Koranavirus küresel salgını münasebetiyle vahşi kapitalizm başta olmak üzere bir çok sistem ve değerler manzumesi sorgulanmaya başlanırken Başbuğ Alparslan Türkeş'in 9 Işık Doktirini ile ortaya koyduğu Milliyetçi-Toplumcu karma ekonomik sistem ülkemizin sorunlarına çare, yarınlarına hakim olmalıdır.

Milliyetçilik ve toplumculuk birbirinden ayrılmaz iki düşüncedir. Çünkü birisinin temelinde toplumun ait olduğu millet diğerinin temelinde ise milletin sahip olduğu toplum yer almaktadır. Bu bağlamda iki düşünce birbiriyle bağlantılı ve iç içe geçişmiş bir durumdadır.

Toplumculuk genel itibariyle sosyalizm olarak algılanmakta ve bu şekilde düşünülmektedir. Fakat görmekteyiz ki Türk milliyetçilerinin toplumculuk anlayışı; herhangi bir zümre veya sınıfa dayanmayan, bütün zümre ve sınıfları içine alarak organik dayanışma kültürü ile onları birleştiren bir yapıdadır. Onun içindir ki odak noktası olarak kendisine milleti koymuştur.

Başbuğ Türkeş, “9 Işık Doktrini”nde toplumculuğu şu şekilde tanımlamaktadır:

“Her çeşit faaliyetin toplumun yararına olacak şekilde yönetilmesi görüşüdür."

İctimai ve iktisadi olmak üzere iki ayrı bölümü kapsamaktadır. Mülkiyeti esas kabul eden, fakat mülkiyeti millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve ana stratejik iktisadi faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.

Buradan yola çıkarak;

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Ticaret ve enerji savaşları, sistemler, hatta insani ve sosyal ilişkiler ile yönetim tarzları tartışmaya başlanıp değişim yolları aranacak.

Bilemiyoruz belki daha da acımasız olacak mevcut küresel güçler ve aktörleri.

Bundan dolayı;

Son yıllarda yaşadığımız sorunlar, sıkıntılar göstermiştir ki;

Büyük Türk Milleti, bu kadim vatan toprağı ve de gönül coğrafyamız kendi milli reçetelerine daha fazla hasret kalmamalıdır.

Vakit gelmiştir.

İşte ana başlıklarıyla 9 Işık Doktirini;

Milliyetçilik;

Her şey Türk milleti için, Türk milleti ile beraber ve Türk milletine göre sözleriyle özetlenebilecek, Türk milletine bağlılık, sevgi ve Türkiye devletine sadakat ve hizmettir...

Ülkücülük;

Türklük, gurur ve şuurunu İslam Ahlak ve Faziletleri doğrultusunda benimsemek ve benimsetmek.

Ahlakçılık;

Türk milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun yüksek varlığını korumayı ve geliştirmeyi ön gören esaslarına ahlakçılık esasları denir.

İlimcilik;

Olayları ve varlığı ön yargılardan ve art düşüncelerden sıyırarak ilim düşüncesi ile incelemek ve girişilecek her tür faaliyette ilmi önder yapmak prensibidir.

Toplumculuk;

Her çeşit faaliyetin, toplumun yararına olacak şekilde yürütülmesi görüşüdür. İçtimai ve iktisadi olmak üzere iki ayrı bölümü kapsamaktadır. İktisadi görüş olarak mülkiyeti esas kabul eder, fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve ana stratejik iktisadi faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.

Köycülük;

Köyleri tarım kentleri halinde birleştirerek kalkındırmayı öngörür. Köylünün tefecilerin elinden kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi hedef alır. Bilhassa orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak amacını güder.

Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik;

Birleşmiş Milletler Anayasasında yazılı bütün hürriyetlerin sağlanmasını gaye edinmiştir. İnsanların şahsiyet olarak geliştirilmesini toplumun kalkınması için yararlı bir yol olarak kabul eder.

Gelişmecilik ve Halkçılık;

İnsanlar ve medeniyetler daima daha iyi, daha güzeli, daha mükemmeli istemek ve aramakla gelişir. Elde edinenle yetinmemek ve daima daha ilerisini istemek ve bunu elde etmek için gayret göstermek şuurudur. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden, milli benliğinden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayedir. Yapılacak her işte halka doğru, halkla beraber olmayı ilerlemenin, yükselmenin vazgeçilmez bir prensibi olarak kabul ederiz.

Endüstricilik ve Teknikçilik;

Türk milletinin kalkınması için sanayileşmesi gerekmektedir.