Siyasetin önemli aktörü Selahayyin Demirtaş, gündemi belirlemeye devam ediyor. PKK'ya silah bırakma çağrısı yapan Demirtaş, sorgulamalarına devam ediyor. 

Edirne Cezaevi'nde bulunan eski HDP Genel Başkanı Demirtaş, geçtiğimiz ay HDP'ye 'değişim' çağrısında bulunarak "Önce iğneyi kendimize batırmadan, önümüze gelene çuvaldızı batırmanın kimseye bir yararı yok. Türkiye'de değişim istiyorsak bunu kendimizden başlatma cesaretini göstermek zorundayız" demişti.

Demirtaş'ın bu çağrısı sıcaklığını korurken, dikkat çekici bir açıklama daha geldi. Demirtaş, "HDP, PKK'nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz" diye konuştu. Demirtaş, "PKK'nın Türkiye'ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim" dedi.

HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı.

Edirne Cezaevi'nde bulunan Demirtaş, “HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz” dedi.

Demirtaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde

"Sağ partilerin hiçbiri Türkiye partisi değilken HDP tam bir Türkiye partisidir. Çünkü Türkiye tek bir etnik kimlikten de tek bir inançtan da oluşmuyor. Bu açıdan HDP, temsil yönüyle Türkiye’deki her kesimi kapsıyor. Türkiye’deki farklı kimlik ve inançları yok sayan ırkçı partiler bile kendilerini Türkiye partisi olarak tanımlıyorlar ve kimse de bunda bir sorun görmüyor. Dolayısıyla asıl Türkiye partisi olmayanlar sağ milliyetçi, ırkçı partilerdir.

HDP, PKK’NİN UZANTISI, SÖZCÜSÜ YA DA DESTEKÇİSİ DEĞİLDİR

Mithat Sancar’ın da son röportajında altını çizdiği gibi; HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz.

PKK'NIN SİLAH BIRAKMASINI İSTİYORUM

Devlet de PKK de sorunu artık şiddet zemininin dışına çıkarmak zorundadır. Ben mümkünse PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim. Ancak ve ne yazık ki ortada iki temel engel var, bunları da herkesin bilmesi lazım. İlki, hükümet askeri operasyon dışında hiçbir seçeneği devreye koymuyor, tartışmıyor, silahta ısrar ediyor. Oysa biz PKK’nin ikna edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Burada da ikinci engel çıkıyor, o da İmralı tecrididir. Çünkü PKK’yi ikna edebilecek kişi Öcalan’dır, onu da yıllardır tecritte tutuyorlar. Bu engellere rağmen PKK silahlarını susturursa bundan mutlu olurum. Ama deneyimlerimiz, bunun kolay olmadığını gösterdi maalesef.

Erdoğan’ın gitmesi demokrasiyi otomatikman getirmiyor. Bizim üçüncü yol siyasetimiz tam da budur zaten. Biz AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı ya da Altılı Masa taraftarlığı üzerinden siyaset yapmıyoruz. Sadece köklü, radikal demokrasiyi büyütmeye odaklanmış durumdayız.

Eş Genel Başkanlarımız, “Ortak aday düşüncesine açığız” mesajını defalarca verdiler. Partinin resmi politikası budur, son ana kadar ortak adayda ısrar edilecek. Olmazsa HDP kendi adayıyla seçime girer. Başka ne yapabiliriz ki?

ADAY OLMAYA HAZIRIM

Ben aday olmaya, yukarıda belirttiğim çerçevede hazırım. Halk nezdinde siyasi yasaklı değilim. Gerisini iktidar düşünsün. Bugün itibarıyla Erdoğan aday olabiliyorsa hukuken ben hayli hayli aday olabilirim. Ancak kararı halkımızın görüşleri doğrultusunda partimiz verecektir."

Editör: Haber Merkezi