Yolda yürürken, buz gibi betona yüzükoyun yatan adamı gördüğü halde kılını kıpırdatmayanların sayısı hızla artıyor.

Mahallesinde, semtinde, sokağında uyuşturucu kullanan, satanları umursamayanlar azalacağına çoğalıyor.

Her geçen gün daha da ruhsuz, duyarsız hale geliyoruz.

Öyle ki, Bursa’da bazı sözde dernekler ve STK’ların asıl derdi, işi, tasası kendilerini iktidar partisine pazarlamakla birlikte iş takipçiliği olmuş!

Koca koca salonlarda, bindirilmiş, dolgu malzemeli, sayıları bazen iki düzine bile olmayanların katıldığı konferanslar, paneller düzenlerler ama yaşadıkları kentin sorunlarına, sokaklarından gelen çığlıklara gözlerini yumar, kulaklarını tıkarlar.

Münafıklık azalacağına, köpürüyor.

Sahip çıkılmayan gençlerin başına uyuşturucu musallat oldu, hatta yaşı 12-14 arasındaki çocukları bile kıskacına aldı.

Her ihbarı, şikayeti değerlendiren Bursa Emniyet Müdürlüğü, özellikle zehir tacirleriyle mücadelede elinden geleni yapıyor.

Peki…

Vatandaşlar, vatandaşlık, yurttaşlık görevini yerine getiriyor mu?

Pek sayılmaz!

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın bulanıklığı ile hareket ediliyor. O yılanın bir gün kendi çocuğunu, damadını, gelinini, akrabasını ısıracağını bildiği halde umursamazlık yapılıyor. Sonra da kendisi zehirlenince feryadı basıyor!

Beyler ve bayanlar, nerede uyuşturucu satanı, içeni görürseniz polis size bir telefon kadar yakın.

Bakın, daha geçen gün Bursa’da sabaha karşı geniş çaplı operasyon yapıldı.

Hangi semtlerde biliyor musunuz?

Sizin, bizim akrabalarımızın, dostlarımızın, eski komşularımızın ikamet ettiği Panayır, Selimzade, Meydancık ve Anadolu Mahallelerine. 110 zehir taciri gözaltına alındı, 63’ü tutuklanıp cezaevine gönderildi.

İçlerinde uyuşturucuyu imal eden de var, satışa sunan da.

Peki, içenler kim derseniz!

Alman, İngiliz, Fransız, Japon değil, hepsi yerli, Ahmet, Mehmet, Süreyya…

İçiciler arasında akademisyenin kızı da var, imamın oğlu da, öğretmenin, gazetecinin evladı da, iş insanının torunu da.

Bana ne diyen bir hayat sürmek, yaşamak toplumu çürütüyor.

Toplu taşımalarda sırt çantası anonslarına duymazdan gelip, bencillik yapan, eşini taciz eden dershane, özel okul sahibini itibarsızlaştırması gerekirken, “aman ismimi yazma” diyerek, sadece kendi geleceğini düşünüp, onursuzca yaşamayı, ahlaksızlara itibar kazandırmayı tercih edenler.

Kapısının önüne yığılmış, yıkılmışlara şahit olduğu halde kılını kıpırdatmayanlar.

Yolda yürürken yanan bir evin alevlerini söndürmek yerine, duyduğu çığlıklara kayıtsız kalanlar.

Maaş alarak namaz kıldıran, cemaati bilinçlendirmeyen, halkın yaşadığı sorunları dile getirmeyen, ezan okunduktan sonra camiye gelen, etliye, sütlüye karışmayıp, minberi, mihrabı işgal eden, idareye boyun eğenler.

İflas eden yakınının evini icradan satın almak için takla atanlar…

Bursa’daki bazı muhalefet partilerinin haline bir bakın, vatandaşı uyandırmakla görevli oldukları halde başka mevzulara daha yakın olduklarını göreceksiniz!

Saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çoğalan değersizlikler silsilesinde,

Vicdanen suçlu olduğunuzun farkındasınız ama uyuşturucuya da, kaybolan değerlere de ölü taklidi yapıyorsunuz