Elazığ depremi ile yine sarsıldık.

Silivri, Akhisar, Elazığ.

Arka arkaya çok kısa sürede üç deprem yaşadık.

Gördük ki deprem değil bina öldürüyor.

Her deprem bu gerçeği yüzümüze adeta çarpıyor.

Fakat yaşanan depremler sonrası klasik demeç ve davranışlar devam ediyor.

Aymıyoruz.

Bir hafta sonra eskisi gibi yaşamaya devam ediyoruz.

Uyarıyor bu depremler aslında.

Bir an önce kalıcı tedbirlerinizi alın, mevzuatlarda gerekli değişikliği yapın diyerek.

Zira daha büyük ölçekli depremler kapımızda.

Büyük Marmara Depremini uzmanlar gün gün ifade ediyorlar.

Hepimiz biliyoruz ki fay hatlarımız aktif.

Bu gerçekle yaşamaya mecburuz.

Bu nedenle;

Fay hatlarını acilen tüm ülke çapında imar planlarına işlemeliyiz.

Zemin vize uygulamasına acilen geçmeliyiz.

Hazırlanan yerel yönetim reformu çalışmalarında deprem gerçeği ve önlemleri tüm ayrıntılarıyla göz ardı edilmemelidir.

Fay üzerine inşa edilen yapıların çok riskli olduğu yaşanan depremlerde bir kez daha gözükmüstur.

Bundan dolayı 1/1000 imar uygulama planlarına fay hatları işlenmeli ve izinler buna göre verilmelidir.

Buradan yola çıkarak;

İlk yardım acil müdahale ekipleri çoğaltilmali, eğitimler eksiksiz verilmeli, itfaiye teşkilatı güçlendirilmeli ve toplanma alanları çoğaltilarak imar konusunda koruma altına alınmalıdır.

İmar affı bir daha ülke gündemine gelmemeli, aksine deprem yikmadan gereği yapılmalıdır.

Söylemden eyleme geçme zamanıdır. Kaybedilecek saat ve gün kalmamıştır.

Gölcük depremi ile hafızalara kazınmış sesleniş ile bitirelim.

Sesimi duyan var mı?