İl Başkanı Selçuk Türkoğlu ve ekibiyle birlikte, İlçe Teşkilatı olarak geçtiğimiz hafta bölgede incelemelerde bulunduklarını vurgulayan Demir, “Tam teşekküllü Sağlık Merkezi’nin, çevresindeki lojmanları ve diğer tüm müştemilatıyla birlikte mezbeleliğe dönüşmesi, affedilemez bir yönetim basiretsizliğidir” dedi. Demir’in konu ile ilgili basın açıklaması aynen şu şekilde: “Devecikonağı Sağlık Merkezi, bu bölgede tam 20 köyümüze uzun yıllar çok güzel hizmet verdi. Sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşlarımız, hiç zaman kaybetmeden ilk olarak bu merkeze ulaşabiliyorlar ve mevcut 2 doktor ile 3 hemşireden oluşan sağlık ekiplerinden, istedikleri hizmet alabildikleri gibi, ilaçlarını yazdırabiliyorlardı. BUCAK MERKEZİ YAPILMIŞTI… Devecikonağı, hatırlanacağı gibi 1930 yılında alınan bir kararla bucak merkezi yapılmıştı. Civarındaki Alacaat, Alpagut, Bükköy, Çakallar, Çardakbelen, Çavuş, Eskibalçık, Fındacık, Gündoğdu, Güven, Hacıahmed, Kösehoroz, Kurşunlu, Sarımustafalar, Soğucak, Tırnova, Yenibalçık Yoncaağaç ve Yenice köyleri de acil olan kamu hizmetlerinin alınması anlamında da Devecikonağı bucağına bağlanmıştı. İşte yıllar içinde yaptırılan Sağlık Merkezi de bunların başında geliyordu. Bu merkez, sağlık ocağı yapılanmasının da bir tık ötesinde, lojmanları ve diğer müştemilatıyla birlikte tam tekmil hizmet vermekteydi. HARABEYE DÖNEN BİNA YIKILMAYA YÜZ YUTTU! 1990’lı yıllarda Bucak nüfusu 8.467’yi bulmuş, Sağlık Merkezi’nden yararlanma oranı da zirveye ulaşmıştı. Bu iktidar döneminde 6360 Sayılı Yerel Yönetimler Kanunu’ndaki değişikliklerle, büyükşehir belediyelerinin sınırları genişletilerek, köylerimiz de il sınırlarını kapsar hale getirildi. Dolayısıyla köylerin çok büyük bölümü mahalleye dönüştürüldü. Devecikonağı da bu kapsamda bucak olmaktan çıkarak mahalle statüsüne alındı. Peki alındı da ne oldu? Kuş mu konduruldu! İşte binbir emek harcanarak, milli servet dökülerek, bölge insanının umutla sarıldığı koskoca Sağlık Merkezi’nin içler acısı hali hepimizin gözlerinin önünde. İlçemizin en işlek köy yollarının kavşak noktasında ve her gün buradan gelip geçen yüzlerce insanımızın yüreklerini acıtıyor. Bu arada Sağlık Merkezi ile birlikte bucak merkezindeki irili ufaklı diğer kamu hizmet birimlerinin dibine de tabi ki darı ekildi. KAÇ VATANDAŞIMIZ HAYATINI KAYBETTİ, BİLİYOR MUSUNUZ? Şimdi ne oluyor söyleyelim: Acil vakalara çok kısa sürede yetişebilen sağlık merkezimizin ambülansı yerine, İlçe merkezindeki hastaneden ve diğer sağlık birimlerinden saatlerce ambülans bekleniyor. Çıkın sorun bakalım kaç vatandaşımız, zamanında müdahale edilemediği için hayatını kaybetti? Vatandaşların, cenazelerini dahi kendi araçlarıyla veya komşularından temin ettikleri traktör, minibüs, otomobil vs. ile yıkama hizmeti alabilmek için gasilhanelere taşımak zorunda olduklarından haberiniz var mı? Tarlada, evde veya sokakta basit yaralanmalarda bile insanlarımızın kilometrelerce uzaktaki ilçe merkezine gitmek zorunda kaldıklarını görmüyor musunuz? Daha başka ne çaresizlikler, ne acılar yaşanıyor biliyor musunuz? Söyleyin, hangi birini sayalım? Hadi Sağlık İl ve İlçe Müdürlüklerinin elleri kolları bağlı, ‘Bakanlıktan ödenek gelmeyince bir şey yapamıyoruz’ türünden bir gerekçeleri var. İYİ Parti olarak biz de şunu soruyoruz o zaman: BU REZALETTEN HABERİNİZ YOK MU? Büyükşehir sınırları genişlediyse, hani nerede Bursa Büyükşehir Belediyesi? Başkan Alinur Aktaş’ın Devecikonağı’ndaki bu rezaletten haberi yok mu? Hadi geçtim Sn. Alinur Aktaş’ı! Bu ilçenin, belediye binasında adam dövdüren, sokak kabadayısı kılıklı, ona buna ‘terso’ yapan, ‘çaplı mı çaplı(!)’ bir belediye başkanı yok mu? “Mustafakemalpaşa’yı hizmete boğacağım” derken, her biri ‘sözde’ olan hizmetleri eleştiren vatandaşının boğazına sarılan, bu densiz başkanında mı Devecikonağı ve çevresinde yaşanan sıkıntılarından haberi yok. Yoksa da işte şimdi haberi oldu. Madem öyle her şeyi devletten bekleme ‘Çaplı’ Başkan, hadi kolları sıva da şu Sağlık Merkezi işine bir el at. Belki kedi olalı bi fare tutarsın da çizilen karizmana biraz olsun ‘pasta-cila’ attırmış olursun. Hadi bakalım; Bu ‘İYİ’liğimizi de sakın unutma!..”