Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a göre anneleri hükümlü olup da dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan sıfır-altı yaş grubundaki çocuklar, annelerinin yanında kalabiliyor. Buna mukabil, anneleriyle birlikte cezaevlerinde yaşamak zorunda bırakılan çocuklar hak ihlalleri yaşıyor ve hapiste çocuklara tutuklu muamelesi yapılıyor.

Geçtiğimiz günlerde Hak İnisiyatifi Derneği tarafından anneleriyle birlikte cezaevinde bulunan 0-6 yaş arası çocuklara ilişkin yayınladığı rapor ise durumun vahametini ortaya koydu. Rapora göre; 2018 yılında cezaevinde bulunan çocuk sayısının 743 olduğu, bu sayının 2019 Kasım ayı itibarıyla 780’e çıktığı belirtiliyor. Ayrıca bu çocukların 543’ü 0-3 yaş, 200’ü de 4-6 yaş grubunda yer alıyor. 0-3 yaş arası 543 bebekten 37’si 6 aydan daha küçük yaşta. 0-6 yaş arasında anneleriyle tutulan çocuklar için bulundukları ortam yeterli ve uluslararası standartlara uygun olmadığına değiniliyor.

UZMANLAR TAKİP ETMESİ GEREKİYOR

Konuya ilişkin BM Bangkok Kuralları’nın 48-52. Maddelerinde yer alan; hamile, emziren ve çocuğuyla birlikte hapishanede kalan kadınlara ilişkin düzenlemelerine atıfta bulunulurken, hamile, yeni doğum yapmış, emzirme döneminde, çocuklarıyla kalan mahpuslara, ihtiyaçlarına uygun yaklaşımlarda bulunularak insani koşullar sağlanması gerektiğine ve çocukların uzmanlar tarafından takip edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Öte yandan kanun gereği bu çocukların yiyecek içecekleri, kreş vb. uygulamalardan faydalanmaları gerekirken çocuklar çok kısıtlı şekilde bu imkânlardan faydalanabiliyor. Ayrıca, çocuğun zihinsel gelişimin sağlanması için yaşıtlarıyla yan yana gelebilme, oyuncaklarla oynayabilme gibi en temel ihtiyaçlarının karşılanmaması. Az sayıda örnek dışında hapishanelerde oyun parkı, kreş gibi alanlar yok. Aynı şekilde oyuncaklar konusunda da kısıtlamalar söz konusu. Bazı hapishanelerde kadınlar, güvenlik gerekçesiyle hemen hiç oyuncak alınmadığını belirtiyorlar.

ÇOCUKLARA MAHKUM MUAMELESİ

Çocukların kendi yaşıtlarıyla vakit geçirebilmesi, oyun oynayabilmesi gelişimleri için çok önemli olmasına rağmen bu fırsat hapishanelerdeki çocuklar için ne yazık ki yok denecek kadar az. Bir kadın mahkûm, çocuğunun sürekli yetişkinlerle vakit geçirdiğini, koğuş arkadaşlarının oyunlar oynamaya çalışsalar da televizyonda bebek görünce çok heyecanlanıp bağırmaya başladığını anlatıyor.

X-RAY EZİYETİ

Bir başka sorun da güvenlik adı altında yapılan bazı uygulamaların çocuklara yansıması. Sayımlar, aramalar vs. çocukların gözlem alanı içerisinde gerçekleşebiliyor. Çocuklar kreş dahil her yere giderken x-ray cihazından geçerek gidiyorlar. Cihaz en ufak bir etkide ötüyor. Çocuklar defalarca cihazdan zorla geçiriliyor. Bazen ayakkabısı ötüyorsa çıkarıyorlar, çıplak ayak geçiriyorlar bazen de tokaları çıkarıyorlar. Tüm bunlar da hem kadın hem de çocuk açısından travmatik etkiler yaratabiliyor. Çocuklar babalarıyla hapishanede kimi zaman kapalı görüş yapmak zorunda bırakılıyor. 2 yaşındaki kızından bahseden bir kadın her kapalı görüşte çocuğun cama vurduğunu ve ağlamaya başladığını, koğuşa geldikten sonra ağlayarak uyuyakaldığını anlatıyor.

TRAJEDİNİN BİR BAŞKA BOYUTU

Öte yandan “Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu” nun 21 Ocak 2019’da cezaevlerindeki duruma ilişkin hazırladığı 993 sayfalık bir raporda yer alan; bebekleriyle cezaevinde kalan, tutuklu ve hükümlü annelerin aktardığı bilgiler, trajedinin başka bir boyutu gözler önüne seriyor. Raporda derlenen bilgilere göre; koğuşlara kapasitesinin 3 katı yurttaş konulduğu ve katılımcıların yüzde 86’sı bunu doğruladığı belirtilirken, kasıtlı psikolojik baskı aracı olarak çok sık ve düzensiz koğuş aramaları yapıldığı, kışın ısınma ve yazın serinleme problemi olduğu, düzenli ve temiz su sağlanamadığı, mahkumların ortak alanlara yeterince çıkarılamadığı, vakit geçirecek hobi faaliyetleri için imkan verilemediği, sağlığa erişim haklarının düzenli olarak sağlanamadığı ve revirlerde yeterli hekim olmadığı kaydediliyor.

DENETİMLER YETERSİZ

Bununla birlikte; Ceza İnfaz Sistemlerinde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Hapiste Çocuk Temsilcisi Cansu Şekerci de cezaevlerinde yaşanan mevcut nüfustan kaynaklı yaşanan sorunlardan çocukların da etkilendiğini dile getiriyor. Şekerci, çocukların ayrı yataklarının olmaması, sağlık haklarına ulaşamamaları, oyuncak ve gıdaya ulaşamama gibi hak ihlallerinin yaşandığını ve 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte cezaevlerinde bulunan kreşlerin kullanımıyla ilgili ihlaller yaşandığını kaydederek, özellikle OHAL’den sonra kreşler faydalanmanın annenin siyasi ya da adli olmasına göre değiştiğine dair bize bilgi aktarımı olduğunu ve bunun önüne geçecek denetimlerin olmasının önemine vurgu yapıyor.

Editör: Haber Merkezi