Turizm için bacasız sanayi deniyor.
Yani gelen yerli ve yabancı misafir; yiyor, içiyor, geziyor, konaklıyor ve para bırakıp gidiyor.
Şu bir gerçek ki turisti gezdiren sektör temsilcileri, kentlerin röntgenini çekenler olarak bilinir.
Buradan yola çıkarak,
TÜRSAB’ın Güney Marmara Şubesi’nin 4 Ekim Cumartesi günü Merinos platosunda seçim yapacak.
Üç aday yarışacak; bunlardan birisi Nilay Korkmaz Demirayak.
Bursa doğumlu, kenti tanıyan, sorunlarını bildiğini düşündüğümüz bir isim.
Diğer adaylar ise Engin Balta ve Doğan Sager.
Adayların işaret ettiği en önemli sorun, sektörün her geçen gün gerilemesi. Yani istenilen misafirin, turistin ağırlanamaması.
***
Geçen gün Nilay Korkmaz Demirayak’ın davetine katıldım.
Demirayak, Bursa’nın tarihsel mirası, doğal kaynakları, gastronomi ve sağlık turizmi potansiyeliyle Türkiye’nin önde gelen destinasyonlarından biri olduğunu belirtti. Ancak bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğine dikkat çekti.
Sebebi belli: Kazıklanan, adeta tacize uğrayan, çevreye olan duyarlılığın dip yaptığı bir kente gelenler 2-3 gün konaklamaz!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, aylardır konaklama sürelerinin yerlerde süründüğünü sürekli dile getiriyor.
Neden mi?
Ulucami’nin batı kapısından çıkıp çarşıya doğru yürüyen turist, Bursa’nın kültüründen, esnaflığından uzak olan, önünü kesen kebapçı kılıklı çığırtkanları görünce ürküyor!
Mesela,
Kuyumcuların işgali altındaki Kapalı Çarşı’yı Almanya’dan, İngiltere’den, Yunanistan’dan, Belçika’dan, Rusya ve ABD’den gelen turist niye gezsin?
Koza Han’ın büyüleyici güzelliğini ortadan kaldıran şemsiyelerin fotoğraflarını çekmeye mi gelecek turistler? Yoksa bazı işyeri sahipleri ve maganda kılıklı çalışanlarının ticaret ahlaktan uzak davranışlarını gözlemleyip strese mi girecekler?
Dünyada başka bir benzeri olmayan Irgandı Köprüsü’ndeki heyecansızlığı, birçoğu kapalı olan dükkânları görmeye mi gelecekler?
Bursa’nın markası, lezzeti olan Tahinli Pide’nin satıldığı Abdal Meydanı’nın döküntülüğünü, bakımsızlığını; Hindistan’daki naylondan evleri andıran, çay içilen çadırlarında mı misafirler ağırlanacak?
Elin adamı Amerika’da caddeyi turizme kazandırıyor, ABD dışından 7 milyon kişi burayı ziyarete geliyor.
Yanı sıra dibimizdeki komşumuz, İstanbul’un en ucundaki ilçesi Beykoz’a bağlı Riva Mahallesi’nin ormanlarının ortasındaki vadiye kurulan, Diriliş Ertuğrul dizisinin çekildiği platoyu ayda 10 bin kişi ziyaret ediyor beyler ve bayanlar.
***
Bizde ise…
Tophane Bayırı asfalt işgalinde.
Kaçımızın aklına yerel yöneticileri uyarıp, “Neden buraya kaldırım döşemiyorsunuz? Böylece tarihle bütünleşmiş, yanı sıra yağan yağmur toprakla buluşarak, yeraltı sularına katkı sağlamış olur.” sorusunu yöneltmek geldi?
Turizmciler, gezdikleri sokaklarda, pazarlarda, çarşılarda, hanlarda eksiği gediği görenlerdir.
Eğer sizler tavsiyede, öneride, uyarıda bulunmuyorsanız, “niye turist potansiyelinde ciddi düşüş yaşanıyor” demeye hakkınız yok!
Valinin, kaymakamın, belediye başkanının, esnaf odası başkanının sizlerin tavsiyelerine, şikâyetlerine ihtiyacı var.
Gördüğünüz aksaklığı, vizyonsuzluğu ortadan kaldıran adım atmamakta ısrar ediyorlarsa, çıkarsınız kamuoyunun karşısına, “Kral çıplak!” dersiniz.
Uludağ’ı dört mevsim turizm ve kamp merkezi yapmak için girişimlerde bulunacağını iddia eden, suya imza atanları biliyoruz biz bu şehirde. Zirvede bundan 40 yıl önce Bursaspor ve üç İstanbul takımı yaz kampları gerçekleştiriyordu, haberiniz var mı?
Bitirirken, turizmciler gezdikleri şehirle ilgili düşüncelerini korkusuzca ifade etmeliler. Her platformda Bursa’yla ilgili dertlendiklerini fark ettirmeliler.