Baharın gelmesiyle hayvanlarını Toros Dağları’nın zirvelerine, yaylalara çıkaran Antalyadaki Yörükler, Kasım’ın gelmesiyle köylerine dönmeye başladılar. Keçi sütünden tereyağı ve peynir yapan köylüler, yüksek tepelerde hayvanlarının mutlu olduğunu dile getirdiler. Eskiden at ve develerle yapılan yolculuklar günümüzde kamyon ve diğer motorlu taşıtlar yardımıyla yapılarak köylere döndüklerini hatırlattılar. 

BİN 800 METRE YÜKSEĞE ÇIKIYORLAR

Yörüklerden Duran Topaça (72) yaptığı açıklamada, hayvancılık mesleğinin atalarından kaldığını söyledi. Manavgat ilçesine bağlı Gecebece Mahallesi'nde yaşadıklarını ve geçimlerini sağladıkları küçükbaş hayvanların daha iyi şartlarda beslenmesi için bahar ve yaz aylarında geniş otlaklara ihtiyaçları olduğunu anlattı.  Bu nedenle yüksek rakımlı yaylalarda geçirdiklerini, her yıl Akseki'nin Yarpuz Mahallesi yakınlarında bulunan bin 800 metre rakımlı Kaklıktaş Yaylası'na çıktıklarını, kasım ayının ilk haftasında ise dönüş yolculuklarının başladığını kaydetti.

“ATA MESLEĞİNİ YAPIYORUM”

72 yaşında olmasına rağmen halen küçükbaş hayvancılığı yaptığını anlatan Topaça, “Anamdan atamdan davarcılık mesleği kalmış ve halen davarcılık mesleğini sürdürüyorum. Kendim 72 yaşındayım. Yaylaya hava şartlarına göre Mayıs ayının 20’sinde çıkıyoruz ve Kasım ayının 15’inde iniyoruz. Davarcılık gerçekten zor bir meslek. Dağlara çıkıyoruz. Rezilliği çok oluyor. Bırakacağız diyoruz bırakamıyoruz. Çünkü hayvancılık ata mesleğimiz. 6 oğlum var, 4 tanesini okuttum. Devlette çalışıyor. Diğer 2 oğlum ile birlikte davarcılık mesleğine devam ediyoruz ama artık yoruldum. Yapacak gücümüz kalmadı. Davarcılığı artık bırakacağım. Gerçekten çok zor bir meslek. Anamdan doğalı bu mesleği yapıyorum” diye konuştu.

Defineciler ölmeden yakalandı! Defineciler ölmeden yakalandı!

Hayvanlarımızı eskiden yürüyerek yaylalara çıktıklarını anlatan Topaça, “Şimdi ise hayvanlarımızı kamyonlarla götürüyoruz. Belirli bir yerde indirip oradan yine yaya yolu ile devam ediyoruz” dedi.


 
 

Editör: Bilal Kayaaltı