan Ayhan Durgun’un yaptığı MUŞSİAD’ın konuğu olarak geçtiğimiz hafta sonu Bursa’da yaşayan Muşlu iş ve ticaret insanlarıyla Afyonkarahisar’daydık.

Muş’tan gelip Bursa’ya yerleşen, zaman içinde işini büyüten, sanayici olan, müteahhitlik yapan, ihracatla ülke ekonomisine katkısı olanları tanıma fırsatı yakaladık.

İlk günün akşamı Necati Kartal, Yüksel Baysal ve Atilla Sağım’ın sunumuyla başlayan toplantıda, Bursa Muşlu Sanayici İş Adamları Derneği’nin yeni ve eski üyeleri, yaptıkları işlerle ilgili sinevizyon eşliğinde birbirleriyle tanıştılar.

Ardından bir akademisyen, konusu psikoloji olan bir sunum gerçekleştirdi.

***

Şunu açıkça ifade edeyim,

Böyle buluşmaların faydalı olduğunu düşünenlerdenim.

Buradan yola çıkarak,

Yıllar önce farklı sebeplerden dolayı Bursa’ya gelen, sonrasında hayallerini gerçekleştiren, zengin olan, istihdam meydana getiren Muşlular, MUŞSİAD çatısı altında Türkiye’ye örnek olacak çalışmalara da imza atmalılar.

Örneğin, Bursa’da kazandıkları sermayelerini aşırı göç veren, doğdukları Muş’a da yatırım yaparak farkındalık ortaya koymalılar.

Türkiye’nin en verimli ovalarından birine sahip olan Muş’ta, iktidarın verdiği desteklerden, teşviklerden faydalanıp, tarım, hayvancılık başta olmak üzere, tekstil ve daha birçok iş kolunun ışıldamasını sağlayarak, memleketlerini çekim merkezi haline getirmeliler.

Böyle önemli bir adımı,

Doğunun cazibesinin artmasına, batıya olan göçün azalmasına sebep olacağını, yapacakları haftalık, aylık toplantılarda masaya yatırmalılar.

Ben Afyon’da yapılan iki günlük buluşmada; Muşlu iş insanlarında bu heyecanı, birikimi, cesareti gördüm.

İnsansızlaştırılarak etkisiz hale getirilen Muş, AK Parti iktidarının acayip imkanlarıyla daha tesirli, etkili bir kent haline getirilmeli.

Ayhan Durgun’un öncülüğünde MUŞSİAD, doğu ve güneydoğunun gözlerindeki hüznü sevince çevirecek, herkesin şapka çıkaracağı icraatlara imza atması gerekir.

Hepimizin bilmesi ve uyması lazım olan gerçek şu ki; bizler bir birimizi pof poflamak yerine, işgal ettiğimiz koltukların, kurumların hakkını vererek, liyakatli davranmak zorundayız.

DNA’sı değiştirilmeye çalışılan, ıssızlaşan Muş ve köyleri için ezberleri bozan insanlara ihtiyacımız var.

Yoksa havanda su dövmekten başka hiçbir işe yaramayan varlıklılar olmaktan öteye geçemeyiz.