Devlet Bahçeli, partisinin milletvekillerine grup toplantısında seslendi. Gündemdeki birçok konuya değinen Bahçeli, Süleyman Soylu’ya yine sahip çıktı. Bahçeli'nin bu çıkışı, siyasi kulislerde Erdoğan'a mesaj olarak değerlendirildi. Bilindiği gibi Bahçeli, organize suç örgütü lüderi Alattin Çakıcı'yı cezaevinden tahliye  edildikten sonra makamında ağırlamıştı. 

Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:

Milli kültürün anlatım ve aktarım mekanizmaları arasında sinemanın kayda değer yeri olduğuna inanıyorum. Milli sinema, milli kültürün ve bakış açısının şuurlu bir dille takdimimimdir. Geçtiğimiz hafta ebediyete irtihal eden Sayın Kartal Tibet gönüllerde taht kurmuş, milletimizin takdirini kazanmıştır. Sayın Tibet geçen cuma günü son yolculuğuna uğurlanmıştır. Yeşilçam'a damga vuran Sayın Tibet'e Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Sinema sektöründe yaşanan sorunların çözümü konusunda atılacak her adıma destek vereceğimizi de belirtmek istiyorum.

Demokrasilerde her siyasi düşüncenin, partinin az ya da çok büyük ya da küçük bir karşılığı vardır ve olmalıdır. Ayrılıklar siyasetin doğasında vardır. Bu farklılıklar bize göre saygındır ve demokratik bir sonuçtur. MHP, Türkiye'nin tamamında kök salmış bir seçmen kitlesine kavuşmuştur. Bugün üç hilal milyonlarca insanımızın kalbine girmiş, bir sevda halini almıştır. Ne kadar övünsek azdır.

MHP, bir demokrasi namusudur. MHP, büyük bir millet eseridir. Huzurun, umudun, güvenliğin, istikrarın markasıdır. Hayata nasıl baktığımız, hadiseler geçidini nasıl yorumladığımız taraflı tarafsız herkesçe bilinmektedir. Bizi diğer partilerden ayıran siyasi kavşak noktaları, milli-manevi değerleri kavrayışımız, sorunları ele alış şeklimiz belirgin olarak farkını göstermektedir. Milli iradeyi, milliyetçi iradeye dönüştürmek için daha çok gönle gireceğiz, her kapıyı çalacağız.

Devleti yaşatmak için insanı yaşatacağız. Bugüne kadar siyasi meşruiyetimizin kaynağını çıkar lobilerinin kapılarında, yabancı başkentlerde aramadık. Dürüst ve samimi siyasetimizi karalatmadık. Aldatmaya sırtımızı döndük, yegane güç kaynağımız milletimizin vicdanına ümitlerimizi bağladık.

Birileri gibi vicdanımız ipotekli değildir, tutsak düşmemiştir. Biz MHP'yiz, Cumhur İttifakıyız. Huzur isteyen milletimizle tek yüreğiz. Gariplerin, biçarelerin, mağdurların, mazlumların hem davacısıyız, hem de dağ gibi arkalarındayız. Pişkin zihnihyetler, palavracılar, pervasızlar akıllarından çıkarmasınlar ki hak edilene atılacak taşlar cebimizdedir.

Bizim gayemiz ülkemizi gelişmişlik düzeyine ulaştırmaktır. İkiyüzlülük ve karaktersizliğe itibar etmedik, etmeyeceğiz. Bu nedenle zillet ittifakıyla ayrıyız, gayrıyız, uzağız. Yalancı değiliz, inkarcı değiliz.

"FEZLEKELER MECLİS'E GETİRİLMELİ"

İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanalı'nı hedef alan saldırılar, Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesi okuyacağı iddiaları Türkiye'yi zor duruma sokmak isteyen taktik adımlardır. Kılıçdaroğlu tank-palet fabrikasını satıldığını söylüyor, Öztrak öyle demedik diyor. Bunlar yalancının daniskasıdır. CHP yönetiminin hali pürmeali kelimesi budur. Kılıçdaroğlu'nun çiğ süt içmediyse karın ağrısı çekme hali de olmayacaktır. Hukuka saygı duymasında yarar vardır. Hakkında düzenlenen fezlekeleri sulandırmaya çalışan Kılıçdaroğlu tam bir çıkmazdadır. Adaletin terazisi herkesi tartmalıdır. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak ahlaki tutarlılıktan ödün veremeyiz. Türk mahkemelerinin önünde herkes eşittir.

Geçen hafta 21 milletvekilini kapsamına alan fezlekeler TBMM'ye intikal etmiştir. Gaiz Meclis kanun kaçaklarını meskeni olamaz. Hizmet edenler Meclisimizin demokratik ve tarihi ruhuna kast eden aymazlardır. Bekletilen fezlekelerin Genel Kurul'a getirilmesi, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması hukukun vazgeçilmez şartıdır.

Kılıçdaroğlu bir ara adalet arıyordu, işte fırsat, işte ortam. Dolandırıcı Tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Söz veriyorum, ilk kez CHP'ye destek vereceğiz, onlara tamam diyeceğiz, 27'nci yasama döneminde Karma Komisyon'a ulaşan dokunulmazlık fezlekeleri 1429'dur. HDP'li milletvekillerinin sayısı 1000'i geçmiştir.

Türkiye'de üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü hakimdir. İşlenen suçlar kimsenin yanına kalmamalıdır. Biz şerefli cumhuriyet savcılarına güveniyoruz. Bağımsız ve tarafsız yargı günü ve saati geldiğinde her insana lazımdır. Kanundan kaçış yoktur. Teröre yardım ve yataklık yaptığı tespit edilen, PKK'nın tasması boğazlarına geçen HDP'li vekillerin fezlekelerinin görüşülmesi niye gecikmektedir? Bu kapsamda TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum.

AYM'NİN GERGERLİOĞLU KARARI

AYM bu tip davalara, terör örgütlerinin hücre evinden mi bakıyor? Gergerlioğlu milletin hakkını çiğnerken, bunlara hesap sorulduğunda mı maraza çıkıyor? AYM bölücüler için hak ihlali derken, devletimizin, milletimizin tarihi çıkarlarını gasp ettiğinin farkına ne zaman varmayı planlıyor? Ne zamandır hainin hakkı oluyormuş. Oluyorsa kahramanların hakkını ne yapacağız? Hiç kimse bugünkü sıfatlarına güvenip suçlara ortak olmamalıdır.

Karma Komisyon'da dokunulmazlıklarının kaldırılması görüşmesi mümkün olursa, MHP milletvekilleri evet diyecektir. Genel Kurul'da dokunulmazlıkların kaldırılması tezkeresine MHP tam kadro olur verecektir. Tavrımız bellidir, zulme ortak olamayız.

SOYLU'YA DESTEK

Terörle mücadele alanında ismini altın harflerle yazdıracak İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya itibar suikastlarını kaygıyla izlediğimizi ve asla kabul etmediğimizi not olarak düşmek istiyorum. Kim demiş Sayın Soylu yalnız, kimsesiz diye. Türkiye'nin İçişleri Bakanı görevini vatan ve millet sevgisiyle yerine getiren, bölücü terör örgütüyle mücadele eden devlet adamıdır. Hakkında ne söylenirse söylensin, bizim denilenlere aldırış etmemiz mümkün değildir. Terörle mücadeleyi dağda, taşta yürüten devletimizi ön şartsız destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz. Bizim bu tür tahrik ve tacizlere karnımız toktur. Biz MHP'yiz, biz Cumhur İttifakı'yız.

Editör: Haber Merkezi