Bursa’da yaşanan skandalların başını trafikteki çile, betonlaşma ve Yalova Yolu ( İstanbul Caddesi) üzerindeki T2 tramvayı saçmalığı çekiyor.

Sahi bir de, yıllarca termal turizmin merkezi olacak sloganları atılan, ardından da TOKİ’ye pazarlanıp rant alanına dönüştürülecek Tabakhaneler bölgesini de ekleyebiliriz.

Ayrıca bu çarpıklıkların gündeme getirilmemesi için Alinur Aktaş,  elçileri aracılığıyla, yana yakıla,  Bursa’daki sorunların yazılmaması için, bazı gazetecilere ricada bulunmayı ihmal etmiyor.

Bizler de, her şeye rağmen kentimizdeki gerçeklerin karartılmaması adına, kamuoyunu aydınlatmaya çalışıyoruz…

***

Bu bilgiyi aktardıktan sonra, asıl mevzuya dönelim.

DEVA Partisi Bursa il Başkan adayı Erman Kızılyel, şehirdeki sorunlara olan refleksi, kentimiz adına önemli bir kazanım olduğunu belirtelim.

Kızılyel, Setbaşı Köprüsü ile Irgandı arasındaki beton dere yatığında derin bir çatlak oluştuğunu, 12 ay boyunca akan suyun buradan zemine karıştığını söyledi.

Hatta üşenmeyip iki köprü arasında akan suyu ve çatlağı sosyal medya hesabından paylaşıp, şu notları yazmış:

“Yukardan akan su aşağıda kayboluyor… Nereye gidiyor bu su? Gökdere’nin suyu nerde? Su akar yolunu bulur. Yerleşkelerin altından geçip gidiyor ise çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya olabiliriz. İlgilileri göreve davet ediyoruz.”

Kışın gürül gürül akan bu su, o çatlaktan zemine karışıyor.

Haliyle toprakta erozyona sebep olabilir.

Derenin sağında yol, solunda da yüksek katlı yerleşim alanları var.

Allah korusun, zaman içinde su toprağı gevşetir, heyelan meydana gelip can ve mal kaybına sebep olursa, ‘canla başla Bursa’ya hizmet’ sloganı sizi kurtaramaz.

Erman Kızılyel çok doğru bir adım atarak, üç maymunu oynamadan bölgedeki soruna dikkat çekmiş.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı göreve davet ederek, muhtemel bir facia yaşanmadan önlem almasını istemiş.

Kısacası köprülerin altından akan suyu değerlendirmeyi akıl edemeyen Aktaş, bari su akarken çatlakları kapasın.

Bu arada, Irgandı çevresi madde bağımlılarının yani uyuşturucu kullananların da mekanına dönüşmüş.

Ayda iki kez intihar girişiminin yaşandığı, ikna edilenlerin sayısının az olduğu,

Büyükşehir kütüphanesine komşu Setbaşı Köprüsü’ndeki insanlık trajedisi ise Bursa’nın bağrına saplanmış kocaman bir hançer olarak karşımızda duruyor!

Pazar sabahları sabah namazını Ulu Cami’de, Emirsultan’da kılabilmek adına yoğun gayret gösteren şehrimizin pek muhterem yöneticileri, bürokratları, amirleri ve vekilleri köprü altındaki kederlilere, terk edilmişlere, sokakta yatanlara, mağdurlara, bankta ölenlere göz atın ki, musallaya yatırıldığınızda size, “iyi biliriz” diyenlerin sayısı artsın…